Akbolat, “Hasat sonrası ekonomik değeri olmayan anız, masrafsız bir şekilde yok etmek için bazı çiftçiler tarafından yakılmaktadır. Ancak anız yakmak, toprağın yapısını bozarak içindeki canlıları yok etmekte ve toprağı besleyen, topraktaki doğal ortamı dengeleyen canlıları yok etmektedir. Bu ise toprağın fakirleşmesine, alınan verimin azalmasına neden olmaktadır. Sürdürülebilir tarım açısından, toprağın doğal dengesinin korunması, olası yangınların önlenmesi ve hava kirliliğinin önüne geçilebilmesi için anız yakılmaması gerekmektedir” dedi.
Akbolat, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2872 sayılı Çevre Kanunu’nun Ek-1 maddesinin c bendinde, ‘Anız yakılması, çayır ve meraların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır’ denilmektedir.
Anız yakmak su ve rüzgâr erozyonuna neden olmaktadır. Anız yakanlar kendi toprağını, suyunu ve geleceğini yakmaktadır. Anız yangını insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen çevresel faktörlerin en önemlisidir. Anız yangınlarının ortaya çıkardığı kül, partikül, karbon monoksit gibi zehirli dumanlar, soluduğumuz havayı kirletip, insan sağlığını doğrudan tehdit etmektedir. Özellikle çocuk ve yaşlılarda solunum yollarının tıkanmasına sebep olmaktadır. Astım, bronşit ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olanlarda bu durum daha ağır sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Anız yangınları sonucu meydana gelen duman nedeniyle zaman zaman karayollarında görüş azalmakta ve trafik kazaları ile can ve mal kayıpları yaşanabilmektedir.”
Anız yakmak canlıları diri diri yakmaktır.
Akbolat, açıklamasının devamında, anız yakmanın birçok canlının hayatına son verildiğini vurgulayarak, “Anız yakmak hem günahtır, hem de cinayet ve zulümdür, zulüm de haramdır. Anız yakmak çevreye ve doğaya zarar verdiği gibi, yakılan anızlar yüzünden, doğal denge bozulmakta, milyonlarca canlı yanmakta ve bitkiler zarar görmektedir. Anız yakarak yok edilen her canlıdan sorumlu olduğumuzu unutmayalım. Dinimiz insanlara, hayvanlara, çevreye ve tabiata zarar veren her fiili ve eylemi yasaklamaktadır” dedi.
RAST GELE ATILAN İZMARİT, ANIZ VE ORMAN YANGININA SEBEP OLABİLİR’
Yol kenarları, özellikle ulaşımın sağlandığı yol esnasında, piknik yerlerinde, ormana yakın alana atılan izmaritin yangına sebep olabileceğine dikkat çeken Akbolat, “İzmarit çevresindeki otları ve bitkileri yakmaya başlayabilir. İyi söndürülmemiş bir mangal ateşi, rüzgarın etkisiyle tekrar tutuşabilir. Ormana atılan bir cam şişe ya da benzer özelliklerdeki bir atık, güneş ışınlarının mercek etkisi ile ateş oluşturabilir. Anız orman sınırına yakın alanlarda yakıldığında, yangın tüm ormanlık alanın yanmasına sebep olabilir.Bu sebeple; orman alanlarında ve orman sınırlarına yakın alanlarda kesinlikle ateş yakılmamalı. Ormanlık alanlarda ve yakınında kesinlikle piknik yapılmamalı, piknik alanları dışında piknik yapılmamalı. Yakılan piknik ateşlerinin tamamen söndürüldüğünden emin olunmalı.
Ormana çöp, plastik, cam şişe ve cam parçaları atılmamalı. Ormanlık alanlarda sigara içilmemeli ve orman kenarı karayollarına, ormana yakın alanlara sigara izmaritleri kesinlikle atılmamalı. Anız yakmaktan vazgeçilmeli. Yangın riski görülen durumlarda ise hemen Acil Çağrı Hattı 112 veya Orman Yangını İhbar Hattı 177 aranarak ihbarda bulunulmalı. TEMA Vakfı olarak küçük ihmallerin felaket getirdiğini hatırlatıyor, havaların ısınmasıyla birlikte artan orman yangını riskine karşı tüm halkımızı dikkat göstermeye çağırıyoruz” diyerek herkesi duyarlı olmaya davet etti.