Ülkemizin her yöresi, her şehri ayrı güzel, ayrı reflekslere haiz, ayrı değerler zinciri ile bezenmiştir. Bunlar şehrin insanlarına kimlik hükmünde sinmiş şeylerdir. Kahramanmaraş’ta da, Milliyetçi ve Muhafazakâr kimlik ön plandadır. Bu kimlik ne de güzel yakışır Kahramanmaraşlıya bir bilseniz, dışarıdan öyle sıcak bir dokunuştur, hissediştir ki o anlatılması kelimelerle anlatmak ne mümkün. Tıpkı Yozgat, Erzurum, Trabzon, Sivas ve sair illerimiz gibi öne çıkmış kimliğidir o, o kimliktir ki aynı istiklal madalyası gibi ŞAN’dır, ŞEREF’tir. Milli ve dini aidiyet dokumuzun nüfus kağıdıdır adeta.
Hakikaten de en muhafazakârımız ülkesini, milletini, bayrağını, tarihini, kültürünü, inanç sisteminden ayrı değerlendirmez. Bazılarının söylediği gibi millet tanımından Kürt, Türk, Çerkez, Abaza anlamaz hepsini tek millet sayar, ayrımız gayrımız yok bilir. En milliyetçi olanımız da inancını, maneviyatını milli düşünce sistematiğinden ayrı bilmez. Bu bir harmanlanıştır. Bu bir sentezlenme ve aynı teknede hamur ediliştir. Kahramanmaraşlı için bu iki değer ayrılması düşünülemez iki payedir. Onun için değil midir ki Kahramanlığı hak etmiştir. Kahramanlığı; Milliyetçi ve Muhafazakâr her iki değerden aldığı feyz ile harmanlayarak taçlandırmış, Türk Milletine ve Türk tarihine şerefli bir hatıra olarak hediye etmiş, emanet etmiştir.
Kahramanmaraşlı, Ülkemizde son günlerde yaşanan, adeta miras paylaşımını anımsatan, vatan bölünmesi ve egemenlik paylaşımını içi acıyarak, üzülerek, kahrolarak, bazı değerlere ilişkin tat ve lezzet bilinmeden cereyan eden ibretlik olaylar diye izlemektedir.
Çünkü Milliyetçi ve Muhafazakâr kimlik; birlikte yaşanmış ortak geçmişin, hatıralara atfedilen mukaddesliğin, ortak kültürle geliştirilmiş “değer yargılarının” öneminin, hoşgörünün, değerler zincirdeki ortak paydaların zenginliğinin, birlikten doğan güç ile yarının daha aydınlık ve geleceğin daha güçlü Türkiye olacağının teminatıdır. Bu nedenledir ki; Kahramanmaraşlının cephesinden, eşkıya başı APO ile yapılan görüşmelerin, milli ve manevi değerler üzerinden pazarlık yapılmasının Kahramanlık kimliği ile çelişmektedir. Devlet yönetme ve Devlet yaşatma anlayışımıza terstir eşkıya ile pazarlık etmek, bu nedenle Kahramanmaraşlı için “Devlet-i Ebet Müddettir”.
Bu nedenle devletin eşkıya ile pazarlık yapması Kahramanmaraşlı için en ağır imtihandır.
Elbette ülkedeki akan kanın durdurulması hepimizin en büyük arzusudur. Ama bu kanın akması eşkıyanın insafına bırakılmaması gerektiği de Kahramanmaraşlı için nettir. Sütçü İmam neden kurşun atmıştı Fransız işgalcisine? Kurtuluş savaşı neden yapılmıştı bu ülkede? Kahramanmaraş’ın Şanlı ÇETE’si, düzenli orduyu beklemeden, milletten ordu yaratarak, canına, namusuna, vatanına bayrağına kem gözle bakan Fransız’ı neden kovmuştu şehrinden? Tarihten eğer ibret alınsa tekerrür mü eder? Dün pazarlık mı yaptık kem gözlerle bu gün yapıyoruz ki?
Kahramanmaraşlı için Muhafazakarlık bağnazlık değildir; milli kimliği taçlandıran manevi kudrettir. Kahramanmaraşlı vatan üzerine yapılan pazarlığı tüyleri diken diken izlemektedir. Zoruna gitmiştir, eşkıya başının Milliyette yayımlanan tutanaklardaki sözleri. Şöyle diyordu; “…biz AKP ye iktidarı altın tepside sunduk…” oysa AKP iktidarına en yüksek oyu ve desteği Kahramanmaraşlı verdi, yoksa oyuna mı gelmiştik? Eşkıyanın başı ile AKP arasında gizli bir anlaşma mı var ki bu iddia gündeme geliyor?
Ayrıca Sayın Başbakan bu görüşme tutanaklarını sızdıranlara neden bu kadar hiddetlendi? Dikkatimi çeken şey konuşmaların içeriğinden çok olayın basına yansımasına bozulmuş Sayın Başbakan. Söylenen sözlere Celallenmesi gereken Sayın Başbakan neden olayın basında yer alış şekline basına “sızma” işine celalleniyor? Yoksa bize ikiyüzlü bir siyaset mi yapıyor AKP?
Sevgili hemşerilerimin, Kahramanmaraş’ın yiğit insanlarının gözünden kaçmamıştır bu durum. Oyunu bozacaktır, milletine hakaret edeni, vatan toprağına göz koyanları, etle tırnak olmuş kardeşi kardeşe düşürmek isteyeni, bayrağına hakaret edeni, askerine silah sıkanı, polisini hedef yapanı, insanını çoluk çocuk demeden katledeni hoş görmeyecektir, haddini bildirecek ve ona hiçbir zaman sempati ile bakmayacaktır ve bakmamıştır da. Onların Türk Adaleti önünde hesap vermesinin takipçisi olacaktır. Şehidimin kanı üzerinden pazarlığa itibar etmeyecektir. Hele hele kendine iki yüzlü riyakâr davranan varsa onu da asla ve asla affetmeyecektir. Bu AKP’de olsa… Cenab-ı Hak Yar ve Yardımcınız olsun.