MAZERET VE TEŞEKKÜR

Aşağıdaki yazımızın normalde Salı günü çıkması gerekirdi ancak Pazartesi geceyarısı ciddi sayılabilecek bir rahatsızlık geçirdik, başladığımız yazıyı bitiremeden gözümüzü hastane odasında açtık. Mazeretim bu, okurdan özür dilerim.

Teşekküre gelince…

O gecenin bir yarısında acil serviste başlayan hastane koşuşturmacaları sonrasında beni yeniden sağlığıma kavuşturan Megapark Hastanesinin başta sahibi, arkadaşım Azmi Kaptanoğlu olmak üzere bütün doktorlara, hastabakıcı ve hemşirelere bilcümle hepsine teşekkür ediyorum.

Varolun sağolun…

İyi ki varsınız…


Ö
NÜMÜZDEKİ ay Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasında (KMTSO) başkanlık seçimi var. Odanın önceki gün yapılan genişletilmiş meclis toplantısı bu seçim nedeniyle her zamankinden daha heyecanlıydı ve her zamankinden daha çok katılıma sahip oldu.


Oda fuayesinde yapılan yemekli toplantıda ilk dikkatimi çeken şey, fuayenin turuncu bir ambiansa bürünmüş olduğuydu. Sandalyelere giydirilen turuncu renk fiyonklar, her masanın üzerinde bulunan turuncu renk çiçekler ve faaliyet raporu slaytındaki turuncu renk çizgiler…

 Bu durumu odanın cevval genel sekreter yardımcısı Eyyup Ozan’a sordum, “özel bir anlamı var mı?” diye… Ancak tamamen bir tesadüf olduğunu ifade etti.

 Peki turuncu renk neden dikkatimi çekti?

 Biliyorsunuzdur eminim “Turuncu Devrimi”ni ama bilmeyenler için ben bir hatırlatmada bulunayım.

 Turuncu Devrim Ukrayna'daki 21 Kasım 2004 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde, Kasım 2004'ten Ocak 2005'e kadar yaşanan politik olaylara verilen genel addır. Turuncu denilmesinin sebebi başkan adaylarından olan ve seçimlere hile karıştığını iddia eden Viktor Yuşçenko'nun “seçim kampanyası dönemince bu rengi” kullanmasıdır.

 Seçimlerde Viktor Yuşçenko ve Viktor Yanukoviç aday olmuşlardır. Seçim sonucu olarak Yuşçenko'nun 46,69 oy oranına karşılık Yanukoviç'in 49,42 ile seçimleri kazandığı ilan edilmiştir. Yuşçenko Donetsk ve Lugansk bölgelerinde seçime hile karıştırıldığını belirterek taraftarlarından Kiev'de gösteri düzenlemesini istemiştir. Gösteriler ilk olarak Kiev'deki Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı) ve Ukrayna Parlamentosu olan Verkhovna Rada'nın önünde başlamıştır.

 Gösterilerin büyümesi üzerine 429 milletvekilinden oluşan Verkhovna Rada seçimleri 255 oyla geçersiz ilan etmiş ve 26 Aralık 2004'te seçimler tekrarlanmıştır. Tekrarlanan seçimlerin sonucunda, 10 Ocak 2005'te Ukrayna Merkez Seçim Komisyonu katılımın % 77 Yuşçenko'nun % 51,99 Yanukoviç'in % 44,20 oranında oy aldığını resmi olarak açıklamıştır. Yanukoviç'in Yüksek Mahkemeye yaptığı itiraz bir sonuç vermemiş ve Viktor Yuşçenko 23 Ocak 2005 tarihinde yemin ederek cumhurbaşkanlığı görevine başlamıştır.

 İşte bu nedenle Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, (KMTSO) dün belki de tarihinin en anlamlı günlerinden birini yaşadı.

Şimdi merak ediyorum: Bu ortamı görünce, Başkan Karaküçük’ü zor durumda bırakmak için oda yönetimini dağıtma operasyonları yapanlar, yaptıklarından acaba utanıyorlar mıdır?

 İşte Başkan Kemâl Karaküçük bana göre sanki “turuncu devrimi” başlattı!

 DİMYATLI’NIN ADAY ÇIKARTMA PROJESİ

BİLMEM tanır mısınız Kubilay Doğan’ı ama ben çok iyi tanırım. Standartların üzerinde beyefendi ve kelimenin tam anlamıyla “Aslan gibi” sözü özü bir dostumuz, arkadaşımızdır. Ford Otomobillerinin Kahramanmaraş acentesidir.

 Milletvekilliği için istifa eden ancak “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olan” eski başkanın yakın arkadaşıdır. Yapısı ve özünde olan delikanlılığından, arkadaşı için fedakârlıklar da yapar mı yapar!

 Şimdi bu arkadaşımı o belli grup, aday olması için teşvik ediyorlar.

 “Sen aday olursan biz bu işi kotarırız” diyorlar ancak enteresan olan Dimyatlı hiçbir şey demiyor da, onun yakınları bu teşviği yapıyorlar. Çünkü biliyor Dimyatlı bu işin öyle kolay kotarılamayacağını! Birebir kendi bastırmıyor adaylığı için, sebep oldu görüntüsü vermemek için.

 Şunu çok iyi biliyorum ki Kubilay Kardeşim! Eğer bunlar bu seçimi alabileceklerinden emin olsalar Allah billah zaten bu pastayı sana yedirmezler, çıkar kendiler aday olurlar.

 Hani o Dimyatlı’nın önerileriyle istifa edenler var ya!...

 Yok ben bir şey demiyorum sadece şu halk arasında çok anlatılan “Timurlenk ve Fil” hikayesini oku bir kez…

 Bunlar seni öyle yarı yolda bırakır, Mart ayında da tatile çıkarlar Kubilay Kardeşim.

 TOPLANTIDAN NOTLAR

*Başkan Karaküçük’ün 2 yıllık döneminde yaptığı icraatlarını anlattığı konuşması, 46 dakika sürdü ve Karaküçük 44’ncü dakikada yeniden başkan adaylığını açıklayıp kürsüden inerken oda fuayesi adeta alkıştan inliyordu.

 *Başkan Karaküçük icraatlarını anlatırken iktidar milletvekillerine özellikle teşekkür etti ve bu icraatların siyaset, sivil toplum ve oda işbirliği içinde gerçekleştirildiğinin özellikle altını çizdi.

 *Yemek düzeni, yuvarlak masalar şeklinde düzenlenmişti, ancak tam ortadaki yuvarlak masa diğerlerinden çok büyüktü. Bu masada bugüne kadar geçmiş yönetimlerde ciddiye alınmayan ancak önemli ölçüde gücü olan esnaftan, küçük şirketlerden temsilciler ile iş dünyası derneklerinin başkanları oturuyordu.

 *Salondaki turuncu ağırlığa karşın KMTSO Meclis Başkanı Şahin Balcıoğlu’nun mor mendil ve mor kravat takması değişik esprilere neden oldu.

 *Oda yönetim kurulu üyesi Haluk Attaroğlu gece boyu çok oturma fırsat bulamadı çünkü aksaklıkların giderilmesi konusunda adeta gizli kahraman gibi çalıştı. Aynı zamanda gecenin diğer görünmeyen perde arkasındaki kahramanları ise Genel Sekreter Yardımcıları Eyyup Ozan ve Yılmaz Ülker ile organizasyon sorumlusu Dilek Aytemiz’di…

 *Bir de bizden yani medyadan haber verelim… AKSU TV programın tamamını canlı olarak verdi. 3 sabit kamera ve bir Jımmy Jp aktüel kamera ile yayın yapan sanki bir yerel TV değilde ulusal bir kanal görünümündeydi. Program boyunca bir dakika oturma fırsatı bulamayan genç Genel Müdür Cüneyt Beyit ve Genel Müdür Yardımcısı Erol Öner, her şeyin dört dörtlük olması için çaba harcaması dikkat çekiciydi.

 *Hanefi Öksüz gecede bir “Abi” konumunda gençlere yön veren bir konuşma yaptı ancak odanın kuruluş yılının 1926 olduğunu o gün öğrendiğini açıklaması garip bulundu. Ayrıca Hanefi Beyin konuşması esnasında ‘cemaatler’ sözcüğünü kullanması hizmete mensup kişilerce hoş karşılanmadı.