Günümüzde büyük şirketler : Ar-Ge diyor..

     Yani: Araştırma, Geliştirme, Pazarlama, arz ve talep, maliyet giderleri ve dünya ile yarışa bilirlik oranını enine boyuna araştırmanın kısa adı Ar-Ge

     Biz Ar-Ge den vaz geçtikte birine soruyor muyuz ?

     Doğru olanı arıyor muyuz ?

      Peki Ar-Ge maliyeti yüksek mi ?

      Değil, yapılacak işin yanında çay ve çerez parasıdır..

      2 ay önce Kayseri ye gitmiştim: bizim evin yanında Kayseri Büyükşehir Belediyesi bir yolu dubalarla trafiğe kapatmış..

     Resimlerini çektim sonra araştırdım:

      Kapatılan yolun başına da iki belediye görevlisi koymuş, gelene geçene soruyor iyi olmuş mu ? böyle mi ? devam etsin !, yolu yeniden açalım mı ? diye..

      Dubaları Belediye kamyonu ile oraya getirme Maliyeti 50 TL olsun..  depodan oraya gelişi için yakıt gideri.. ancak 50 TL dir..iki belediye personelinin aylıkları da 2500 TL den 5 bin TL olsun, işte yapılan Ar-Ge maliyeti bu !..

      Haydi görmediğimiz masrafı da olsun 7 bin 500 TL olsun.. 10 bin TL olsun neticede ortaya şu çıkıyor: yanlış yapmadan baş dan dönüş yapılıyor..

      Peki yolu trafiğe kapattık, bir ay sonra gelen şikayetler üzerine yolu yeniden açtık, inşaat maliyeti, işçilik ve yapılan işlerin maliyeti ? tüm bunlardan kurtuluyoruz..

     Bu sebeple ben hep şunu söylüyorum:

     Belediyelerimizin Ar-Ge birimi olmalı..

     Belediyelerimiz Basın Danışmanlığı hizmeti almalı..

     Ar-Ge ve Basın danışmanlığı hizmetleri karşısında yanlış yapılanların maliyetleri çok çok yüksektir.. bir bakıyoruz bir yer yapılıyor bir yıl geçmeden yeniden sökülüp atılıyor , bu paralar senin benim param..

     Kısaca : doğru bir tane, iki doğru olmaz..!

     “Ben yaptım doğru oldu!” mantığı her zaman yanlıştır..

     Araştıracaksın, soracaksın, kırk kişiye soracak sonra aldığın cevapları harmanlayarak en doğru olanı doğru şekilde yapacaksın..

      Aksi halde yap boz tahtasına dönen ülkemiz ve ilimiz daha çok bedel ödemeye mahkumdur..

      Eleştiriye açık olmak gerekir:

      Tabi eleştiri başka bir şey ! hakaret etmek başka bir şey !

       Biz eleştiri ile hakareti bir birinden ayır edemiyoruz..

      Günümüzde : sözüm ona gazeteci geçinen, yazar geçinen, okuyan, okumayan, aydın geçinen, cahil olduğunu bilmeyen, eline fırsat geçtiği an karşı tarafa hakaret etmeye başlıyor..

      Facebook ve sanal medya hakaret kazanına döndüğünü görüyor..

      Sevgili meslektaşım Mehmet Taş: “ Facebook da ki arkadaş listemi gözden geçiriyorum, hakaret edenleri siliyorum,” diyor ama silmek çözüm olmuyor biri birine hakaret etmek için insanlar yarış halindeler..

      CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu : Ankara – İstanbul arası yürüdü !..

      CHP’ye göre doğru bir hareket !

      CHP’li gazeteci için: “ CHP Genel Başkanı olarak yürümeye başlayan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşü lider olarak bitirdi!” diyor..

      Diğer bir gazeteci ise : Sayın Kılıçdaroğlu, Ergenekon, Poyrazköy, Casusluk, bilmem ne davaları ile içeri atılan ceza alan askerlerimiz için de yürüsen seni alkışlardım,” diyor..

      CHP’lilere göre doğru: Diğer partililere göre doğru değil !

      CHP dışındakiler diyor ki : Sayın Kılıçdaroğlu FETÖ talimatı ile yürüyor !

      CHP dışındakiler diyor ki : Sayın Kılıçdaroğlu, PKK yandaşlarını, HDP’Lilerin, terör örgütü yandaşlarının yürüyüşünüzde ne işi var ? “ bu bir eleştiridir..

      Bu cümleleri böyle söylemeyip, hakaret edenleri görüyoruz..

      Eleştiri ile hakaret arasındaki ince fark bu..

      Bu cümle ile sözümü tamamlıyorum: Doğru bir tane, herkes doğruyu bulmak için çalışmalı özellikle bizleri yöneten, belediye başkanlarımız, vekillerimiz, bakanlarımız ve başbakanlarımız mutlaka Ar-Ge yapmaları gerekir..

      Doğru bir tane, yanlış ise çok fazladır..

      İyi günler..