Çabukel, açıklamasında öncelikle, son günlerde alevlenen Hızlı Tren tartışmasına değindi: “ Yüksek Hızlı Tren de Tıpkı Mersin-Adana-Gaziantep-Şanlıurfa Otobanı gibi Kahramanmaraş’ı yine yeniden teğet geçecektir. “ dedi.

Çabukel, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Biliyorsunuz Tüm kanallarda Canlı olarak verilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Milletvekillerinin üzerine basa basa söz verdiği Hızlı Tren Hattının Kahramanmaraş’tan Geçmeyeceğini ve ihalenin de yapıldığını ne yazık ki üzüntü ile öğrendik.

AK Partili Milletvekili Lütfi Özkan tarafından Mersin-Adana- Gaziantep Yüksek Hızlı Tren hattının ihalesinin yapıldığını ve yapılan ihale ile ilgili harita paylaştığını hepimiz gördük. Bu da Ak Parti Kahramanmaraş Üst Düzey yetkilileri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Milletvekillerinin Kendi Genel Merkezlerinde bile hiçbir güçlerinin olmadığını maalesef yeniden öğrendik. Yüksek Hızlı Tren de Tıpkı Mersin-Adana-Gaziantep-Şanlıurfa Otobanı gibi Kahramanmaraş’ı yine yeniden teğet geçecektir. Bu görevde bulunan kişilere nasıl Kahramanmaraş güvenilebilir. Sizleri kandırıyorlar değerli hemşerilerim. Gözünüze baka baka yalan söylüyorlar. Bu kişileri size havale ediyorum.

AKP’nin size verdiği tüm sözleri bizzat gündeme getireceğiz. Tıpkı söz verilmesine rağmen yapılmayan stad, sahipsiz takımı, kirlenen havası, kasten kanser edilen vatandaşları gibi konularda özellikle açıklamalarımız yapacağız.”

SAĞLIK ÇALIŞANLARI PSİKOLOJİK OLARAK VE BEDENEN TÜKENME NOKTASINA GELMİŞTİR

Pandemi sürecine ve sağlık çalışanlarının sorunlarına da değinen Çabukel, şu ifadelere yer verdi: “Hem dünyada hem de ülkemizde hayatı tehdit eden ve küresel bir salgın haline dönüşen COVID-19 pandemi nedeniyle Kahramanmaraş’ta da olağanüstü günler yaşamaktayız.

Sağlığın kazanılması ve korunması için emek veren bütün sağlık çalışanları, ciddi risk altında görev yapmaktadır. İyi Parti olarak tüm sağlık çalışanlarına ve özellikle de Kahramanmaraş Sağlık İl Müdürlüğü ve Personellerine teşekkürlerimizi sunarız.

COVID-19 salgınının kontrolden çıkmasıyla birlikte sağlık çalışanları psikolojik olarak ve bedenen tükenme noktasına gelmiştir.

Edindiğimiz bilgilere göre, 14.03.2020 tarihinden 07.10.2020 tarihine kadar pek çok sağlık kuruluşunda, aşağıdaki sorunlar yaşanmaya devam etmektedir. Bu anlamda Sağlık Bakanlığının bir çok konu ile ilgili olarak bu pandemi sürecinin iyi değerlendirilmesini ve esaslı değişikliklerle sağlık çalışanlarının haklarının düzeltilmesini öneriyor ve talep ediyoruz.

Bilindiği üzere Türkiye’de COVID-19 tanısı almış sağlık çalışanlarının sayısı gün geçtikçe artıyor ve daha fazla sağlık çalışanlarını kaybetmemek için Sağlık Bakanlığı’nı önlem almaya davet ediyoruz.

Sağlık çalışanları tüm olumsuzluklara rağmen vatandaşımıza kaliteli sağlık hizmeti verebilmek için fedakârca çalışmaktadır. Binlerce hekim ve sağlık çalışanı hastanelerde, ASM’lerde ve filyasyon sırasında enfekte  olmaktadır.

YAŞANANLARIN ESAS SORUMLUSU, SAĞLIK BAKANLIĞIDIR

Yaşananların esas sorumlusu; sağlık çalışanlarının zor çalışma koşullarını görmezden gelen, çalışma koşullarını ve çalışma düzenini salgınla mücadeleye uygun hale getirmeyen, gerekli önlemleri zamanında ve etkin olarak almayan, gerekli denetimleri yapmayan, kişisel koruyucu donanımları zamanında sağlamayan sağlık bakanlığıdır Bu çalışmanın karşılığında sağlık çalışanları ödüllendirilmesi ve takdir edilmesi gerekirken adeta cezalandırılmaktadırlar. Bu zor süreçte tüm bunlara rağmen halkımız tarafından sağlık çalışanlarının alkışlandığına, milletin ve devletin her kademesinden sağlık çalışanlarına teşekkür edilip, onları takdir edildiklerine şahit olundu. Her ne kadar alkışlar ve teşekkürler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarına son verilmekten geçtiğini bilmenizi isterim.  Ne yazık ki; bu geçen süreçte adı tavandan ama kendi yavandan olan bir ek ödeme ile sorunlar geçiştirilmeye çalışıldı. Bunu bir kenara bırakın sağlık çalışanlarını güvence altına almayıp, günü kurtarma bile diyemeyeceğimiz ancak saati kurtarmak diye tabir edebileceğimiz bu işler, sanki tüm sorunları çözmüş gibi kamuoyuna yansıtılmaya çalışılmıştır.

Her yanı adaletsizliği nedeniyle dökülen ek ödeme sanki ikinci bir maaş gibi gösterildi. Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filyasyon çalışmasında aktif görev alan tüm sağlık çalışanı ve 112 komuta merkezi aile hekimliği çalışanlarına ödemelerin düzensiz yapılması ile adeta bu çalışanların emekleri yok sayıldı.

3600 EK GÖSTERGE SÖZÜ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

Diş Hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi. Asıl beklenti sağlık çalışanlarının gerçek anlamda ve talebimiz bir şekilde ücretlerinde artış yapılmasıydı. Biz bu konuda taban aylığa artış yapılmasını İyi Parti olarak gündeme getiriyoruz esaslı bir iyileştirme olmalı. Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Ek Ödeme değil Tek Ödeme istiyoruz. Bunu da maaş zam olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür. Bunun dışında; 3600 Ek gösterge sözü bir an önce hayata geçirilmelidir.

Bunun için;

COVID-19’a yakalanmış sağlık çalışanları meslek hastalığı kapsamına alınmalı. Düzenleme geriye dönük olarak da geçerli olmalı.

Kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının geride bıraktıklarının yaşamı güvence altına alınmalı.

COVID-19 tedavi süreçlerinin ülkemizde biriken veriye dayanan uluslararası bilimsel kanıtlar üzerinden oluşturulan rehberler doğrultusunda güncellenmesi ve izlenmesi gerekir.

Sağlıkta şiddet vakaları için etkili önlemler alınmalı.

Tüm sağlık çalışanlarına standartlara uygun ve yeterli kişisel koruyucu donanım sağlanmalı ve düzenli olarak PCR testi ile tarama yapılmalı.

Ek ödeneklerin ücretlerinde emekliliğe de yansıyacak şekilde düzenleme yapılmalı; performans ödemeleri en üst seviyeden ödenmeli, çalışanların hastalık izni ve rapor nedeniyle ücretlerinde kesinti uygulamasına son verilmeli.

Yeterli sayıda ‘kadrolu’ ve ‘güvenceli’ olarak sağlık çalışanı istihdam edilmeli

Hastane yöneticilerinin asli görevinin, personelin huzurlu ve güvenli ortamlarda çalışmasını sağlamak ve huzurlu bir ortam olmalıdır.

Döner sermaye sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gibi konularda maalesef gelişme kaydedilmemiştir. Bu konuda Esaslı değişikliklere ihtiyaç vardır. Özellikle İlçe hastaneleri ve birçok şehir hastanelerinde adaletli bir döner sermaye sistemi maalesef bakanlık tarafından sağlanamamıştır.

Korona virüs salgını, Kahramanmaraş’ta başta sosyal hayat ve ekonomi olmak üzere hayatın çeşitli alanlarında önemli etkiler yaratmaya devam etmektedir. Bu süreçte toplumun birçok konuda tutum ve davranışlarında da değişiklik olması bekleniyor ve beklendi. Olumlu tarafları olduğu gibi maalesef olumsuz tarafları da olmuştur.

Salgınlara bağlı karantinalar sırasında öfke patlamaları, öz kıyım düşünceleri ve girişimleri, karantinadan kaçma girişimleri ve bu nedenle. Zorunlu karantina uygulamalarının olası yararlarını değerlendirirken ortaya çıkabilecek olumsuz ruhsal sonuçlarını da hesaba katmak gerekir.

(Örnek; Kahramanmaraş Büyük Şehir Belediyesi Personeli korona virüsünden dolayı ruhsal ve panik atak sonucu intihara kalkışmıştır, yine Kahramanmaraş’ta Milli Eğitim Personelinin İntihar etmesi) İyi Parti olarak önerimiz yeni korona virüsle ilgili karantinanın ruh sağlığı ve iyilik hali üzerine olası etkilerini belirlemek için SARS, Ebola,H1N1-influenza gibi daha önceki salgınlarda yapılan araştırmaların sonuçlarından yola çıkarak korona virüsle ilgili önlemler alınması konusunda araştırma yapılmalıdır.

Sağlık çalışanı ebeveynlere, çocuğunun bakımı ve sağlığı ile mesleğini icra etme ve geçimini sağlayabilme arasında seçim yapmaya zorlamadan ücretsiz kreş, çocuk bakım desteği ya da ücretli idari izin gibi olanaklar sağlanmalı.

Bu sorunların hemen hepsi, çalışanların sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkıyla ve hastaların iyi sağlık hizmeti alma hakkı ile doğrudan ilgilidir.

Bilindiği üzere Türkiye’nin tarafı olduğu Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Avrupa Sosyal Şartı, Biyo-Tıp Sözleşmesi, Anayasa’nın 2. Maddesi,17. Maddesi,  56. maddesi ve 90/son Maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. Maddesi, 5. Maddesi ve 13. Maddesi başta olmak üzere pek çok düzenlemede; devletlerin, işverenlerin, çalışanların güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışmasını sağlama, hastalara mesleki standartlara uygun sağlık hizmeti sunma bir hukuki yükümlülük olarak düzenlenmiştir.

Bunun için Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemikinfluenza’ya karşı mücadele esnasında ilgili etik ve hukuki normların nasıl anlaşılıp, uygulanacağına dair özel kurallar, etik yaklaşımlar geliştirilmiştir

Sağlık çalışanları için dile getirdiğimiz taleplerimizin tamamı üniversite hastanelerinde fedakârca görev yapan arkadaşlarımız için de geçerlidir. Bu konuda YÖK ve rektörlükler üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Kendi kuruluşlarında ne çalışanları mağdur edecek uygulamalara imza atmalı, ne de çalışanların herhangi bir ayrımcılığa uğramalarına müsaade edilmelidir.

Sağlık Çalışanları konusunda Özel Hatanelerde ve Eczaelerdede gerekli teçhizat giderlerinin özellikle Pandemi konusunda Devlet tarafından sağlanmalı, özel hastanelere ve eczanelere ek bir yük bindirilmemelidir. Orada çalışan sağlık çalışanları için de özellikle bu pandemi süreci boyunca Devlet Hastanelerinde çalışanlar için saydığımız haklar bizzat sağlık bakanlığı tarafından verilmelidir.

Bu uygulamalardaki amaç ise; vatandaşların etkin sağlık şartlarına her hastanede en iyi şekilde ulaşmasını sağlamak ve yaygın sağlık politikası ile riski en aza indirmektir.

Teşhisli olduğu bilinen ve testi pozitif çıkmakla birlikte ayakta tedavi gören vatandaşlar kendi ilaçlarını bizzat Eczanelerden almaktadırlar. Bu durum hem eczacılar için hem de ilaç almaya giden tüm vatandaşlar için büyük bir tehlike ve RİSK oluşturmaktadır. Bu anlamda İYİ Parti Kahramanmaraş İl Başkanlığı olarak Sağlık İl Müdürlüğüne buradan bir teklifimiz var. Partimize ait olan ve Onikişubat İlçe Başkanlığımız tarafından alınan araç ile servis faaliyetini Sağlık Ekiplerinin yetersiz kaldığı yerlerde devreye sokmak isteriz. Biz de bu süreçte elimizden gelecek her şeyi yapmak istiyoruz.

Bugün burada yaptığımız basın açıklamasıyla sağlık çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini tekrar gündeme getirerek çözüm istedik.

Kahraman sağlık çalışanlarının daha iyi şartlarda sağlık hizmeti sunması, daha iyi çalışma şartlarına ve imkânlarına kavuşması için söz söyledik. Bugüne baktığımızda özel hastanelerde devlet hastanelerden aile hekimliklerine, sözleşmelilerden hizmetlilerimize, doktorumuzdan sağlık memuruna 112 istasyonu ve 112 komuta merkezi de her sağlık çalışanın ortak sorunları mevcut olduğu gibi hayata geçmesi zaruri talepleri de vardır.

Gayretimiz ve mücadelemiz bunların gerçekleşmesi içindir. Umut ediyoruz ki sağlık çalışanlarının sorunlarına ve taleplerine bakış açısı değişir.

Meselelere kulak arkası, sumen altı edilmez, çalışanın aleyhine değil lehine olan düzenlemeler hayata geçer. Bu temennilerle korona virüsle mücadelede Türkiye’nin dört bir yanında şifa dağıtan, Çalışma hayatındaki tüm zorluklara ve yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen özverili bir şekilde hizmet eden tüm kahraman sağlık çalışanlarına kolaylıklar diliyorum.

Vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum; Sağlık çalışanlarının yüklerinin hafifletilmesi için COVID-19 tedbirlerine yani maske-mesafe ve temizlik kuralına uyarak destek olun.”

Basın açıklamasına İYİ Parti Dulkadiroğlu ilçe Başkanı Fatih Öztürk, Kadın kolları il Başkanı Büşra Telli, Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Ceren, ve sağlıktan sorumlu il başkan yardımcısı Mehmet Pamukçu ile partililer katıldı.

Editör: Haber Merkezi