ZAMAN zaman dilimize pelesenk ettiğimiz, dışı hamaset, içi boş slogan sözler vardır!

Şimdi de bir “Büyükşehir Kahramanmaraş” deyimi almış başını gidiyor.

Politikacılar, bürokratlar, işadamları konuşuyor, biz gazeteciler yazıyor, diyor da diyor: “Büyükşehir”de, Büyükşehir…

Peki tamam da, neymiş ki bu Büyükşehir?

Sokaktaki vatandaşın bu konuda ne kadar bilgisi var?

Kahramamaraşlı’ya ne getirdi?

Kahramanmaraşlı’dan ne götürdü?

Mesela vergilerimiz arttı mı, düştü mü?

Mesela elektrikten doğalgaza hatta içtiğimiz suya kadar bugünkünden daha mı fazla yoksa daha mı az ödüyoruz?

Bu soruların birisine ya da birkaçına yanıt verebilecek olan var mı?

Hiç kimse de sokaktaki vatandaşı aydınlatacak bir detay yok…

Ayrıntı yok…

Bilgi yok…

Nasıl Büyükşehir olduk, neyimizi kıstas aldılar, bu sadece nüfusumuzun büyümesiyle mi olan bir şey mi?

Ve bir de aha büyükşehir olduk n’olacak Allahaşkına?

Zihniyetiniz mi değişti?

Cebiniz para ile mi doldu?

Vergileriniz mi düştü?

Allahaşkına biri çıkıp sorsun artık Maraş’a “büyükşehir” ünvanı verenlere, “Hayatımızda ne değişti birader?” desin…

 

*          *          *

Ha bir de mesela yarın bir gün Elbistan il olursa, Maraş tekrar eski statüsüne mi dönecek?

Aslında işin özü şu: Siz bütün kent olarak büyükşehir’den önce bir zihniyet devrimi yapmalısınız!

Her şeyden önce arşı âlâya çıkan dedikoduculuğunuzu, ”şu şunu yapmış, bu bunu yapmış” muhabbetlerinizi kesmelisiniz…

Yaz akşamları bağevlerinde mangal başında, kış akşamları da pastane köşelerinde başkalarının malının mülkünün hesabını tutmayı bırakmalısınız…

Birisi dişi tırnağıyla işini biraz büyütünce parayı nereden nasıl bulduğunu araştıracağınıza, “nasıl olur da ben de işimi büyütebilirim” diye kafa yormalısınız…

Politikacınızla bürokratınızla, bakkalınızla çakkalınızla kafanızı iki elinizin arasına alıp beş dakika bir düşünün, ondan sonra beni de yargılayın! Ki, “Kral çıplak” deyip, fütursuzca ayıbınızı yüzünüze vurduğum için!

Zihniyetinizi değiştirin, zihniyetinizi!...

Çünkü “Büyükşehir” olabilmek için önce zihniyetlerinizin değişmesi gerekir!

Hadi bana “Haksızsın be birader!” deyin…

Bu yazının başlığıyla nokta koyalım:

‘Büyükşehir’ oldun da ne oldu ki?