Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri için geri sayım başladı. Herkesin bildiği üzere mevcut Başkan Sayın Şahin Balcıoğlu ve Sayın Mustafa Buluntu olmak üzere iki adaylı seçim. Üçüncü bir adayın daha çıkacağı senaryoları konuşulsa da, bence bu saatten sonra çok zor bir ihtimal. Zaten çok fazla senaryo yazılıp çiziliyor.

19 Kasım Cumartesi Günü komite seçimleri yapılacak, ardından oluşan meclis üyeleri Meclis Başkanını ve Yönetim Kuruluyla Başkanını seçecek.

Bu seçimde oda üyelerinin inandığı adaydan yana taraf olması normal. Peki, gazetecilerin taraf olması normal mi? Bence çok normal. Bir gazeteci haberini tarafsız yapar (öyle de olmalı), herkesin beyanı esastır, ne konuşursa yayınlanır. Ancak araştırmak,  yorum yapmak, fikir beyan etmek, eleştirmek de gazetecinin görevidir. Üstelik bu seçim bizim şehrimiz için çok önemli bir seçim. Şehrin geleceğine yön veren en önemli kurumlardan birinin seçimi.

Ben baştan beri Başkan Sayın Balcıoğlu’na desteğimi beyan ettim. Sayın Buluntu’ya düşman mıyım, bir alıp veremediğim mi var? Kesinlikle hayır. Ancak görevi daha iyi yapacağına inandığım, başarılı bulduğum adayı destekliyorum. Birçok meslektaşımla da aynı fikirde olduğumuzu, aynı yolda yürüdüğümüzü görmekteyim.  Yeni dönemde kimin başkan olacağı ile ilgilenmeyenler de var.

“Neden Balcıoğlu?” diye soranlara yüzlerce neden sayabilirim.

Geçen Cumartesi Sayın Balcıoğlu, Trabzon Caddesi’nden başlayıp, Kapalı Çarşı, Demirciler Çarşısı vs. uzun süren bir esnaf gezisi yaptı. Ben de tamamen tesadüf bu gizeye katıldım. Hatta içimden “Ya siyasetçi gibi esnaf gezisi yapmasının ne anlamı var ki, sanki buradaki esnafın hepsinin oyu mu var” dedim. Çünkü dediğim gibi böyle bir geziden haberim yoktu.

Sonra baktım ki seçim gezisi falan değil. Hemen hemen girdiği her iş yerinde tanınıyor ve kendisi de bire bir, çoğu kişiyi tanıyor. Büyük bir samimiyetle karşılanıyor, kucaklanıyordu. Tek kelime seçimden bahsetmedi. Hal hatır sordu, sohbet etti. Kendisine seçimden bahsedenlere de “Ben oy istemek için gelmedim. Sizi görmeye geldim. Bu seçimde benim adım var ama benim seçimim değil, çocuklarımızın geleceğinin belirleneceği seçim” dedi. Çok da haklı.

Hani Ticaret ve Sanayi Odası yöneticileri sadece sanayicilere hizmet ediyordu, hani ticaret erbapları ziyaret edilmiyordu? Bir kez daha anladım ki bu söz koca bir yalandan ibaretmiş. Üstelik büyük bir muhabbet varmış aralarında.

“27 yıldır odada yönetici” diyenlere Sayın Balcıoğlu’nun sadece 2 yıldır başkanlık yaptığını hatırlatmak isterim. Yani evlerimize kapandığımız hayatın durduğu pandemi sürecinde yetki sahibi oldu. Pandemiye de sığınmadı, boş durmadı, tüm gayretiyle çalıştı. Sadece sanayicilere değil, tüm sektörlere yönelik çalışmalar yaptı.

Özellikle son 10 ayda ihracatta rekor kırılmasının yansıra, kentin turizminin gelişmesi adına önemli çalışmalar yaptı. Ünlü şefleri, TV program yapımcılarını, gezginleri, sosyal medya fenomenlerini şehrimizde ağırlayarak, ulusal kanallara taşıyıp hiç olmadığı kadar değerlerimizi ön plana çıkardı, şehrimizin adını duyurdu, tanıttı.

Belki Uzay Üssü yapmadı ama Savunma Sanayi Fuarına 9 firmamızı taşıdı. Üstelik bu 9 firma sanayici değil Küçük Sanayi Sitesi esnaflarından. Tabi yaptığı hizmetlerin tamamını sayamam burada.

Bir kez bile “Ben” dediğine şahit olmadım, hep “Biz” diye başlar cümlelerine. Çünkü “Benlik” kaygısı yok, derdi davası Kahramanmaraş.

Akçeli işlerde hiç adını duymadım. Hiç işi kötüye giden ya da iflas eden bir fabrikaya göz dikip müşteri olduğunu görmedim, duymadım. Hiç falanca yerde bir araziyi çevirdiğini, usulsüz bir iş yaptığını görmedim duymadım. Hiç kimseye kötü dediğini, birinin kötülüğünü istediğini, düşmanlık – hasetlik ettiğini, dedikodu yaptığını görmedim, duymadım. Söz verip tutmadığına şahit olmadım...

Sayın Balcıoğlu’na en azından bir dönem daha ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.

Her seçim bir vebaldir, oy kullanmak çok kutsal bir haktır. Çünkü her seçim geleceğe yön verir.

Yazar Alev Alatlı’nın bir konuşmasını hiç unutmuyorum. “Her yasal hak helal değildir, hak olamaz” diyordu, helalleşmenin öneminden bahsediyordu.

Bir örnek verecek olursak, icradan bir ev satın alıyorsunuz bu yasal ama helal mi tartışılır. Ya da iflas etmiş, darda kalmış birinin satılığa çıkardığı otomobilini, onun bu zayıf durumunu ve aciliyetini fırsat bilip ederinin çok çok altında bir fiyata satın alıyorsunuz. Bu yasaldır ama helal değildir. Ben bir din alimi değilim ama helali haramı bilecek kadar da inançlı biriyim.

Eğer yaptığınız işle ilgili haksız elde edilen kazanç ya da hak gasbettiğiniz iddiaları varsa... Size de bu şaibeler sorulduğunda hakkınızda açılan bir dava olmadığını söyleyerek, vicdanları rahatlatamazsınız, acabaları silemezsiniz. Yani bazı şeyler kitabına uygun yasal olabilir ama helal midir? Biz bilemeyiz Allah bilir.

Neyse yazı uzadıkça yönü değişti J Bu yüzden uzun cümleler kurmayı sevmiyorum.

Sözün özü; Ticaret ve Sanayi Odası kimsenin şirketi ya da babasının malı değil. Kimsenin kişisel hırslarını tatmin edeceği ya da kendi hedefleri için basamak olarak kullanabileceği bir yer değil. Bu bilinçle hareket edip, şehrin sanayisini ve ticaretini geliştirecek, ileriye taşıyacak, yeni yatırımlar yeni istihdam alanları oluşturacak, dünyadaki yeniliklere gelişmelere ayak uyduracak, Kahramanmaraş’ı üretimin merkezi haline getirmek kaygısı içerisinde olan erdemli insanların temsil etmesi gerek.

Eminim Oda Üyeleri en doğru kararı verecektir, sonucun şehrimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Kazanan Kahramanmaraş olsun inşallah.