Cumartesi günü Bahçelievler Pazarını gezdik, alış veriş yaptık.. fiyatları biliyoruz.. akşam televizyon da haber: “ Rusya meyve sebze almadı fiyatlar dip yaptı” diye..
      İstanbul pazarında vatandaşı sipariş üzerine konuşturan : Televizyon muhabirleri her şey ucuzladı, dese de konuşan kişinin arkasındaki domatesin üzerindeki fiyatın 4 TL olduğunu görüyoruz..
      Bir ay önce ilk çıktığında tam sararmamış mandalın aldığımızda kilosu 1.50 kuruştu.. bugün de aynı fiyat olduğunu görüyoruz, ne ucuzladı hangi ürün ucuzladı..? yalandan kim öldük ki..! yap yalan haberi gitsin !..
      Bizim televizyon da gazetelerde: “Domates veya Karpuz Tarlada Kaldı !” haberi çıktığında , markette , manavda fiyat değişmez ama garip çiftçinin malını elinden ucuza alırlar..! vatandaşın cebine bir şey yansımaz..
      Rusya ürünlerimizi almayacak yaygarası altında yatan olayında ben aynı olduğunu gördüm.. 1 Ocak 2016 da başlayacak olan uygulamanın yaygarasının bizimkiler bugünden yapmaya başladılar bile..
      Televizyonlara : Yalanda olsa haber gerek ! sonra yalandan kim öldü ? ölen varsa bana gösterin.. salla salla gitsin !..
      Evinizin yanındaki manava uğrayın bakalım hangi ürünün fiyatı düşmüş ! yalan haberler yapma bizim kanımızda var galiba !
      Domates tarlada kaldı ? Karpuzu ineklere yediriyorlar !  gibi klasik başlıklar atılır.. haberler yapılır ama bizim manavda fiyat beş kuruş aşağı düşmez.. bu haberlerle çiftçilerimiz kandırılarak elindeki malı beleşten daha ucuza satın alırlar.. geçmişte hep böyle oldu.. bugünde aynı yolda koşuyoruz.!..
      Yalan haberden kim öldü ?
      Rusya pazarı kapanırsa : Diğer Pazarlar var.. sonra geçen günde yazmıştım.. Rusya Türk Mallarına yüzde yüz ekonomik ambargo koyamaz.. ! niye ? halkı bu malları alıp yemeye alışmış.. bir şekilde alır ve yer !..
     Biz doğrudan Rusya’ya satmayız belki ama Gürcistan veya Azerbaycanlı tüccara veriziz o da alıp götürerek Moskova da meydan da satar !..
     Türk malı olmaz: Gürcistan malı olur, belki Azerbaycan malı olur ama yine o ürün orada satılır.. kilosu 10 manat olmaz 15 manat olur hepsi bu olur..! yinede satılır..
     Bir vahim durum da bizden !..
     Bizim meslektaşlar yalan haber yaptıkları gibi !.. birde son dönemde gazeteci maalesef ki kalmadı.. haber yapmasını bilen kalmadı..
     Gazetenin, televizyon kanalının önünden geçen gazeteci oluyor !.. iş ayağa düştü..
     Örnek: Diyarbakır da şehit edilen özel harekat polisi memuru Mustafa Katırlı’nın cenazesi dün kılınan cenaze namazından sonra toprağa verildi ? veridi de nerede ? nasıl verildi.. ? 
     Kahramanmaraş Türkiye’nin yüz ölçümü olarak 11 büyük ili 11 ilçe bir merkez olmak üzere devasa büyük bir şehir..
     Gazeteci arkadaşlarımız kusura bakmasınlar: “Kahramanmaraş Şehidini Uğurladı “ 
     Şehit polisin cenazesi Ulucamide kılınan cenaza namazından sonra tekbirlerle toprağa verildi ?.. diyorlar..
     Ulucami, Merkez de , Türkoğlu, Pazarcık, Göksun, Elbistan, Afşin  de olmak üzere hemen her ilçemizde var..? hangi ulucamii de ? nerede ?..
     Oysa şöyle bir giriş olsa: “ Diyarbakır da şehit edilen Polis Memuru Mustafa Katırlı’nın cenazesi Memleketi Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi Ulucamiinde kılınan cezana namazından sonra tekbirlerle aile kabristanlığında toprağa verildi!..” deseler haber tamam olacaktı..
     Pazarcık ulucamii de kılınan cenaze namazına: Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Milletvekilleri, Celalettin Güvenç, İmran Kılınç, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç , Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, Kaymakamlar, Belediye Başkanları ves katılanların yazılması ile girilse anlaşılır ve çok daha güzel olacaktı..
     Ama haber habere benzemiyor, yazı yazıya benzemiyor.. işin doğrusu bu.. Genç kuşak gazeteci arkadaşlarımız mutlaka bir eğitime tabi tutulmalıdır..
     Haber dili ve Haber yapma eğitimi mutlaka verilmelidir..
     Burada görev : Gazeteciler Cemiyeti- Basın İlan Kurumu ve Başbakanlık Basın Yayın 
Enformasyon genel müdürlüğüne düştüğüne inanıyorum..
     Maalesef ki : Gazeteci kalmadı..! haber yazmasını bilen kişi kalmadı.. haber yapmasını bilen kişi de kalmadı.. sorumlu olan kalmadı.. sonuç böyle olunca , yalandan kim öldü ? salla gitsin , haber diye yapılandan benden bir şey anlamıyorum..
     Bir birimizin aynasıyız.. İstanbul da aynı, Maraş’ta aynı, Ankara da aynı, gazetecilik mesleğinin can çekiştiğini üzülerek görüyorum..
     Birileri bu mesleğin onurunu koruması gerekiyor..
     Gazeteciliği el birliği ile kurtarmamız gerekiyor..
     Bizden söylemesi..
     İyi günler..