Eğer nasip olursa sizlerle, 4 yıl birlikte çalışacağız. Peygamber Efendimiz Bedir savaşını kazanıp döndüğü zaman “ Küçük savaşı kazandınız, şimdi büyük savaş var” der. Bende diyorum ki sizeler “Küçük dereyi geçtiniz, önümüzde büyük dereler var”. Kararlığınızı, çalışmanızı ve azminizi arttırarak devam ettirin önümüzde çok daha ciddi bir süreç var. Bu nedenle sizinle birlikte çalışacağız, sizinle birlikte yorulup, sizinle birlikte yol alacağız. Bu çalışmalarımızla bu gayretlerimizle, bu yeteneklerimizle bu süreçte inşallah hep birlikte çok güzel şeyler yapacağız. Biraz sonra bunlarla ilgili düşüncelerimi görüşlerimi paylaşacağım.
Değerli arkadaşlar, TEOG sınavının 1.si bitti, bu hafta sonunda sınava girmeyen öğrencilerimizin telafileri var. Tüm öğrencilerimize başarılar dilerim. Milli Eğitim Bakanlığımızın yapmış olduğumuz çalışmaların illerde karşılık bulmuş olması memnuniyetle karşılanıyor ve sayın bakanımız sizlere selamını iletiliyor. Bundan önceki süreçte de değerlendirme bittiğinde Sayın Bakanımız “ yeni başlayan arkadaşlara bizim, selamımızı götürün, onlarla konuşun, gerekli bilgilendirmeleri yapın” dedi. Ben Sayın Bakanımızın selamını söylüyorum sizlere.
Sizlerin yetiştirdiği öğrenciler, ortaya çıkardığınız değerler bu sınavın başarısına bağlı olarak değerlendiriliyor. Bunun için hep birlikte şunu yapmalıyız. Programlarımızı çok ciddi takip edeceğiz, planlarımızı ona göre yapacağız. Kazanımlarımızı atlamadan öğrencilerimizin bu sınavda başarılı olmasını sağlayacağız. Onlara bir sıkıntı yaşatmadan, yansıtmadan bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamlamalıyız.
Türkiye’de televizyon ve diğer basın kuruluşlarının gündeme taşımış olduğu uyuşturucu ile ilgili bir hususu var. Gerek okullarımızın çevresinde, gerek okullarımızın içerisinde gerekse ilimizde lokal olarak ağızdan kullanılan ağız otu ile ilgili alışkanlıkların yok edilmesi anlamında hepimizin alması gereken bazı tedbirler var. Önce güzel örnek olacağız. Sonra, Özellikle okul civarlarında uyuşturucu ile ilgili, cinsel istismarla ilgili çevremizde çok dikkatli ve uyanık olmalıyız. Bu hepimizin üzerinde bir sorumluluktur.
Ben burada ilk göreve başladığımda, arkadaşlarımızla yaptığımızda toplantıda özellikle şunları söylemiştim. Bizim üç tane kırmızı çizgimiz var. Bu üç çizgiden bir tanesi yolsuzluk. Hiçbir arkadaşımın yolsuzluğa bulaşmasını istemem, sizler de bunlardan uzak durun. Böyle bir arkadaşımız olursa ona uygun gözle bakmayız demiştim, böylece sizlerle de paylaşmış olayım. Diğer kırmızı çizgi ise ahlaksızlık, ahlaksızlık alanını ne kadar genişletirseniz genişletin, ya da ne kadar daraltırsanız daraltın hiçbir arkadaşımızın ne kendini, ne de bizlerin başını öne eğdirecek bir ahlaksız tavır ve davranış içinde bulunmasını arzu etmediğimize dikkat çekiyorum. Diğer kırmızı çizgimizde vatandaşa kötü muamele davranışıdır. Bizler vatandaşlarımıza hizmet için varız. Onlar için organize olduk, onlar için teşkilatlandık. Bu devasa yapılar onlar için kuruldu. Tabi onların uygunsuz her taleplerini de yapalım demiyorum. Siz onun işini yapamayabilirsiniz ama ona insani değer vermelisiniz. Oturtur bir çay ikram edersiniz, diyaloğa açık olursunuz, işimin olmayış nedenini uygun bir dille anlatırsınız, gerekirse telefonunuzu verirsiniz ama bu işin yapılmayacağını izah edersiniz, onu gönül hoşluğuyla gönderirsiniz. O’da başka alanlara gidip, sizleri ve bizleri sıkıntıya sokacak farklı alanlara yönelmez. Onun için değerli arkadaşlarım sizden ricam, 1- yolsuzluğa 2- ahlaksızlığa 3- vatandaşa karşı kötü muameleye kalkışmayın. Bunlarla ilgili kurumlarınızda gerekli tedbirlerinizi alın.
Okulunuzun her tarafından haberdar olun, sizin görmediğiniz, bilmediğiniz hiçbir alan olmasın. Bunlara meydan vermezseniz, işlerinizin sağlıklı yürüyeceği inancındayım. Nasıl başlarsanız, öyle gider diye düşünüyorum. İyi başlarsanız sizi ve bizi iyi bir noktaya getirir diyorum.
Okullarımızın kantinlerinin denetimi de anlattığım konularla ilgili önem arz etmektedir. Bu kantinlerde okul iklimlerine uymayan, birşey olması söz konusu olabilir. Orada bulunup çay içmenizi, orada ki davranışları görmenizi arzu ediyorum. Öğrencilerinizi alışveriş adı altında da olsa dışarı çıkmalarına müsaade etmeyin. Her şey sizin kontrolünüz altında olsun.
Ders kitapları sayısının zamanında girilmesi, dağıtım zamanı geciktirilmeden alınması ve bir aksaklığa meydan vermemek için gerekli tedbirleri alarak planlama ile ilgili ortak tavırlar geliştirmeliyiz.
Okullarınızda MEBBİS bilgilerinizi mutlaka güncelleyin. Bu bilgilerinizin güncellenmesi hem sizin açınızdan, hem de öğretmenleriniz açısından önemli ve hayati değeri vardır.
Oklularımızda ki eğitim-öğretim faaliyetlerinizi öğretmenlerinizle birlikte yürüteceksiniz. Öğretmenlerinizin de bu sürece katkıları olacak. Onlarla yakın ilgilenmenizi, onlara değer vermenizi ve fikirlerinden yararlanmanızı istiyorum. Ben dili yerine, biz dilini kullanmalısınız ve paylaşmalısınız.
Değerli arkadaşlar, aslında eğitimde bizim fazla bir eksiğimiz yok. Kitabımız var, defterimiz var, kafamızı sokacağımız bir sınıfımız var. İnternet üzerinden ulaşacağımız materyallerimiz var. Yani açıkçası her şeyimiz var ama derdimiz yok diye düşünüyorum. Olmaması gereken bir şeyin olmaması, olacak bir şeyin olması için önlem alacak bir derdimiz yok. Onun için bizim katkımız nedir düşüncesini taşımamız gerekiyor. Adanmış insanlara, adanmış eğitimcilere, adanmış yüreklere ihtiyacımız var. Bu adanmışlığı hem siz yapar hem de öğretmen arkadaşlarınızla paylaşırsanız, bunların sizlere ve bizlere çok büyük katkısı olacaktır. Onun için öğretmenler odasına, öğretmenlerinizle diyaloğa, öğretmenlerinize önem verin. Bunun size çok büyük faydalar sağlayacağını düşünüyorum. Başarının da bu şekilde geleceği umudundayım. Zaman zaman öğretmenler odasına gidin, onların çayını için, kendi odanıza çağırın, onların sıkıntılarıyla ilgilenin. Bu size büyük bir avantaj sağlar.
Okullarınızda fazla ve eksik malzemeleriniz olabilir. Gittiğinizde bütün bölümleri gezerek tespitini yapın. Gereksiz ve fazla malzemelerinizi arkadaşlarımızla paylaşın. Depo ve arşivlerinizde kullanmayacağınız malzemeleri saklamayın.
Sizlere gelen yazılara zamanında cevap verin, gereğini yapın. Bazı yazıların geri dönüşleri olacak, onlarla ilgili mutlaka notlarınızı alın. Toplantı ve davetlere olabildiğince katılın. Eğer siz katılamayacaksanız mutlaka başka bir arkadaşınızın katılmasını sağlayın. Bu çalışma size kurumunuz adına ayrı bir değer kazandıracaktır.
Değerli arkadaşlar, Kahramanmaraş ili Türkiye ve dünyada şairlerin ve yazarların zirve yaptığı. Her sokağında her evinde, tanınmış veya tanınmamış yazarları ve şairleri barındıran bir kent. Sizlerin de, bizlerin de bu sürece katkı sunması gerekiyor. Bu katkıyı sunarken önce kendimizden başlamalıyız. Biz herkesten çok okumalıyız, biz herkesten çok bilmeliyiz ve herkesten çok araştırma yapmalıyız, yani bunu yaşantımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Okumaya zaman ayırma, düşünmeye zaman ayırma, anlatmaya zaman ayırma gibi önemli bir faktörümüz olduğunu düşünüyorum.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu bir faaliyet var. Kahramanmaraş’ta ilk defa yapılacak ” Kitap ve Kültür Fuarı”. Bununla ilgili olarak Ahmet Akküncü Bey çok çalıştılar gayret gösterdiler. Biz bu kadar öğrencimizi, bu kadar insanımızı İstanbul, Ankara gibi şehirlerde ki fuarlara götürme şansımız yok. Ama şairler ve yazarlar ayağımıza gelmişken, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin bu yazarlara, bu şairlere katılımını sağlayarak bunu bir fırsata dönüştürmeliyiz. Bu faaliyetten hepinizin büyük kazançlar elde edeceğinizi düşünüyorum. Bu fuara başta sizin, öğretmenlerinizin, öğrencilerinizin ve velilerinizin aktif katılımının sağlanmasını istiyorum.
Öğretmenevimizde bulunan kıraathaneyi bundan sonra daha aktif kullanacağız. Dulkadiroğlu Belediyemizle bir protokol imzalayacağız. Orada ki faaliyetleri bu belediyemizin katkılarıyla daha da güçlendireceğiz. Sizlerden orada ki yazar ve şair buluşmalarına katılmanızı ve destek vermenizi bekliyorum” dedi.
İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt’un konuşmasından sonra Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Akküncü’de ” Kitap ve Kültür Fuarı” ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında bazı bilgiler verdi.
