Çok değil, ki zaman daralıyor, bir ay sonra mali müşavirler yeni başkanını seçecekler. Vakit de kalmadı, halen başkanlık için yoğun temas ve kulislerini sürdüren 3 başkan adayı, herhalde gençleri temsil ettiği söylenen Serdalkardeşimiz cesaret edememiş olmalı ki, sahaya çıkamadı bir türlü. Belki de son 15 günü bekliyor. Hani kurt dumanlı havayı severmiş ya, ondan olsa gerek, etrafı, havayı kokluyor herhalde.

Belki de adaylıktan vazgeçti, kim bilir...

Eeee, pabuç pahalı olunca, yapacak bir şey yok.

Başkanlık, koltuk ateşten gömlek. Herkes sırtına giyemez. Biraz cesaret ister, biraz bilgi-birikim, donanım ister, biraz çevre ister, biraz sosyal sorumluluk bilinci ister, biraz özgüven ister, biraz özveri ister, çokça da yürek ister. Hani 3'a bir arada içecek var ya, onun gibi bir şey işte... Bu farklı, 5'i, 8'zi bir arada oluyor.

Olmazsa olmuyor işte...

*

Geçenlerde bir yazı yazdım. Serbest Muhasebe Mali Müşavirler Odasının'onursal başkan' ünvanını elde eden sevgili Mehmet Gümüşer, sanıyorum biraz alınganlık gösterdi. Tabi niyetim onu üzmek, kırmak değildi. Senelerdir tanıdığımız bir kardeşimiz.

Bu meselede, Başkan Arif Şen arayıp, “Mehmet Gümüşer bizim abimiz, bu Oda'ya senelerdir hizmet etti, ondan çok şey öğrendik, biraz ayıp olmuş...”deyince, kimseyi kırmamak adına hem yazıyı kaldırdım, hem de bugün özür borcumu yerine getirdim.

Sadece her üç adaya da aynı mesafede olmasını önermiştim, yanlış anlaşıldıysa özür dilerim. Ha, kimi destekler, kime oy verir beni ilgilendirmez. Kendi tercihi, kendi tasarrufu...

*

Gelelim fasülyenin nimetine...

Adayların hepsi de bizim insanımız. Bizim gerçeklerimiz.

Abdullah Kalın...

Halit Alcı, ve...

Aydoğan Düzgüner...

Tanıdığınız isimler, kimseler...

*

Kimse kusura bakmasın, insanlarla diyalog kurmakta zorluk çekiyorsanız, bilgi birikimden yoksun iseniz, ağzınız laf yapmıyor, temsil noktasında sınıfta kalıyorsanız, kurmayı planladığınız ekibe sahip çıkmakta kendinize güvenemiyorsanız, laf olsun torba dolsun, başkan olayım da meseleleri Allah büyük, bilahare hallederim diyerek meseleyi ciddiyetten çıkartıyor, sulandırıyorsanız, bu işe girmeyin daha iyi.

Çocuk oyuncağı değil bu.

Seçim bu, başkanlık bu, temsil makamı bul, baldırcan kabak değil.

*

Kendinize güvenmiyorsanız...

Başkalarının sırtına binip, yola revan olmak istiyorsanız...

Seçileyim Allah kerim, nasıl olsa vaziyeti idare eder, günü kurtarırım, cıvıklığı içindeyseniz...

Gelin bu işten vazgeçin!

Dedim ya, baldırcan kabak değil bu işler.

Son söz; ekibi güçlü olan bu seçimin galibi olacak...