SON yapılan yerel seçimler öncesinde Kahramanmaraş Belediye Başkanı aday kesinleşmeden önce “A takımı istiyoruz” diye yazmış ve bir ufuk çizmiştik…

Aynı yazıyı önümüzdeki süreçte yeniden yayınlamayı düşünüyorum ancak bugün ofisinde ziyaret ettiğim Hanefi Mahçiçek’in söylediği ve aday adaylığı için hazırladığı “Basın Bülteni”ndeki bir cümle, benim o zaman çizdiğim ufukla çok bağdaşıyordu.

Diyordu ki Mahçiçek basın açıklamasında; “… Artık klasik yol, su belediyeciliği tarihte kalmıştır. Kahramanmaraş’ı sadece lokal bazda değil küresel alanda da bir çekim merkezi yaparak yeni bir imajla, büyük ölçekli etkinliklerle inşallah batıdaki büyük metropollerle yarışır hale getirmeliyiz. Çünkü artık büyük ölçekli etkinlikler, modern turizmin imaj yapıcıları olarak ön plana çıkıyor.

Küresel çekim merkezi olmak isteyen ve bu amaçla imaj yenilemek isteyen kentler, büyük ölçekli etkinlikleri bir fırsat olarak görüyor ve kıyasıya rekabet ediyor. Biz Kahramanmaraş olarak kendimizi bu rekabetin içine girdirmeye mecburuz…”

İşte olay bu…

Kahramanmaraş artık küçük düşünmemelidir! Mahçiçek’in de deyimiyle, bundan sonraki dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı kim olursa olsun, bu memlekette artık klasik “kasaba belediyeciliği” yapılmamalı, kent sadece lokal bazda değil, küresel anlamda da bir çekim merkezi olmalıdır.

Mustafa Poyraz devam mı eder, Hanefi Mahçiçek mi gelir, Veysi Kaynak ya da Fatih Erkoç mu olur veya Mahir Ünal’ın kendisi mi büyükşehir patronajlığına gelir bilemeyiz ama kim gelirse gelsin, bu kez artık Maraşlı’nın hakkı olan A takımı istiyoruz biz!

Yapma, sen ciddi birisin Durdu Bey!

CHP Kahramanmaraş milletvekili Durdu Özbolat, insani olarak benim değer verdiğim kişilerden biridir zira bir kavga ile başlayan dostluğumuz, sonrasında pekişerek devam etmiştir.

Kahramanmaraş Basını ile seçildiği günden bu yana herhangi bir diyaloğu olmayınca haliyle köşemizin konuğu da olamıyor. Seçildiği kentten bir daha aday olmayacağını da açıkça beyan ettiğinden yazı konusu olacak her türlü özelliğini de kaybediyor.

Bütün bunlardan sonra sadede gelecek olursak…

Biliyorsunuz, Kahramanmaraş’ın gündem maddelerinden biri de Narlı ovasına yapılması istenen uluslararası bir havalimanı konusudur.

Amaç, tıpkı metropoldekiler gibi sadece yurt içi değil uluslararası uçuşların yapıldığı, her gün değişik saatlerde Ankara, İzmir ve İstanbul’a 5 – 10 uçuşun yapıldığı bir alanımızın realize olmasıdır. Ki, böyle bir alanda sadece kentimiz değil, Adıyaman, Malatya, Osmaniye ve Gaziantep’te faydalanacaktır. Küçük küçük her ilde bir havaalanı olacağına illerin ortasına büyük bir havalimanı yapmak aynı zamanda tasarruf da sağlayacaktır.

İşte bütün memleket bunun tartışmasını yaparken, seçildiği memleketin gündeminden bihaber olan Durdu Bey, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yazılı olarak cevaplaması istemiyle TBMM’ye bir soru önergesi vererek Elbistan’a havaalanı yapılmasını istiyor. Ki, hemen burnunun dibinde Malatya Havaalanı varken…

Yani Kahramanmaraş geneli buz diyor, Durdu Bey tuz diyor!

Yapma Durdu Bey sen ciddi birisin. Muhalefet olarak gündemde olan ve olabilirliği daha yüksek olan konuya yoğunlaşmak varken sen olmayacak duaya niye âmin diyorsun?

Tamam Maraş’ta bir daha aday olmayacaksınız bunu anladık ama en azından gününüz bitene kadar bu memleketten kopmamanız gerekir ve dahası döneminiz bitinceye kadar bize doğal borçlusunuz, bunu lütfen unutmayın!

Hani muhtar bile olamayacaktı ya!

YIL 2001... Hürriyet Gazetesi’nin, "Tayyip muhtar bile olamayacak!" diye manşet attığı günler.

Birazda gençlik coşkusuyla hızlı bir Doğru Yolcu, Demirelciyiz…

Başka bir partinin sempatizanı da olsak, Hürriyet’teki bu manşet, bu sütunların yazarını da derinden yaralamıştı. Hemen Akif Ercan’ı aradık, “Tayyip posteri var mı?” diye. Varmış, gittik aldık o posteri ve iki yanına Kıratlı DYP bayrağı ortasına Tayyip fotoğrafı, Peugeot 106 arabamızın arka camına yapıştırdık. Yani kendimizce o manşeti atanları protesto ediyorduk.

Ak Parti henüz kurulmadı, "yenilikçiler hareketi" olarak Fazilet Partisi teşkilatlarının kapılarının onun yüzüne kapandığı bir zaman...

 Faziletli Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, teşkilatını dinlemeden yüreğini sonuna dek açarak o günlerde henüz yarını belli olmayan Erdoğan'ı Maraş’a getiriyor. Mehmet Akif Ercan, Mehmet Dere ve Mustafa Aydoğar öncülüğündeki teşkilatçı heyet, bu “yarını henüz belli olmayan adam”ı alıp binlerce seveni ile beraber Tekir Yeşilgöz'e götürüyor ve bugünkü parti'nin temelleri orada atılıyor...

Bu arada parti kurulduktan sonra Türkiye’de, arkasına aldığı 14 Belediye Başkanı ile beraber Ak Parti’ye ilk geçen Başkan ünvanını da Hanefi Mahçiçek alıyor.

O’nun muhtar bile olamayacağı öngörüsünde olanlar bugün onu gördüğünde kaçacak delik ararken, o bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıdır...