ADI bende saklı olan bir okur, elektronik posta yollamış bana.

 

Diyor ki; “İçlerinde bugün Ak Parti’de politika yapanlar da dahil olmak üzere geçmişte her Kahramanmaraşlı’nın başı ağrısa aspirin istemek için aradığı, işinin takibini yaptırdığı eski milletvekili Atilla İmamoğlu’nun rahmetlik olmasının bu memleket için hiç mi bir değeri yok? Bu memleketin Valisi, Belediye Başkanı, milletvekilleri, o her ota boka beyanat veren oda başkanları neden elim bir kaza sonucu vefat eden bu memleketin eski bir milletvekili için bir taziye mesajı yayınlamadı? Ya siz basın? Ya siz hep her dönem iktidarları ve o iktidarların mensuplarını yağlayıp ballayıp basın dünyası? Sizi bu kategorinin dışında tutuyorum ama hanginiz bu elim kazayı manşetinize taşıdınız ya da iki satır yazı yazıp merhumu andınız? Bu mu sizin insani yönünüz, bu mu sizin haberciliğiniz? Bu merhum şu anda elinde iktidar gücü olan biri olsaydı daha farklı olurdunuz değil mi? Yazıklar olsun hepinize. Omurgalı olun biraz omurgalı. Başka da bir şey demiyorum…”

 

Çok açıkça ifade ediyorum ki, bu e posta beni, benimle hesaplaşmaya zorladı.

 

“İnsan” gibi bir insan mıyım önce kendimi sorguladım.

 

Kendi iç dünyamda kendimi yargılamaya başladım.

 

İçimi acıttı benim.

 

Çünkü yazdıklarını derinlemesine okuyunca öyle anlamlı şeyler çıkıyordu ki, 60 saniye değil, 60 yıl aklınızdan çıkmayacak öğütleri veriyordu bizim gibi kocaman adamlara.

 

İnsanımızın, insani nitelikleri nasıl kaybettiğini adeta bir şamar gibi yüzümüze vuruyordu.

 

Utandım, sıkıldım.

 

Nasıl duyarsızlaştığımızı yüzümüze haykırmış.

 

Sözleriyle insanlığa çağrı da bulunurken, hepimize de ders vermiş.

 

Bize “Omurgalı olun biraz omurgalı…” derken,  hepimizi de yerin dibine sokuyordu.

 

Doğrusu biz de beklerdik, başta Sayın Vali’den, Belediye Başkanı’ndan ve oda başkanlarından bir “taziye mesajı” yayınlamalarını.

 

Ancak maalesef ki, bu nezaketi bu kentte sadece Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek ve Afşin Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güven gösterdi ve birer mesaj yayınlayarak andılar bu güzel insanı. Ayrıca bir dipnot geçmek gerekirse haberi aldığında beni ilk arayan eski Türkoğlu Belediye Başkanı Av. Mustafa Taşhan olmuştu. Kendisine bu sütunlardan teşekkür ediyorum.

 

İşte görgü ve nezaket farkları da ortaya çıktı. Bende bu iki başkanı tebrik ediyorum.

 

İKTİDAR HASTALIĞI

TANIYANLAR kimden bahsettiğimi hemen anlayacaklardır.

 

Bu sütunların yazarının da yakın arkadaşı olan, politikacı değil ama önemli bir politikacının çok yakınında olmasıyla, ona vefasıyla tanınan bir dostumuz var.

 

Vefa gösterdiği politikacı daha birkaç ay öncesine kadar “iktidar” değildi ama bugün kentimizde önemli bir konumda.

 

Bu arkadaşımızın dün telefonuna bakmayanlar, şimdi Facebook sayfasından ona övgüler düzüyorlar.

 

Facebook sayfasında daha birkaç ay öncesine hiç kimsenin yorum yapmadığı arkadaşımızın şu anda arkadaş sayısı da üst sınıra ulaşmış durumda.

 

Keza dün hiçbir fotoğrafını görmeyenler, şimdi ayran içerken çekilmiş bir fotoğrafını paylaşsa, onlarca beğeni ve yorum geliyor, “Ne de güzel ayran içiyorsun, sana çok yakışıyor…” diye vıcık vıcık yağlar çekiyorlar.

 

Bunun adı, “iktidar ve güç” hastalığıdır dostlar.

 

Yağcılar ve yalakalar her dönemde kendini gösteriyorlar…