SİYASİ gündemden eminim okurlarda en az bizim kadar sıkılmışlardır.

Bugün konumuz “siyaset” olsun ama biraz da eğlenelim istedim.

Ben genelde siyasi durumlarda bizim Abid Vanlı’yı takip eder, öyle fikir beyan ederim çünkü Abid ne derse her zaman dediğinin tam tersi çıkar.

Mesela bir dernekte ya da siyasi partide kongre mi var?

Bilirim ki Abid hangi adayı destekliyorsa, onun dediğinin tam tersi aday kazanır.

İşte en son örneği de dönemin Ak Parti İl Başkanı, şimdinin Büyükşehir adayı Fatih Mehmet Erkoç konusu…

Bizim Abid Ağa her gün Erkoç’un aleyhine yazdı, “aha bugün, aha yarın görevden alınacak” diye iddia etti, Erkoç bırakın görevden alınmayı bir de üstüne üstlük Başbakan Erdoğan’ın yüksek taltifleriyle Büyükşehir adayı yapıldı.

Ama olayı tersinden okursak, Abid’in şöyle bir şey deme hakkı da var: “Benim dediğim olmadı mı, il başkanlığından alınmadı mı?” J))))))

Bugünlerde yazdığı kehanetlerinin hiçbir çıkmayınca Abid Ağa dört beş gün önce kendi haber portalında, “Artık siyaset yazmayacağım” diye bir beyanda bulundu ama ne hikmetse bu sözünü üç gün sonra yedi ve “Siyaset yazmaya devam” diyerek sözünü aslanlar gibi yuttu.

Biz gazetede bu konuda geyik yaparken kendisinin sağ kolu arkadaşı Ayhan Akyol geldi ve bodoslama konuya girdi. “Abid Ağanın bir bildiği vardır. Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu” deyiverdi.

Aha bize yazı konusunu da veriverdi!

Hemen Google’a başvurduk, bu deyimin özünü kopyaladık. Yazanlar bizi affetsin ama biz bunu alıp Abid Ağaya uyarladık.

Toplumumuzun nabzını 70 yıl önce tutmuş olan, şairimiz, Namdar Nami: “Doğruyu görürsen de ulu orta anlatma! Nara at, ama sakın taş atma” diyor…

Yani, bu memâlikte, “Etliye sütlüye karışma eeeey Abid Vanlı! Etli-sütlü olanlar, etini, sütünü vermekten çok mutlu! Sana mı kalmış ey Abid Vanlı öküzün ineğin hakkını aramak?” diyor...

“Suya sabuna dokunmak; etliye-sütlüye karışmak benim de harcım değil!” değil diyor Namdar Nami ve Abid Vanlı’ya şu sözleri yazıyor:

Ey Abid Vanlı dinle ey oğul!

Abid Ağa sana bir öğüt vereyim, dinle beni,

Ağzını açma sakın açarsan aç keseni,

En candan bildiklerin tefe koyarlar seni,

Birer birer denedik olgununu toyunu,

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu.

 

El oğlunu bilmezsin Abid, o ne hin oğlu hindir,

Pamuk gibi görünür, granitten çetindir,

Arkandan kuyu kazar, dibi yoktur, derindir,

Açılma el oğluna Abid anlamadan soyunu,

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu

 

Senin ayıbını arar el oğlu Vanlıoğlu bir iş gibi,

Arkanda dolaşırlar sanki müfettiş gibi,

Bırakırlar ortada seni bir ibiş gibi,

Öğretirler dünyanın körfezini koyunu,

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu.

 

Doğruyu görürsen de ulu orta anlatma ey Abid Vanlı,

Bağır, çağır, nara at, fakat sakın taş atma ey Abid Vanlı,

Elini uzat amma, boynunu hiç uzatma ey Abid Vanlı,

Sana ölçü verirler, uzatırsan boynunu ey Abid Vanlı,

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu ey Abid Vanlı.

 

Ne tilkiye eğri bak Abid Ağa, ne de kurtlarla yarış,

Ne etlisinden bahset, ne sütlüsüne karış,

Ağzını açık korlar sonra senin bir karış,

Nene gerek Abid elin üç keçi, beş koyunu,

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu.

 

Ey Vanlıoğlu Abid;

Ne erkeğine kan, ne dişisine inan,

Dişisi erkeğinden olur bir kat afacan,

Sonra gösterir Abid’e gülünü şebboyunu

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu.