Dünya da Türkiye, Türkiye de Kahramanmaraş okumada: Dergi, Kitap, Gazete satışlarında en son sıradayız !
    Ancak: söz konusu siyaset olunca, biz her şeyi bilen, birer dahiyiz, Türkiye de bizden başka akıllı ve bilgili insan yoktur..!
    Pazar günün dostlarla bir araya geldik..
    Birinci konu: Veysi Kaynak, adalet bakanı yardımcısı iken ne yaptı ?
    Siyaset uzmanı, her konuda dahi olan arkadaşımız: “ Veysi Kaynak milletvekilliği yaptı, Adalet Bakan Yardımcılığı yaptı ! bugüne kadar Kahramanmaraş’a bir çivi çatkımı ?” diyerek her telden bir demetle kendi partisini övmeye başladı..
    Bende o kişiye : “Çivi ve çekiç bulamadığı için bir çivi çakmamıştır ?  ama, Türkoğlu’na yapılan Türkiye’nin en büyük cezaevinin temel atma töreni yapılır sanıyorum, önümüzdeki aylarda temel atma töreni de.. belki o zaman Veysi Kaynak Adalet Bakanı olur , bir çekiç ve bir çivi götürüm o da çakar ! dediğimde dostumuz şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı..
     Tabi biz biliyoruz: Veysi Kaynak’ın bir çok projede emeği var, alın teri var !..
     Veysi Kaynak bey, basın ile pek sıkı fıkı olamadı. Yaptıklarını halkımıza yansıtamadı..
     Tanıtım eksikliği çok fazla.. oysa Adalet Bakan Yardımcısı iken Kahramanmaraş’tan bir basın danışmanı tuta bilirdi, kendini ifade ede bilirdi.. Nevzat Pakdil örneği gibi..!, inşallah bundan sonraki süreçte bunu yapar diye düşünüyorum..
     Sadece Türkoğlu ceza evi bilgisi:
     5 bin kişilik Türkiye’nin en büyük cezaevi yapılıyor inşaatına başlanalı 5 ay kadar oldu..
     2 bin Personel, yani Kahramanmaraş’a ikibin aile daha gelecektir.. 
     5 bin mahkumun, avukatı, aileleri, yakınları Kahramanmaraş’a gelecek oteller, lokantalar dolacak, uçak ve otobüs seferleri artıracaktır..
     Türkoğlu Bölge Cezaevi : Bölgemiz insanına hizmet verecektir.. en büyük katkıyı ise Türkoğluna sağlayacaktır.. işte bu Veysi Kaynak’ın Adalet Bakan Yardımcılığı dönemi eseridir.. bir çivi çaktırmamız gerekiyor.. ki bazıları sussun diye..
      İnsan ölür eseri kalır, eşek ölür semeri kalır !..
      Kahramanmaraş Sanayi Sitesinde bir çivi fabrikamız vardı oradan bir kısa çivi alacağım, Veysi Bey’e hediye edeceğim, gittiği yere bir çivi çaksın ki halk kendini unutmasın..
      Neyse aklıma yaşanan bir olay geldi..
      Sen bir boku bile bilemiyorsun !.
      Adam İstanbul dan uçağa binmiş Japonya ya gidiyor.. yanındakine başlamış konuşmaya ve de ilave etmiş, uzun yolculuk sohbet edelim, tartışalım zaman geçsin !..
      Yan koltukta oturan kişinin bir ilim adamı olduğunu bilmiyor..
      Japonya ya Üniversite de ders vermek için giden hocamız , konulara hazırlanıyor, elindeki notlar Japonca yazdığı için adam bir şey anlamıyor..
      Siyasetten, ülke yönetiminden, dünya gelişmesinden, organik tarımdan, sosyal hayata dair her konuda ahkam kesiyor..
      Sonra yan koltukta oturan hocamıza dönerek: konuşalım sohbet edelim, bir konuyu tartışalım diyor.. konuyu da sen çeç her konuda konuşalım diyor..
      Hoca: “Sen kimsin ? ne iş yaparsın ? isminiz nedir ? “ diye sorar
      Adam: ismim ne yapacaksınız, işte öyle sohbet edelim, bir daha belki görüşemeyiz diyerek hükelalık yapar, konuşmaya devam eder..
      Hocam: ödevine çalışmaya çalışıyor, ama adam her konuda uzman olduğunu göstermek için sürekli konuşuyor.. bir çırpıda terör konusunu bile çözüyor..
      Hocam: Peki konuşalım da kim olduğunu söylemiyorsun, ben seni tanımıyorum, ben her konuda seninle konuşa bilirim , konuyu sen seç diyor..
      Adam: atom, kimya, fizik konularında konuşalım !..
      Bizim hoca: şunu bir bilgisini tartayım, diyerek adama diyor ki : “ Sana bir sorum var bunu bilirsen, sohbette devam edeceğiz !.. yoksa Japonya ya kadar konuşmayacaksın !..
      Sorum: keçi, inek, eşek aynı otu yediği halde, keçinin boku nohut gibi, ineğin boku çamur gibi, eşeğin boku odun gibi bu niye böyle oluyor ? yedikleri aynı ot , niye farklı ?
      Adam düşünür.. düşünür çok düşünür ve sonra : “ Bunun bilemedim başka soru sor der..
     Hocam: “Bir boku bile bilemiyorsun, ben sana ne sorayım, seninle ne konuşayım, sen bir bok bilmiyorsun ! “ der..
     Bizde de bir bok bilmeyen adamlar seçimlere ramak kala ahkam kesiyorlar..
     Türkiye de olan biten her olayın şahidi ve görgü tanıkları, Türkiye de kendinden başka bilen yok böyle bir mantık !..
     Oysa : bir bok bilmediği kesindir!
     Tabi bir da yapılan hizmetlerin tanıtımı yapamayan siyasilerimiz var: Göksun – Kahramanmaraş yolundaki tünellerimiz, ve orada kimin emeği olduğunu çok iyi biliyoruz ama siyasiler kendilerini ifade edemiyorlar..
     Böyle olunca: bir bok bilmeyen adamlar ise ahkam kesiyor, meydan onlara kalıyor !.. 
     İyi günler..