Sevgili okuyucular, Suriye konusunda, perşembenin gelişi, Çarşamba’dan belliydi. Türk savaş uçağının Akdeniz’in uluslararası hava sahasında ve sularında Suriye tarafından vurulması, Ülkemizi, askeri ve diplomatik açıdan en önemli krizlerinden biriyle karşı karşıya bırakmıştır.

Ülkemizin Başkenti kaç gündür kritik saatler yaşıyor. Bir yandan kayıp pilotlara ve uçağın enkazına ulaşılmaya çalışılırken diğer yandan da yoğun bir diplomatik ve siyasi temas trafiği yürütülüyor.

Şu ana kadar Türkiye’nin bu krizi başarılı bir şekilde yürüttüğü söyleyebiliriz. Çünkü  Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir, bu tür olumsuzlukların altında kalacak bir ülke değildir.

Bu bakımdan konunun  NATO’da 4. madde kapsamında ele alınması çok önemliydi buda oldu. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşınması konusunda da girişimler var bundan da olumlu sonuçların ipuçları var.

Bu konularda Suriye’nin arkasında olan iki ittifakı var, Rusya ve Çin. Bu iki ülkede Güvenlik Konseyi’nin iki daimi temsilcisi, kritik öneme sahipler. Bu iki ülke ikna edilemediği sürece konunun Güvenlik Konseyi’ne götürülmesinin anlamı yok sanırım.

Bu açıdan Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun olayların başladığı günden beri aralıksız sürdürdüğü diplomasi, Türkiye’nin “ne yapalım olan olmuş” diyerek kabulleneceği bir durum değildir. Bunu da dost - düşman, bütün önemli ülkelere açıkça anlatılmış durumdadır.
 

Bu olayı Türkiye asla sineye çekmemelidir. Bunun bölgede ciddi sonuçları olur. Türkiye’ye yönelik Kafa tutmalar başlar.

Türkiye’nin “şimdiye kadar olması gerekirdi” diye beklediği olmazsa olmaz koşul şu:

Suriye, önce yaptığının yanlışlığını kabul edip özür dileyecek. Tazminat ödeyeceğini taahhüt edip ödeyecek, başka türlü olmamalıdır.

Türkiye’nin bu durumu, üstü özür ve tazminatla kapatılamayacak kadar önemli ve ciddi bir sorun olarak görmesi olumlu tutum ve davranıştır.

Suriye yönetimi içine düştüğü çıkmazdan kurtulmak yerine daha da çıkmaza sürüklendiğinin farkındadır sanırım. Beşşar Esad, bundan sonra Türkiye’yi de karşısına almıştır. Eli kolu bağlanmıştır, Ülkesine yerleştirdiği Rus yapımı uçaksavarlarla, düşürdüğü uçağımızın ve kaybolan iki kıymetli pilotumuzun hesabını vermelidir.

Bu aslında göstermiştir ki Suriye artık Türkiye açısından ciddi bir güvenlik riski olmuştur.

Türkiye bundan sonra bütün komşularıyla olan ilişkilerinde daha dikkatli olmalıdır.

Suriye’nin bu tutum ve davranışına karşılık, Türkiye diplemesinde öyle başarı sağlamalıdır ki,bu başarı Suriye’nin suratına bir Türk tokadı olmalıdır…