Dünde yazdım: Cumhuriyeti anlamak istiyorsak 2019 yılında 29 Ekim Cumhuriyeti Bayramında , Cumhuriyetin kuruluşunun 96. Yıl dönümünde yeni bir tesis daha açmalıyız.. ki o zaman Cumhuriyet Bayramı bir anlam kazansın !..

50 ülkeden 10 Cumhurbaşkanı , Başbakan Bakan ve 8 bin davetlinin katılması ile yeni adı ile İSTANBUL HAVA LİMANI ilk uçağın havalanması ile ilk bölümü dün açıldı.

İsimlerini yazmaya gerek görmüyorum: ama bizim muhalefet açılışta yoktu, Beştepe deki Cumhuriyet Bayramı kabulünde yoktu..

Gelmedeniz ne oldu ? hava alanı açılmadı mı ?

Yerli Milli Uçak yaptığımızda , Devrim otomobilini yaptığımızda zihniyet neyse bugünkü zihniyet de o..

1961 yılında otomobil üretimine girsek bugün dünya ülkelerinde en az 10 markamız olurdu..

İstanbul Hava Alanını açılışına gelmeyenlerin yüzü kızarmaz çünkü onların mazisi kirli ve karanlık , zihniyet aynı değişen bir şey yok..

İzlerken aklıma hep şu geldi..

Bunlar ya bir uçak düşürürlerse !..

Devrim Arabasının kısa hikayesini anlatacağım..

1961 den 2018 yılına

1948 yılında İTÜ bitiren genç makine Mühendisi Necmettin Erbakan’ın bir ilim adamı olacağını gören bizdeki batı zihniyeti 3 yıl asistanlık döneminde bile bir iş yaptırmayarak sürekli engel çıkardılar..

1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesi'nde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Almanya'ya gönderilen Necmettin Erbakan , Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptı.

Leopar tankları ve Mercedes imza attı..

Aachen Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı 1.5 yıl süre içerisinde, bir tanesi doktora tezi olmak üzere 3 tez hazırlayan ERBAKAN, Alman üniversitelerinde geçerli olan "DOKTOR" unvanını aldı.

Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt yakmaları konusunda araştırmalar yaparak rapor veren ve bu arada da doçentlik tezini hazırlayan ERBAKAN'ın "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

Tezin mecmualarda neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya'nın en büyük motor fabrikası olan DEUTZ motor fabrikalarının umum müdürü Prof. Dr. FLATS tarafından Leopar tanklarının motorları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bu fabrikaya davet edildi.

Alman Ekonomik Bakanlığı'nın RUHR sahasındaki fabrikalar üzerinde araştırma yapmak için görevlendirilen heyette kendisinin de yer almasının istenmesi üzerine 15 gün RUHR sahasındaki bütün Ağır Sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu.

27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren Necmettin ERBAKAN, araştırmalar yapmak üzere tekrar Almanya'nın DEUTZ fabrikalarına gitti. Burada 6 ay süreyle motor araştırmaları başmühendisi olarak, Alman ordusu için yapılan araştırma çalışmalarına katıldı.

Türkiye'de ilk yerli motoru imal edecek olan, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurdu. ERBAKAN da böyle bir fabrika kurma fikri Almanya'da çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun sipariş verdiği motorları görünce iyice uyanmıştı.

Yurda dönünce bu çalışmayı başlattı. Ve bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın temelini 1 Temmuz 1956'da attı. Gümüş Motor fabrikasında seri imalat 1 Mart 1960 tarihinde başlamıştır. 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde Gümüş Motor'un yaptığı imalatları sunan ERBAKAN "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" fikrini ortaya atmış, o zaman yönetimde olan askerler tarafından revac bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyesinde "DEVRİM OTOMOBİLİ" adıyla ilk yerli otomobil ERBAKAN tarafından imal edilmiştir.

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel paşa , 4 ayda Devrim Otomobili üretilmesini 29 Ekim Cumhuriyet bayramında yürütülmesini sitiyordu..

Eskişehirden Trenle Ankara’ya getirilen Devrim, güvenlik gerekçesi ile içindeki benzin boşaltılması üzerine TBMM yapılan test sürüşünde 10 metre gitti benzini bitti..

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel: “ Şark kafası ile araba yaptık ,. İçine benzin koymayı unuttuk “ dedi ama unutlan benzin değildi.. hainler depoyu güvenlik gerekçesi ile boşatmışlardı..

İlim adamı olmak yetmediğini gören Erbakan siyasette girdi.. Yıllarca ağır sanayi dedi, üretim dedi , başbakanlık bile yaptı ama büyük tesisleri yapmak açmak ona nasip olmadı ama onun talebeleri bugün Dünyanın en büyük hava alanını yaparak kısa sürede açmayı başardı..

Oradan buraya baktığımızda : 1961 Devrim Arabası 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreni ve İstanbul Hava Alanı açılışı , o gün depodan benzini çekenler , hava alanı açılışına katılmayanların zihniyetinin devamıdır..

İyi günler..