“Türk Milletini savaş meydanlarında mağlup edemeyen Haçlı zihniyeti; sözde parlamento kararlarıyla ülkemizi ve milletimizi mahkum etme gayreti içindedir; zira kendi aşağılık emperyalist düşüncelerini gizlemenin, tarih boyunca masum milyonlarca insana yaptıkları soykırımı perdelemenin başka yolu yoktur. Almanya’nın sözde ermeni Soykırımı ile ilgi aldığı karar, aynı zihniyetin tezahürü ve tipik bir Batı’lı ikiyüzlülüğüdür.
Batı’nın İnsan Hakları, Barış, Demokrasi kavramlarıyla yalnızca kendi toplumsal yapısının mutluluğunu ve çıkarlarını hedeflediğini; esasında doğruluktan, ahlaktan ve objektiflikten hiçbir eser taşımadığı her geçen gün daha da ayyuka çıkmaktadır. Geçmişi karanlık, elleri kirli bu gafiller akılları sıra Türk Milleti’ni yargılamaya, tarihimiz hakkında hüküm kurmaya çalışmaktadır. Yüzyılın en büyük yalanına ortak olan Almanya, Türkiye ile ilişkilerine ciddi bir darbe vurmuştur. 1915 olaylarının “soykırım(!)” olarak nitelendirildiği metinde, Ermenistan ile Türkiye arasında arabulucuk yapılacağı ifade edilmesi ise arsızlıktan başka bir şey değildir. Milletimize iftira atan bir devletin ve milletin arabuluculuğunu Türk Milleti asla kabullenmeyecektir. Geniş ve gelişmiş ilişkilerimize rağmen, Ermeni diasporasına yaranmak için böylesi bir karar alan Almanya, Türkiye ile ilişkilerini nasıl düzeltecektir? Üç milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da, bu tasarıya el kaldıranlar hangi yüz ile gurbetçilerimizden oy isteyecektir? Dahası ise bu karalama kampanyasının siyasallaşarak tarih ve hukukçulardan çıkmasına katkı sağlayan Almanya hangi gerekçe ile böyle bir karar almıştır?
Şer cephesinin bu denli genişlemesinde ve yalan kampanyasının hızla yayılmasında beklide en büyük suç maalesef yine yerel siyasetteki eksikliktir. Zira, Ermeni diasporası yalanlarını attırdıkça, Türkiye’de kiliseler açıldı. ASALA’nın katlettiği diplomatların kanı kurumadan, Hocalı Soykırımı’nın sorumlularından Sarkisyan Türkiye’de ağırlanmıştır. Birileri Ağrı’yı Kars’ı haritalarına alırken gayrı milli eğitim ile tarihi Revan unutturularak Erivan oluşmuştur. Dağlık Karabağ okullarda anlatılmamış, 1915 yılında milletimize yapılan katliamların hesabı Taşnak zihniyetinden sorulmamıştır. Türk Milleti, oyalanırken dışarıda cephe cephe yayılan iftira mafyasına karşıda somut bir adım atılmamıştır. Zira en son aynı yalana katılan Fransa’ya nasıl bir yaptırım uygulamıştır? Kuru hamasi söylemlerin arkası hangi icraatlar ile doldurulmuştur? Bugün Almanya’ya karşı ne yapılması düşünülmektedir? İşte, dışarıda ki gelişmelerin sebebi biraz da bu sorularda gizlidir.
Türk Milliyetçileri oynanan oyunun farkındadır. Hangi siyasi komplolar kurulursa kurulsun, hangi iğrenç iftaralar atılırsa atılsın; Türk Milleti Haçlı zihniyeti karşısında asla diz çökmeyecek ve hesap sahiplerinin hesaplarını daima boşa çıkaracaktır. Bizler gücümüzü her bir bölümünden şan ve şeref taşan Türk tarihinden ve bu milletin oluşturduğu yüce Türk ahlakından alıyoruz. Tarihleri kan ve kir kokan, insanlık aleminin başına en büyük gaileleri açmış bulunanların ülkemiz ve milletimiz hakkındaki bu aşağılık iftiralarını kendilerine iade ediyoruz. “ dedi.
Editör: Haber Merkezi
