Marmara depreminin ardından zorunlu hale gelen 2012 yılından itibaren de yasalaşan DASK Zorunlu Deprem Sigortası ne işe yarıyor?
DASK, zorunlu deprem sigortası olarak karşımıza çıkıyor. Açılımı Doğal Afet Sigortaları Kurumu olan DASK'ın yaptırılmadığı, bir konut ya da iş yerinin satışı, kiralaması yapılamadığı gibi, elektrik, su ve doğalgaz gibi abonelik başvuruları da onaylanmıyor.
Zorunlu Deprem Sigortası olan DASK, olası bir depremin getirdiği zararların teminatı için yaptırılıyor. Depremden sonra sağlıklı ve düzenli bir yaşama geçilme sürecinin daha hızlı olmasını amaçlıyor.
AMACINA UYGUN YAPILIYOR MU?
Vatandaş elektrik ve su abonesini almak için gittiğinde ilgili kurum zorunlu olarak DASK istiyor. DASK fiyatları 260 TL’den başlayıp binanın durumu ve metrekaresine göre artıyor.
Fakat vatandaş 50 TL ödüyor ve DASK poliçesini alıyor. Abonelik işlemini de tamamlamış oluyor.
260 TL’den başlayan ve yapının durumuna göre artan fiyatlar nasıl oluyor da 50 TL’ye yapılıyor. Üstelik olası bir depremde de hiçbir hükmü olmuyor ve hak talep edemiyorsunuz. Sadece Elektrik ve su abonelik işlemlerinde işe yapıyor.
Bu durumda, devletin olası bir depremde yaraları hızla sarmak için kurduğu, açılımı Doğal Afet Sigortaları Kurumu olan DASK, amacına uygun işlemiyor.
KAZANAN KİM?
Su ve elektrik aboneliği için ilgili kuruma gittiğinizde DASK poliçesi için vatandaş en yakın sigorta şirketi yerine su yada elektrik malzemesi satan bir esnafa yönlendiriyor. O esnafta 50 TL’ye DASK Poliçesini veriyor ve abonelik işlemi bununla tamamlanıyor.
Olası bir felakette vatandaşın yarasını sarmayacak olan ve mecburiyetten ödediği 50 TL nereye gidiyor? Kimlerin cebini dolduruyor?
Devlet olası bir depremin getirdiği zararların teminatı için DASK’ı zorunlu tutuyorsa, neden gerçek anlamda yaptırmıyor ve takibinde olmuyor?
Zorunlu ise amacına uygun yapılmalı. Bu durumda ödenen 50 TL vatandaşa yükten başka bir şey getirmiyor.
Bu durumda kim kimi kandırıyor? Devlet mi vatandaşı, vatandaş mı devleti?