Sevgili Okuyucular, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı iç ve dış politikadaki çıkışlarını  bazen anlamak mümkün olmuyor.

Büyük Devlet olmanın, bu büyük devleti yönetmenin zorlukları vardır elbette. Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmenin güçlükleri her zaman olmuştur bundan sonrada olacaktır.

Çünkü bulunduğu coğrafya stratejik konumdadır. Doğudan batıya, güneyden kuzeye çevresi, kendi içinde ve dışında problemlerle dolu olan ülkelerle çevrilidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi biz bile halen“mesir medeniyete “ ulaşmış değiliz.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler ve iktidarı elinde bulunduranlar, yönettikleri ülkenin geçmişinden ders çıkarmalı, bugününe ve yarınına  ona göre yön vermelidirler. Ülkesinin her alanda ”gelişmişlik” olgusunu ön plana çıkarma çabası içerisinde olmalıdırlar.

Özellikle ülkesinin içerisinde ve dışarısında meydana gelen olumsuzluklar karşısında, dirençli olması gerekmektedir. Demokratik bir ülkede olması gerekenler neyse o olmalıdır. İçeriden ve dışarıdan gelen saldırılara tüm yekûn karşı konulmalıdır.

Örneğin bir Almanya’da Hollanda’da, İsveç’de bu tür gelişmeler karşısında ülke milliyetçiliği nasıl ön plana çıkıyor, hep birlikte bir ağızdan konuşuluyor ülkelerini savunuyorlarsa, bizde de öyle olmalıdır. İktidarıyla, muhalefetiyle bütün unsurlarla, hep birlikte ağız birliği içerisinde olunmalıdır. İç politik çekişmeler bir kenara bırakılarak, düşmanlarımıza karşı dik durulmalıdır.

Kendi içimizde kavgalı duruma düşerek, düşmanlarımızın ağzına aleyhimizde konuşması için fırsat verilmemelidir.

Bunu niçin söyleme gereği duyuyorum, çünkü bizi yönetenler ve yönetmeye talip olanların bu konularda büyük hataları vardır da ondan. Komşumuz Suriye, kendi içinde kendi halkı ile savaşıyor. Bu ülkede bir rejim değişikliği arifesindeyiz. Cin ve Rusya’nın dışındaki ülkeler, Suriye’nin yanında değil. Türkiye olarak bu komşumuz karşısında sağduyulu ve dikkatli olunmalıdır.

Sayın Başbakan Erdoğan, ülkemizin içinde ve dışındaki olumsuz gelişmeler karşısında daha sağduyulu olmak yerine, tam aksine önüne gelene kızıyor,ağzına geleni söylüyor.Önceki gün Kayseri’de  özellikle CHP ve MHP’ye sert  sözlerle yüklendi. CHP’yi ”cibilliyetsizlikle, MHP’yi de kuru gürültü milliyetçiliği yapıyor” diye suçlaması Sayın Erdoğan’a yakışmadı.

Sayın Başbakan, bugün sert sözlerle muhalefeti vurma günü değildir. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Siz bu ülkenin başbakanısınız, muhalefet lideri değilsiniz. Daha sakin, daha olgun olmalısınız. Bugün kendi içimizde kavga günü değildir. Dosta güven, düşmana korku salma günüdür. Bugün Kendi iç politik çekişmelerinizi bir kenara bırakma günüdür. Gün, dışarıdan gelen ve gelebilecek saldırılara karşı birlik ve beraberlik içerisinde olma günüdür, dik durma günüdür… Saygılarımla…