Küçük esnaf: gerçekten çok zor durumda.

Bilgisayar üzerinden E – Ticaret yapanlar, vergi vermiyor, dükkan kirası vermiyor, KDV vermiyor, elektrik, su, SSK, Bağ-kur, geçici vergi vermiyor.

Yeri sabit olan: küçük esnaf veya orta boy esnaf, her türlü vergileri ödeyerek ayakta kalmaya çalışırken, devletimiz sağ olsun, onları kapatmak için elinden geleni yapıyor.

Bilgisayarın E-sini bilmeyen esnafımıza devletimiz şimdi de Elektronik fatura kes diyor, ekmek parasını zor kazanan küçük esnaf bunu nasıl yapacak merak ediyorum.

Benim anladığım: şu ki, dükkanınızı kapatın gidin evinizde oturun, torunlarınıza bakın biz size torun bakma parası verelim.

Gidin evinizde oturun, sakat çocuğunuz varsa ona bakın size bakıcı ücreti ödeyelim.

Yaşlı anne ve babanıza bakın: Bakıcı maaşı verelim siz çalışmayın.

Odun, kömür parası verelim, sosyal yardımlar verelim, gıda paketi verelim, siz çalışmayın iş yerinizi kapatın diyor, benim anladığım bu.

Her geçen gün geçim şartları zorlaşıyor ve yaşamak bir sanata dönüyor.

Vergiler deyince aklıma bir fıkra geldi.

Vergiyi anlatmak için bir fıkra:

Evvel zaman içinde, bizim köyde Uzun Ali Emmi vardı.

Hanımı: üç tavuk verir, bir tavuğu sat tuz al, bir tavuğu sat un al bir tavuğu sat fistanlı kumaş al gel der. “ Zeytin yağlı yiyemem, basmada fistan giyemem aman aman” türküsünün olduğu zamanlarda idi.

Uzun Ali Emmi: köyden yürüyerek gelir, Ulucami’nin önüne tavukları bırakır ve satmaya çalışırken, Maliyeciler gelir, biz üç tavuğu olan dan bir tavuk vergi alıyoruz der ve birini alırlar.

Uzun Ali Emmi: Hanım beni eve koymaz, tuz, un, kumaş alınacak biri eksik olursa beni eve koymaz diye yalvarmaya başlar.

Maliyeciler: Ama sen kılıbıkmışsın, bir tavuk da kılıbıklık vergisi için diye elinden almak için eğildiklerinde, Uzun Ali Emmi maliyecilerden önce tavuğu kapayım derken, şapkası düşer ve kel olduklarını gören maliyeciler, aman sen kel miydin? Bir tavuk da kellik vergisi derler.

Üç tavuğunu maliyecilere kaptıran uzun Ali emmi köyüne eli boş döner.

Hanımı sorar oda çok manidar bir cevap verir: 3/1 Maliye vergisi, 3/1 kılıbıklık vergisi, 3/1 kellik vergisi olunca üç tavuk da gitti tamamı vergiye gitti der.

KDV, Geçici vergi, gelir vergisi, elektrik, su, telefon, Bağ-kur, SSK bilmem ne derken dar boğaza giren küçük esnaf 2020 yılı için dükkanını kapatmanın hesabını yapmaya başladı.

34 yıldır Bağ-kur ödeyen ve yaşa takılan esnaf emekli olamıyor halen 3 yıl bekleyecek bir yandan böyle mağduriyetler var bir yandan ise ekonomik sebepler var herkes mutsuz kimsenin yüzü gülmüyor.

FETÖ mağdurları ise, her aile de birkaç kişi var böyle bir ortamda Türkiye huzur arıyor, Türkiye güven ortamı arıyor.

E fatura ile: yeni yükü kaldıramayız diyen esnaf 2020 de yani yılbaşından sonra iş yerini kapatmanın hesabını bugünden yapmaya başladı.

Bir zamanlar: Hava parası ile dükkan bulunamayan Trabzon bulvarında dünya kadar kiralık yer var. Hava parası unutuldu gitti. Bugün hava parasını bırakın, tek dükkanımı tut 3 ay kira almayım diyen mal sahipleri var.

Yukardakilere sesleniyorum: Esnafın kapısını çalın bir onları dinleyin.

Küçük esnafa durum ne diye sorun? Sorun ki, vatandaşın çektiğinden haberiniz olsun.

Bugün çalışan, üreten kaç kişi kaldı?

Köyler boşaldı üretim kalmadı, esnafın hali ise gerçekten yürekler acısı.

Her gün eriyoruz. Küçülüyoruz, oysa küçük esnaf kobi olmalı, kobi fabrika sahibi olması gerekirdi. Ya biz bugün ne haldeyiz?

Sayın Vekillerimiz esnafın arasına inin de esnafı bir dinleyin!

İyi günler…