DAİMİ okurlarımızdan birisi elektronik posta yollamış diyor ki; “Hep yeni dönemde nasıl bir belediye başkanı olmalı ya da kim belediye başkanı olmalı konusunu işliyorsunuz. Peki dediğiniz, saydığınız genel kriterlere uymayan biri aday gösterilirse tavrınız ne olur?”

Şimdi buna ne yanıt vermemiz gerekir?

Okurun bu sorusuna şu hikâye ile yanıt verelim en iyisi.

Devlet Demir Yolları’nda makasçılık yapan birini; bir Demir Yolları Müfettişi, ayaküstü bir testten geçirmek istemiş:

- 2 trenin aynı hatta karşılıklı gelmekte olduğunu görürseniz ne yaparsınız?

* * *

Makasçı:

- 2 trenden birini, makası açarak yandaki bekleme hattına alırım, demiş.

- Tamam da, ya makas çalışıp açılmazsa?

- Hemen “semafor”ların “dur” işareti veren kırmızı lambalarını yakarım.

- Çok güzel ama ya bir elektrik kontağı nedeniyle lambalar da yanmazsa?

- Makinistleri uyarmak için, tehlike işareti veren fişekleri patlatırım.

- Yağmurda ıslandıkları için, fişekleri de patlamazsa?

* * *

Makasçı:

- Artık çare kalmadığı, elden de bir şey gelmediği için, demiş; eşi dostu çağırırım ve çalılıkların arkasından 2 trenin nasıl çarpıştığını seyrederiz; bir daha kim nasıl görecek böylesine unutulmayacak bir manzarayı?

hg

Böyle bir durumda Demir Yolu Müfettişi’nin, ayaküstü “makasçı testi”yle ilgili hikaye aklınıza gelmez de, ne gelir?

Derdi ki rahmetli anacığım; “Elinen gelen düğün bayram…”

Ne yapacağız ki, adı “büyükşehir” olmuş ama hâlâ büyük bir kasaba görüntüsündeki memleketi ve o memlekete başkan olarak sunulan kişiyi yazıp çizmeye ve herkes gibi cümbüşü seyretmeye devam edeceğiz.

MUSTAFA POYRAZ İKTİDAR BELEDİYESİ Mİ?

OKUR mektuplarından giriş yaptık, yine bir okur mektubu, daha doğrusu elektronik postasıyla devam edelim.

Yine adı bizde saklı okurumuz soruyor: “Mustafa Poyraz’ın parti teşkilatıyla arası bozuk, milletvekilleriyle birisi hariç diğerleriyle arası bozuk, medyanın bir kısmı ile arası bozuk. Peki bu durumda acaba Mustafa Poyraz Bey kendisine ‘ben iktidar belediyesiyim’ diyor mu ve tekrar aday olabilecek gücü var mı? Tıpkı ‘ne Musa’ya ne İsa’ya yaranamadım’ durumlarında. Poyraz Başkan nasıl bir politika izlemeli, siz bari bir yol çizin ne yapması gerek bu durumda?”

El cevap;

Bektaşi Babası’na sormuşlar:

- Baba erenler; bir iktidar, her istediğini yapabilir mi?

- Dağdan inen su, önüne gelen her şeyi siler süpürür; karşısına daha güçlü bir bent çıkıncaya dek. Su iktidar, bent muhalefettir.

- Bir iktidarın her şeyi silip süpürmesini, hangi muhalefetin bendi önleyebilir?

- Sudan güçlü olduğuna inanan; taşla çeliğin muhalefeti...

- Peki, ben hangisini tutayım; suyu mu, muhalefeti mi?

Bektaşi Babası, sıralamaya başlamış:

- Yükselmek istiyorsan ağzındaki dilini, semirmek istiyorsan uygun bir politikacının elini, zengin olmak istiyorsan karnındaki yelini, kahrolmak istiyorsan kadının güzelini, harcanmak istiyorsan sünepenin pardon milletvekilinin kel ve en yaşlı olanını tutarsın...

TİCARET VE SANAYİ ODASI BÖLÜNECEK Mİ?

BÜYÜKŞEHİR olmamızla birlikte hemen her kurumda köklü değişikliklere gidilecek. Aynı kentin içinde bazı kurumlardan üç tane olacak. Örneğin bir Vali iki kaymakam yönetecek kenti. Mesela Nüfus Müdürlüğü üç tane olacak vs vs…

Bazı kurumlarda karışıklık hatta belki de kaos olacak.

Bir işadamı dostumuz da kendisini ilgilendiren konuda benim yanıtlayamayacağım bir iki soru sordu. Biz de bu sütunlardan KMTSO Başkanı Kemâl Karaküçük’e iletiyoruz.

“Metropol kentlerde Ticaret Odası ayrı, Sanayi Odası ayrı olarak kurulmuş durumda. Bizim de büyükşehir olmamızla bu bölünme gerçekleşecek mi?

Ayrıca yeni kurulan iki ilçede ayrı bir oda temsilciliği olacak mı?”

Bizden sorması… Zira ‘elçiye zeval’ olmaz derler…