Kent Kulisi Program Partnerim ve mesleğin duayeni Sayın Mehmet Fiskeci bugün köşesinde CHP’de değişim sinyallerine ve Ali Öztunç’a yer vermiş. Kalemine yüreğine sağlık.

“CHP’de değişim ve Ali Öztunç faktörü” başlıklı yazısında “Değişim diyorsanız, adresi uzaklarda aramayın!” diyerek son noktayı da koymuş.

Sayın Fiskeci’nin yazsının her cümlesine katılmamak el de değil. Öngörüsüne her zaman güvenirim. Boşuna duayen denilmiyor. Bir duyum mu aldı bilemiyorum ama Cumhuriyet Halk Partililer bir değişim istiyorsa bana göre de bu isim neden Ali Öztunç olmasın!

Sayın Öztunç, Genel Başkan olacak kapasitede bir siyasetçi. Hem Kahramanmaraş hem de Türkiye için bir değer. Siyasette aklı selim hareket eden, herkesi kucaklayan, halkın nabzını iyi tutan, Türkiye siyasetine damgasını vuran başarılı ve halk da karşılığı olan sevilen bir siyasetçi. Genel Başkan Yardımcılığı sürecinde başarısını fazlasıyla kanıtladı. Yerelde ise partisinin oyunu yüzde 70 artırdı. Ali Öztunç gerçeği inkar edilemez.

Aslında söylenecek her şeyi Sayın Mehmet Fiskeci yazmış. O yazıyı altına imzamı atarak sizlerle aynen paylaşıyorum.

CHP’de değişim ve Ali Öztunç faktörü

CHP genel başkan yardımcısı olduğu dönemlerde dahil, ulusal ve yerel siyasetin marka değeri en yüksek ismi, siyasi cenahın ‘atom karınca’ diye nitelendirdiği milletvekilimiz sayın Ali Öztunç, geçtiğimiz 5 yıl içerisinde siyasi anlamda şehrin yükselen değeri, Ankara’da sesi oldu.

Cesareti, omurgalı duruşu, muhalefetiyle yerel yönetimlerin ve ulusal partilerin uykusunu kaçıran, fincancı katırlarını ürküten, bilgi ve belgeli konuşarak ülke gündeminden düşmeyen sayın Ali Öztunç, şimdi yeni bir dönemin işaret fişeğini mi ateşliyor, bilmiyoruz ama bekliyoruz.

Ülkemin ve şehrimin ‘atom karınca’sı sayın Ali Öztunç, yabana atılacak, gölgede bırakılacak. Hafife alınacak bir isim, bir siyasi figür değil.

*

Geçmiş dönemde yüce Meclis’te sesi en çok çıkan oydu.

Ülkenin ve şehrin sorunlarını gündeme taşıması ile insanları kış uykusundan uyandıran oydu.

Her siyasi parti mensubunun, oy veren vermeyen herkesin, ‘keşke bizim milletvekilimiz olsaydı’ dediği candan, samimi, gönül adamı oydu.

Anlama ve anlatma, yani ifade zenginliği-tutarlılığı sebebiyle dava adamlığı tartışılmayacak derecede buram buram samimiyet kokan oydu.

Toplumun her kesimiyle sağlıklı ve sürekli diyalog kurarak insan odaklı siyasi tercihi yüzünden yüreğinde insan biriktiren oydu.

Mesleği sebebiyle basın mensupları ile işbirliğini, dostluğu, samimiyeti gündeminden eksik etmeyen basın dostu, kalender ve kadirşinas adam gibi adam siyasetçi oydu.

14 Mayıs’taki genel seçimlerde partisinin oylarını yüzde 70 artırarak Kahramanmaraş’tan 2 milletvekili çıkartma hünerine, basiretine, yeteneğine sahip olan oydu.

6 Şubat’ta yaşanan yüzyılın depremi sonrası, enkaz kaldırma çalışmalarına fiilen katılan, yakınlarını kaybetse de bir can için canını ortaya koyan oydu.

Yaşanan depremle birlikte insanlar aç ve açıkta iken çadır dağıtımı konusunda hep ön safta mücadele veren, açıkta kalan insanların umudu haline gelen oydu.

Yine depremde işyerleri hasar gören, depremzede basın mensuplarına lap-top dağıtılmasına sebep olan, basın dostu, meslektaşlarının halinden anlayan siyasetçi oydu.

Sayısını artırabilirim, uzatmanın gereği de yok, sayın Ali Öztunç’u bilen biliyor da, yerelin olduğu kadar ulusal medyanın da gözbebeği, her açıklaması olay olan da sayın Ali Öztunç’un ta kendisiydi.

Meseleyi nereye getireceğim, anlatayım.

14 Mayıs genel, 28 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından CHP’de bir değişim rüzgârları esmeye başladı. Bu rüzgâr her geçen gün fırtınaya dönüşme eyleminde iken, rüzgâr sağdan esti, soldan esti, bazı adaylar çıktı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı.

Rüzgâra göre yön değiştirenleri bir tarafa bırakıyorum, genel başkanlık için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Gurup Başkanvekili Özgür Özel kıyasıya kapışırken, aykırı düşünceleri ve hareketleri sebebiyle CHP’ye, haliyle Kılıçdaroğlu’na karşı kazan kaldıran, bayrak açan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da devreye girerken, herkesin unuttuğu bir isim vardı.

Ali Öztunç.

*

Türkiye’nin son 20 yıllık siyasi tarihinin bir haritasını çizecek olursak, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, girdiği bütün seçimleri kaybetti. Neden kaybetti, niye kaybetti, niçin kaybetti, bunu uzun-uzun anlatacak değilim. Zaten ulusal yazılı ve görsel medya bu meselede yorum yapmaktan usandı.

Üstelik 74 yaşına gelmiş bir siyasi liderin enerjisini, heyecanını yitirdiğini yazanlar o kadar çoğaldı ki, değişim kaçınılmaz hale geldi sanki.

Fakat Kılıçdaroğlu’nun bırakmaya niyeti yok gibi. Bırakır, bırakmaz, kendi tasarrufu, kendi tercihi. Ama delegeler kurultayda gönül verdiği, partide çıtayı yükseltecek, partiyi siyasi yelpazede hak ettiği yere taşıyacak, bir ideoloji partisi olduğunu unutmadan, 6 ok’tan, kırmızıçizgiden vazgeçmeyerek, partiyi merkez sağa değil, partinin kurucu lideri Atatürk’ün çizdiği güzergâha çekmek, merkez solu gerçek anlamda muhalefet partisi çizgisine taşımak için yarış ve değişim rüzgârları esmeye, sağında ve solunda geleni silip süpürmeye, ne bulursa önüne geleni alıp götürmeye başlamışken, Ali Öztunç ismi bu meselede bir kere daha öne çıkmaya başladı.

*

Geçen hafta sonu atom karınca Ali Öztunç, yerelde partisinin oylarını yüzde 70 artırma becerisini, gayretini ve başarısını gösteren A takımı, yani kurmayları ile düzenlediği basın toplantısında, kurultayda hangi genel başkan adayını destekleyeceği, kimin safında yer alacağına dair soruların cevabını erteledi. ‘Bu meselede benim de söyleyeceklerim var, fakat o zaman bu zaman değil, şimdilik susuyorum, ama bekleyin!’ demekle yetinmiş, basın mensuplarını merak içinde bırakmıştı.

O, bir lider.

O, bir bütünleştirici, kucaklayıcı siyasi figür.

O, bütün renkleri masa üstünde toplayabilme becerisine sahip siyasi deha.

O, koyduğu hedefe ulaşabilmek için bütün engelleri aşabilecek cesarete, heyecana ve birikime sahip siyasetçi.

*

Demem o ki, gelecek, yani şu birkaç günlük tarihi süreç, O’ndan çok söz edecek. Herkes gibi sayın Öztunç’un da söyleyecekleri var.

İktidar milletvekilleri şehre sırtını dönmüşken, O basın mensupları karşısında özgürce, delikanlıca düşüncelerini, hedeflerini ortaya koyan cesur yürek.

Değişim diyorsanız, adresi uzaklarda aramayın!