Düne kadar milli eğitim bakanlığımız devlet okullarının öğrencilere yeterince ders verdiğini ve öğrencilerin hafta sonlarının oyun oynamaları için bir zaman dilimi olduğunu bangır bangır bağırıyordu. Şimdi ne değişti de hafta sonları okullarımız kurs açma ihtiyacı duyuyor? Yoksa hafta içi okullarda ders anlatılmıyor mu? Hani öğrenciler hafta sonları dinlenecekti? Nerede kaldı ‘’öğrencilerimiz tostla testle büyümesin’’ diyenler? Ya da biz mi anlamıyoruz ‘’akşam başka sabah başka’’ diyenleri? Yok yok biz yinede bardağın dolu tarafından bakalım ‘’bakan başka başbakan başka’’ diyelim ve şaşkın bakışlarla yarın ne değişecek diye bekleyelim!

Dershaneleri eğitimin yarayan kanası olarak tanımlayıp öğrencilerin dershanelerde aldıkları eğitimi hiçe sayarak öğrencilerin bu takviye derslerine ihtiyaçlarının olmadığını iddia edip kapatılmasını savunanlar şimdi nerede. Hafta sonu okullarda ders takviyesini öğrencilere dayatmak yerine hafta içi öğrencilerin dersleri dolu dolu geçse hafta sonu öğrenci dershaneye zaten gelmeyecekti. Mademki bu kadar eğitim gönüllüsü olarak hafta sonu ders yapmak üzere proje sunuluyor en azından ağustos ayında dersler başlamadan velilere duyurun ki veliler dershanelere öğrenci yazdırmasın. Veliler yıllık yol haritasını çizmiş dershanelere kayıtlarını yapmış birileri kalkmış biz hafta sonu ek ders yapacağız hafta sonu okula gelmek zorundasınız diyor. Okullarda verilen kitapların öğrencilere yeterli olduğu konusunda savunanlar keşke özel yayın evlerinin ciroların baksa veya kitap satan kırtasiyelere ziyarette bulunup ne kadar doğru bir yol haritası çizdiklerini görseler. Ama maalesef sanılıyor ki okullara iki satır yazı gönderilip öğrencilere ek kaynak aldırmak yasak diyerek sorun çözülür. Keşke her yıl müfredat değiştirmek yerine öğrencileri dış kaynağa yönlendirmeye ihtiyaç hasıl etmeyecek milli eğitim kaynakları olsa. Her yıl müfredat değişimine giderek bir önceki yılın kitapları atıl hale getiriliyor. Oysa eskiden öğrenciler abisinin ablasının kitaplarını kullanabiliyorlardı ama şimdi maalesef tüm kitapla çöpe gidiyor. 20 Ağustos 2007’de 26619 sayılı resmi gazetede yayımlanan ilköğretim öğrencilerine yönelik yönetmelikte yer alan PERFORMANS ÖDEVLERİNİN veliler tarafından yapıldığını 7 YIL SONRA ANLAYAN sevgili milli eğitim bakanımız keşke kararları masada almak yerine halka inerek uygulanabilirliliğine baksa.

Dershaneleri kapatmak pahasına yapılan projeler:

1)     Velilere ısrarla dershaneye öğrencileri göndermeyin şeklinde vurgular yapıldı.

2)     Okullarda öğrencilere sabahtan akşama kadar ders programı düzenlendi.

3)     Üniversitelerde istihdama ihtiyaç duyulmayan birçok bölümler açıldı.

4)     Öğrencilere ek ders kaynağı almanın anlamsız olduğu savunuldu.

5)     Ders müfredatlarında genel anlamda her yıl değişikliğe gidildi.

6)     Derslik ve öğretmen ihtiyacı varken tablet bilgisayar dağıtıldı.

7)     Sınav sistemleri her an değişir hale geldi.

8)     Okullarda hafta sonu kurslar açıldı.

Keşke bütün bunları deneyerek bir neslin heba edilmeyip geleceğimizin teminatı öğrencilerimizin üzerinde deneyler yapılmasa.