Akşam güzel dostlarla bir araya geldik..

Aslında biraz memleket meselelerini görüşecektik ama olmadı..

Zaman yetmedi.. bugünün insanı zaman fukarasıdır..

Düğün- cenaze, ziyaretler iş güç ve çocukların okulu, zaman kalmıyor..

Akşam ki sohbetimize bir konuyu anlatarak girmek istiyorum:

Zengin et yemekten bulgur pilavının tadını unutuyor, fakirse bulgur pilavı yemekten etten- pirinç pilavından haberi olmadığı dünyamız da.. bir devran dönüyor..

İşte böyle bir zaman diliminde : Pirinç pilavı bulamayanlarda vardı !.. dı..

Bugün sizlere bir yaşanmış olayı anlatarak söze girmek istiyorum: 1968 yıllar yer Avcılar köyü, Hasan ağa buraya mandıra kurar !..

50 yaşına kadar hayatı : Koyun- keçi peşinde koşmak ve çökelek dürümü ile , eline geçerse teh dürümü yiyerek ömrünü geçiren, bir anlamda geçimini sağlayan çoban Cuma’nın tek arzusu şöyle karnı doyası bir pirinç pilavı yemektir..

Al marketten- Bakkal dan ye diyeceksiniz ! öyle kolay değil..!

O tarih de pirinç pilavı yada pirinç her yerde bulunmaz, ancak zenginlerin evinde olur, bir de ünlü lokantalarda olur.. her lokanta pirinç pilavı pişiremez, pişirse de satamaz..parası olan gidip et niyetine bir pirinç pilavı yerdi..

Pirinç : Bugünkü gibi markette , bakkalda satılan bir ürün değildi..

Çukobirlik’te adam başına iki kilo pirinç veriyorlardı.. Babam beni yorgana sararak iki gün pirinç kuyruğunda yatırmıştı.. o günleri unutamam.. her şey kuyruk ve sıra ile alınırdı..

Bunun o günleri yaşayan yaşı 60’ın üzerinde olanlar bilir.. bugünün gençlerine hikaye gelir kuyruk çilesini bizim gibiler bilir..!

Neyse : Pirinç pilavının önemini böylece ortaya koyduktan sonra biz konumuza dönelim..

Çoban Cuma , pirinç pilavı yendiğin görür içi gider ama : gözü tok mert insan , davet edilmesine rağmen ,” yok ağam Sağ olunuz !“ der boyun büker gider.. ama içi de gider .. en son asker de yediği pirinç pilavı özlemi içini yakar !..

Sonra pişman olur : Mandıraya gideyim Pirinç pilavı yiyorlarsa belki beni de çağırırlar diye.. sürekli gelip gitmeye başlar.. böyle gel git zaman içinde bir samimiyet başlar..

Bunun üzerine Çoban Cuma’ya : Mandırayı bekleme, süt kaplarını yıkama ve temizlik üzerine iş teklifi yapılır..

İş teklifini pirinç pilavı olarak gören Çoban Cuma :

Cuma kaç para vereceksiniz demez, hemen teklifi kabul eder.. çünkü mandıranın çalışanı olarak pirinç pilavı yiyecektir..

Kendi kendine söylenir :” Bir kazan pilava bu işlerin hepsini yararım !” der..

Sabah’ı zor eder, öğleye pirinç pilavı yiyeceğim diye.. gözüne uyku girmez.. sabah ezanı işe koşar gelir..

Öğle olur: Bulgur pilavı çıkar !..

Çoban Cuma yarın : Pirinç çıkar diye dört gözle yarını beklerken, o günde aşçı makarna yapar, sonra ki gün çorba, bir başka gün başka bir yemek yapar , sabırla bir hafta bekler .. beklemesine de nafile.. pirinç pilavı çıkmaz..

Çoban Cuma şöyle karnı doyası bir pirinç pilavı yemek için kabul ettiği iş de bir hafa geçmesine rağmen pirinç pilavı çıkmaz.. pirinç pilavının yüzünü göremez..

En son yine bulgur pilavı çıkınca: İsyanı basar !.. elindeki yemek kaplarını bulaşıklarını yere çalarak mandıradan ayrılırı..

Giderken de : Akşam’a bulgur pilavı – sabaha bulgur pilavı bu ne ?

Çoban Cuma :” Çalışanın ….. der ve elindeki kaşıkları yere atarak işi bırakarak mandırayı terk eder.. kimse buna bir mana veremez..

Sabah akşam bulgur pilavına da bir anlam veremez !

Mandıra sahibi Hasan ağa, Mustafa Usta bir şey anlamaz..

Aradan bir iki gün geçince Çoban Cuma’ya ziyarette giderler..

Çoban Cuma: “ Karnımız doyası bir pirinç pilavı yiyelim diye çalıştık, sabah bulgur pilavı akşama bulgur pilavı çalışanın ….. diyerek isyanını dile getirir..

Sonra : Asker de yemiştim pirinç pilavını o günden sonra görmedim, derdimiz pirinç pilavı yemekti oda olmadı , kör talih ! “ der.. diyerek içini çeker !

Hasan ağa: bir haftalık ücretini verir.. mandıraya döner, aşçıya bir kazan pirinç pilavı yap, üzerine bol et kavurması koy ve Cuma’nın akşam evine götürmesini söyler..

Umutlarımız, vardı.. hayallerimiz vardı.. olmadı..

Süre yetmedi bize ayrılan bölüm doldu..

Yazımızın devamı var..

Berat kandilinizi tebrik ediyorum..

İyi kandiller