Türkiye’nin hiçbir zaman başının dik durmasını istemeyen ABD sürekli başımıza çorap örmekte bizde bunun çok hızlı unutur. Niye böyle olduğunu yeniden birini suçlayarak aşmaya çalışırız.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran lideri Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ankara'da düzenlediği üçlü Suriye zirvesi ile Türkiye gündemi dış dünyamız oldu, bu sebeple bugün bu konuda gözlemlerimi yazacağım.

Hani Suriye de ne işimiz var diyenler var y! ABD askerlerinin ne işi var demiyorlar, sınır komşusu Türkiye’nin ne işi var diyorlar ya da Rus askerinin, İran ve Çin askerinin ne işi var diyen yok, bizim millet bizim ordumuzu suçluyor.

1980 yıllarda: Türkiye de kapsamlı bir terör örgütü olması için çalışma yapan ABD yani CIA çalışmaya başladı, AB desteği ile 1984 yılında PKK kurarak eğeleme başladı.

Bu tarih de PKK eğitim yeri Suriye Beka Vadisi idi.

Suriye de ABD – İran- Rusya çekişmesi o günde vardı. Aynen böyle.

Sonra: PKK ile mücadele etmek için aynı ABD Çekiç Güç kurarak, sözde PKK mücadele ediyorum diyerek, Diyarbakır, Malatya, Adana İncirlikten kalkan uçak ve helikopterleri ile PKK silah ve yiyecek vererek, Güneydoğu da köklenmesini sağladı.

Bunu gören milletvekilimiz Ökkeş Şendiller oldu.

Milletvekili Ökkeş Şendiller, yaptığı basın toplantısında ,” PKK eşittir, Çekiç güç demesi üzerine gündeme bomba gibi düştü, PKK silah ve yiyecek verdiği fotoğraflarla gösterilmesi üzerine ABD çekiç gücünü Türkiye den geri çekti.

Fırat’ın doğusunda Güvenli bölge oluşması için sözde Türkiye ile devriye atan ABD PKK ve yandaş örgütlerine ağır silahlar vermeye devam ediyor.

ABD şunu diyor: “ Türkler aptal bunu yutarlar oyalayalım” ve silah sevkiyatına devam diyor.

Bu silahlar İran veya Türkiye karşı kullanılacağını sağır sultan bile duydu ama Türkiye de halen duymayanlar var, Suriye de ne işimiz var diyenler var!

Türkiye – İran – Suriye, Rusya ile bir olup kendi göbek bağını kesmek zorunda kaldı.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: ABD’ye iki hafta süre verdi ama 112 hafta geçse bir şey değişmez, ABD bizim bildiğimiz Kah be- kalleş ABD’dir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü'nde tarihin en uzun toplantısı yapıldı.

Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye'deki yangının söndürülmesi için beşinci kez bir araya geldik. Üçlü zirvede Sayın Ruhani ve Sayın Putin ile Suriye'deki ihtilafı tüm boyutları ile ele aldık. Her bir lider ile birebir, üçlü ve heyetler arası yaptığımız görüşmelerin verimli geçtiğine inanıyorum. Zirve'de Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık.

Suriye'nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik. İdlib'de tırmanın gerginlik bugünkü görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Nisan ayından bu yana İdlib'e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısı maalesef bine yaklaştı” dedi.

Türkiye’ye gelen mülteci sayısına dikkat çeken Erdoğan, “Daha evvel defalarca yurdundan edilen yüz binlerce insan saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştüler. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi vahim bir gelişme sadece ülkemizi değil, bütün Avrupa'yı etkileyecektir. Bugünkü görüşmede Soçi Mutabakatına dair yükümlülüklerimizi tekrar mütalaa ettik, varılan mutabakatın tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Gündemdeki diğer bir önemli konunun Anayasa Komitesinin teşekkülü olduğunu

Geldiğimiz nokta itibariyle Suriye'de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG-PYD'dir. Bu ülkedeki PKK-PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir.

Türkiye'nin Suriye'deki çatışma ortamından kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, “Son 8 yılda Türkiye olarak büyük fedakarlıkta bulunduklarını söyledi.

Sözün Sonu: ABD oyun oynuyor, Türkiye güvenliğimiz için Suriye de bulunmak zorundadır.

İyi günler…