AK Partide biraz oturdum..

     Gözü yaşlı anneler, boyun büken babalar, iş arayan gençler..

     Bizim çocukluğumuzda : Orta Okul Mezunu , memur olur.. Lise mezunu ise müdür olarak işe başlardı..

     Ya bugün: Üniversite okuyanların bir önemi yok..

     Yüzlerce defa yazdın: Kapatın şu üniversiteleri diye..

     Sanayici ve iş adamı : usta, Tekniker, ara elaman bulamıyor..

     Üniversite bitiren gençler : iş bulamıyor..

     Böyle bir garip ülke dünyanın neresinde var ?

     İş veren : işçi bulamıyor, işsiz gençler iş bulamıyor, böyle tezat olan bir başka ülke bana göstere bilirimsiniz ?

     Sayın Cumhurbaşkanım:

     Türkiye’mizin 5 yıllık-10 yıllık- 50 yıllık 100 yıllık insan kaynakları hesaplamasını yapalım..

     Bir genç Üniversiteyi 4- 6 yılda bitirdiğini kabul edersek, ona göre, yıllara göre üniversiteye genç alalım, okulu bitirdiği gün işi hazır olsun, fazla gençleri ise mesleğe yönlendirelim..

     Üretmeden- Tüketen ülkeler batmak zorunda..

     Türkiye tüketim toplumu oldu..

     Üretim çok az, nüfusumuza göre üretimimiz bir şey değil..

     Türkiye üretmek zorunda..

     Bu sebeple biz 100 yıllık planımızı yaparak: yıllara göre örnek : 10 öğretmen ihtiyacımız varsa 11. Genci Üniversiteye almayacağız mesleklere yöneteceğiz..

     Geri başa dönüyorum: AK Parti de oturuyorum, gözü yaşlı bir anne, ağlıyor, ineğinden süt yoğurt satarak oğlunu okutmuş, Üniversiteyi bitirmiş , hizmetli olmaya talip ama iş yok..

     Fabrika da işçi olarak çalışır mı? oğlun dediğinde Anne: tekrar ağlamaya başlıyor, ben dilenerek denşirerek bunu okuttum, işçi olacaktı da niye okuttum ? diye bize soruyor..

     Okumuş: öğretmen olmuş, Ziraat Mühendisi olmuş, Orman Mühendisi olmuş, Fen Edebiyatı bitirmiş, İşletme Fakültesini bitirmiş bilmem nereyi bitirmiş yüksek lisans da yapmış ama işsiz..

     Üniversite mezunu gençler : Fabrikadaki işe talip olmuyor..

     Okuduğu bölümde de iş bulamıyor..

     İş veren işçi arıyor, okuyan üniversiteli gençler iş arıyor.. gelin çıkın siz işin altından..

     Türkiye de sanatkar kalmıyor.. sadece sanatkar mı ?

     Doktorlara saldırı böyle devam ederse: Kadın Doğumcu, Çocuk Doktoru, Kalp, Beyin Cerrahı, Genel Cerrah olmak üzere bir çok alanda yakında doktorumuz kalmayacak..

     Çünkü : hasta yakınları doktorlara saldırmayı bir sanat haline getirdiler.. Saldırgana polis bakmakla yetiniyor, adliyelerimiz ise geldiği gibi: haydi güle güle diyerek Salı veriyor..

     Sayın Cumhurbaşkanım !..

     Böyle bir devlet düzeni olmaz, yazık insanların duyguları ve onurları kırılıyor.. Türkiye’nin bir planını yaparak fazla üniversiteleri kapatalım..

     Bize kaç öğretmen gerekli ise o kadar öğretmen yetiştirelim..

     Bize kaç: hakim savcı, avukat gerekli ise o kadar hukuk fakültesine öğrenci alalım..

     Bize kaç: mühendis, mimar ve Üniversite mezunu teknik elaman gerekse o kadar kişi alalım gerisini mesleğe yöneltelim..

     Bir yanda iş arayan: gözü yaşlı anne ve babalar, umudunu kaybetmiş gençler.. bir yanda ise : yurt dışından işçi getirin diyen iş adamları ve sanayicilerimiz..

     Bugün Suriyeli çalışanlar olmasa biz yandık..

     Bunu görerek: Türkiye’nin genç iş gücünün öldürmememiz gerekir..

     Bugün benim gördüğüm: bir yanda Milyonlarca Üniversite mezunu işsiz.. ekmek bulamıyor. Bir yanda ise Fabrikasında çalıştıracak işçi bulamayan iş adamları..

     Böyle bir birine tezat bir ülke olur mu ?

     Türkiye insan kaynaklarını ülkemizin ihtiyacına göre acil olarak :5 yıllık 10 yıllık-50 yıllık 100 yıllık hesaplamasını yaparak üniversitelere ona göre öğrenci almalı.. geriye kalan bölüm ise mesleğe yönelmelidir..

     Bu ülkede: Herkes doktor olursa! Hasta kim olacak ?

     Bu ülkede herkes mühendis olursa! işçi kim olacak ? önce biz bunun planlamasını yapmalıyız..

     Anne ve babalara yazık zor bela çocuklarını okutuyor, sonra işsiz genç ve anne baba o çocukla bir kere daha yıkılıyor ki Ak Partide gün boyu ben bunu gördüm.. herkes çocuğuma bir iş bir aş bir ekmek diye gelmiş..

     Bizden söylemesi

     İyi günler..