10 Temmuz 2004 tarihinde kabul edilen ve 23 Temmuz 2004 tarih-25531 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, yürürlüğe girmesinin ardından bir takım değişikliklere uğramıştır.
Bizi ilgilendiren bölümünü buraya alalım:
**
Büyükşehir belediye başkanı
Madde 17- Büyükşehir belediye başkanı, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Büyükşehir belediye başkanı, ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre büyükşehir belediyesi sınırları içindeki seçmenler tarafından doğrudan seçilir.
Büyükşehir belediye başkan vekili, Belediye Kanunundaki usullere göre belirlenir. Ancak, büyükşehir kapsamındaki ilçe ve ilk kademe belediye başkanları büyükşehir belediye başkan vekili olamaz.
Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları görevlerinin devamı süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alamaz; profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve yönetiminde bulunamaz.
**
Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri
Madde 18- Büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri şunlardır:
a) Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, beldenin ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak.
b) Belediyeyi stratejik plâna uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi hazırlamak ve uygulamak, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini belirlemek, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak.
c) Büyükşehir belediye meclisi ve encümenine başkanlık etmek, bu organların kararlarını uygulamak.
d) Bu Kanunla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak.
e) Büyükşehir belediyesinin ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin etkin ve verimli yönetilmesini sağlamak, büyükşehir belediyesi ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin bütçe tasarılarını, bütçe üzerindeki değişiklik önerilerini ve bütçe kesin hesap cetvellerini hazırlamak.
f) Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, alacak ve gelirlerinin tahsilini sağlamak.
g) Yetkili organların kararını almak şartıyla, büyükşehir belediyesi adına sözleşme yapmak, karşılıksız bağışları kabul etmek ve gerekli tasarruflarda bulunmak.
h) Mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla ve resmî mercilerde büyükşehir belediyesini temsil etmek, belediye ve bağlı kuruluş avukatlarına veya özel avukatlara temsil ettirmek.
i) Belediye personelini atamak, belediye ve bağlı kuruluşlarını denetlemek.
j) Gerektiğinde bizzat nikâh kıymak.
k) Diğer kanunların belediye başkanlarına verdiği görev ve yetkilerden büyükşehir belediyesi görevlerine ilişkin olan hizmetleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak.
l) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 25/1/2007 tarihli ve E.: 2004/79, K.: 2007/6 sayılı Kararı ile.)
m) Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülerle ilgili faaliyetlere destek olmak üzere özürlü merkezleri oluşturmak.
(Mülga son fıkra: 12/11/2012-6360/13 md.)
**
Sorunun cevabı şu olabilir:
“Kanunda belirtilen görevleri yerine getirebilmelidir!”
Genel kanı şudur:
“Bu görevleri herkes yerine getirebilir.”
Bizim berber Hamit te, paçacı Remzi de, terzi Ahmet te, oymacı Ali de, köfteci Mehmet te, matbaacı Osman da, fırıncı bilmem kim de bu görevleri yapabilir.
Çünkü bu görevleri yerine getirebilmek, üstün bir meziyet getirmiyor.
Zaten elinizin altındaki memurlar-işçiler her şeyi yapıyor, siz bir imza atarsınız
Arada bir “Yok.. Yok.. Bu böyle olmaz, şöyle olmalıdır…” diye de memura-işçiye hava basarsınız. Maksat, memur-işçi sizi işi biliyor sansın.
**
Bir gün Hazret-i Ömer bir cemiyette ağladı.
Niçin ağladığı sorulduğunda, buyurdu ki:
“(Niçin ağlamayayım ki, eğer Fırat kenarında oğlak zayi olsa, yarın kıyamet gününde, o Ömer’den sorulur.) Yine nakil olunur ki, bir gün Hazret-i Ömer eline bir saman çöpü alıp, ne olaydı, bu saman çöpü ben olaydım. Ne olaydı mahluk olmayaydım, validem beni doğurmayaydı. Ne olaydı, hatırlanan nesne değil de, unutulan nesne olaydım” demiştir. (http://www.mehmetalidemirbas.com/detay.asp?Aid=1145)
**
Bu duyarlılığı sağlayabilecek, günümüzde kim var?
Dikkat edin, ‘siyasetçi’ demiyorum. Sadece ‘kim var?’ diyorum.
**
Son zamanlarda bazı kalemşörler, gazeteler belediye başkan adaylarını sıralıyor.
İnsanlar hoş oluyor bu haberlere…
Gülüyor.
“Vay beee…” diyorlar ve ekliyorlar: “Bizim filan da başkan aday adayıymış…”
**
Elbette rağbet, iktidar partisine…
Kurulduğu 2001’den itibaren yapılan tüm genel, yerel seçimlerin yanı sıra halk oylamalarında da iktidara çok büyük destek veren Kahramanmaraş seçmeni, insanların iştahını kabartıyor.
Çünkü şu anki tabloya göre AK Parti’den aday olmak, aday gösterildiğiniz gün koltuğuna oturmanız ile eş değerdir.
Ama bugün böyle, yarın ne olacağını kim bilebilir?
Bu yüzden, bugünü konuşuyoruz.
**
Yazının başlığındaki “Büyükşehir belediye başkanı nasıl biri olmalıdır?” sorusuna vereceğim cevap şudur, benim:
“Kim olursa olsun; yeter ki ikiyüzlü olmasın…
Kim olursa olsun; yeter ki insanların sevebilmeyi bilsin…
Kim olursa olsun; yeter ki yanlışını eleştirenlerin ekmeği ile oynamasın…”
Anlayan anlar, anlamayana da anlayanlar anlatır.