AK Parti kurulduğundan bu yana her yerel seçimde Maraş milletvekillerinin ayrı ayrı adayları oldu, her milletvekili nitelikten daha çok “kişisel kadrolaşma” ya da başka kaygılarla aday yanında oldu…

Biliyorsunuz son yerel seçimlerde Türkiye’de bir çok ilde Başbakan Erdoğan milletvekilleri tarafından yanıltılarak, kişisel kaygılarla kendi adaylarını koydular ve “çantada keklik” olan Bülent Arınç’ın memleketinde bile seçim kaybedildi.

Kahramanmaraş’ta da o seçimde milletvekilleri, Mehmet Sağlam, Fatih Arıkan ve Avni Doğan, Atıf Şirikçi’yi, Veysi Kaynak, Nevzat Pakdil ve Cafer Tatlıbal ise Mustafa Poyraz’ı desteklemişti.

Burada küçük de bir not düşelim: Başbakan Erdoğan milletvekilleriyle son görüşmesini yapmadan evvel, Başbakanın kapısından içeriye girmeden önce iki milletvekilimizin adayı başkayken, ne olduysa içeride fikirleri değişti ve son anda Başbakan’a kendi adaylarının değil, karşı adayın adını vermişlerdi.

Bir başka rivayete göre de Başbakan Erdoğan, bir milletvekilimize, “Net ol …(vekilin adı)…… Dün başka konuşup bugün başka konuşma, adayın kimse net söyle…” diyerek de fırça atmıştı!

Diyeceğim o ki, geçmiş dönemlerin tamamında da vekillerin keyfi ve kişisel kaygıları tutumları nedeniyle parti içinde de bölünmeler yaşanmıştı.

İşte tam bu noktada direkt Ak Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’a bu durumu hatırlatıp şu soruyu sorduk: “Bu seçimde de sizin ya da diğer milletvekillerinin birebir destekleyeceği kendi adayları olacak mı?”

Ünal, hiç beklemeden açıkça net bir şekilde şunu söyledi: “O dönem farklı, bu dönem farklı. Bu dönemde ben dahil hiçbir milletvekili arkadaşım asla ve kat’a kişisel tercihleri ile bir aday adayının yanında olmayacak, tarafsız kalacaktır…”

Ünal’a biraz daha açmasını isteyince, belki cümleler birebir böyle olmasa da “Aday belirlemede, Ahbap çavuş ilişkileri ile aday belirleme asla olmayacak. Özellikle halkla yapılan anketler, teşkilatla yapılan görüşmeler ve Sayın Başbakanımızın farklı yöntemlerle bizzat yaptırdığı tetkiklerle aday belirlenecektir…” şeklinde yanıt verdi.

“Peki” dedik Mahir Ünal’a, “Sadece Maraş için demiyorum. Bir çok kentte de olduğu gibi, geçmişteki örneklerinde gördüğümüz gibi, kent Baronlarının etkisi olmayacak mı?”

“Asla” dedi, Ünal, “İşte tam da bu noktada biz, Başbakanımızın yanıltılmasına müsaade etmeyeceğiz!”

İşte en can alıcı yanıt bu oldu!

Altını çizerek tekrarlıyoruz ki, Mahir Ünal şunları söyledi: “İşte tam da bu noktada biz, Başbakanımızın yanıltılmasına müsaade etmeyeceğiz!”

Netice olarak Ak Parti, Mahir Ünal’la normalleşiyor ve daha da ötesi demokratikleşiyor!

Başkan Poyraz ve Ünal

DİKKATİMİ çekti. Mahir Beyin diğer vekiller ve teşkilatla yapılan basın toplantılarının hiç birisinde Belediye Başkanı Mustafa Poyraz olmuyor.

Hatta bu son toplantısında,”2013 Kahramanmaraş Gelişim stratejisi ve eylem planı” isimli kitapçıkta, Poyraz’ın icraatlarının bile tanıtılmasına rağmen kendisi toplantıda yine yoktu.

Oysa iktidarın belediye başkanının, iktidarın milletvekilleriyle beraber yaptığı hizmetleri bir bütün olarak ele alarak, hep birlikte basının önüne çıkması gerekmez mi?

Mahir Beye kendimce gördüğüm bu eksikliği de sordum. Önce İl Başkanı Erkoç’a baktı, daha sonra özetle şunları söyledi: “Sizinle yaptığımız toplantılarda genel hizmetler konusunda bilgilendirmeler yapıyoruz. Bizim siyaset anlayışımızda herkes kendi görev alanında çalışacak. Genel olarak bir ayrı gayrımız yok, kaldı ki, bugün işte Belediyemizin bir icraatı olan Aslanbey Parkı’nın açılışını da başkanımızla beraber yaptık…”

Daha yazacağımız şeyler vardı ama yine yerimiz kalmadı. Mesela Sevde Beyazıt Kaçar’ın ajans hizmetinde basılan işler konusu, danışmanının kim olduğu, bu hükümet döneminde şirketinin kamu kurumlarından aldığı işler var mı ve Mahir Beyin hükümet üzerindeki büyük gücünün kente dönüşünün yeterli olup olmadığı konusu falan filan…

Bunları da bir başka yazı gününe bırakalım…