Bir iki örnek vermek istiyorum:

Osmaniye de kızı ve torunları var!, telefon ile arayarak “ Baba Maraş gelsem bayramı kadar burada durup , Bayram sonrası Osmaniye dönerdim ! “ diyor..

Babası cevap: aman kızım yerinden kımıldama Virüs bitince gelirsiniz, artık telefon ile görüntülü görüşerek hasret gidereceğim,” diyor.

Bin evler de oturan bir dostum: Kaya başında ki annesini telefon ile arayarak görüntülü hasret gideriyor, evine almıyor yanına gitmiyor, ölüm korkusu..! ölüm korkusu sarmış..

11 Mart 2020 gününden bu yana böyle canınız isterse !.. diyor hayat bize..

Bu bana şunu anlattı: 1978 öncesi Kahramanmaraş’ta yazlık, kışlık sınamalar, Pınarbaşı, Kale, Çocuk bahçesinde konserler düzenlenir, sosyal hayat bugünkünden çok daha iyidir..

Aradan geçti 43 yıl , biz halen 1978 öncesine dönemedik..

Sebebi : 1978 Maraş olayları ve Sıkıyönetim, 1983’e kadar devam eden 6 yıllık bir sıkıyönetim dönemi, Annesinden doğan çocuk 6 yaşadı.. 6 yaşında olan 12 yaşadı.. 12 olan 18 yaşadı sıkıyönetim kısıtlamaları ile devam eden bir hayat ve biz buna alıştık..

Ne oldu ? : Parası olan İskenderun, Adana, Mersin, Antalyaya kadar uzanan sahilden ev aldı Maraş’ta işi bitince kaçıp gitti, bağı olan ise bağa giderek orada yaşadı, şehirde sosyal hayat bitti.. komşumuz Gaziantep’e bile çok giden oldu.

Öyle ki : Birkaç yıl öncesine baktığımızda bir oturacak yer bile yoktu.. yemek yiyecek bir yer , çay kahve içecek yer dostlarla sohbet edecek yerimiz yoktu.. Bugün var ama 1978 öncesine göre yok sayılır..

O günlerin sınama ve tiyatro kültürü bile kalmadı..

Postane önünde, ulu camii arkasında : Tomikis – Teksas kitap okutanlar vardı, bu şehirde gazete okunurdu.. biz bunları kaybettik.. okuma kültürümüzü kaybettik..

Camilerde beş vakit namaz kılınmaz oldu, Cuma namazını unuttuk, Teravih namazını ise 15 Temmuz dan sonra hayatımızdan çıkarmıştık..

Öyle görülüyor ki : Ramazan bayramı , bayram namazını da kılamayacağız, Bayramda 5 gün sokağa çıkma yasağı uygulanacak gibi duruyor.. tabi son Karar hükümetin ve Bilim kurulunun..

78 sonrası 6 yılda kaybettiğimiz değerlerimizi 43 yılda yakalayamadık ise Korona Virüs , 6 ay mı ? sürer, yoksa bir yıl veya ABD dediği gibi 2 yıl mı ? sürer ! orasını bilemiyorum ama , bize çok şey kayıp ettireceğini bugünden görüyorum..

Lokantaları , pasta haneleri, Caferleri açsak bile : Korona Virüs bulaşacak diye buraya gidecek insan bulamayacağız.. herkes korkuyor ölüm korkusu sardı..

İsimsiz bir not: iki gün önce , bir komşu birine 5 adet Lahmacun veriyor, ev halkı birer adet yesin Mübarek Ramazan diye, Fırıncıda mı ? Virüs var, komşuda mı var ? açıkta geldi ben yemem diyerek hane halkı bunu çöpe atıyor.. kimseye bir şey vermiyor almıyor.. Kendi öz evladı bile olsa..

Canımızdan bu kadar korkar olduğumuz bugün : 8 Mart 2020 öncesine döneceğimizi ben sanmıyorum.. ve çok değerimizi kayıp edeceğiz..

Bu dalga bir yıl veya iki yıl devam ederse: Sosyal hayat bittiği gibi , bir çok insan işini, aşını ekmeğini kayıp edecek gibi duruyor..

Türkiye ve Dünya eskisi gibi olmayacak..

Bizlerde eskisi gibi olmayacağız..

ABD Bilim Kurulu Başkanı : “ Korona Virüs veya bu mikrobun ilacı yok, aşısı yok, üretilmesi de en erken 2 yıl , bu süre içinde toplu yaşamaz, Plaj, yüzme havuzu, barlar, spor karşılaşmalarından uzak durur, kadın erkek kapalı giyinin Maske takarsak, hasta olmayız !

Bu da yetmez: sokak kıyafetimizle ev kıyafetimiz ayrı olmalı, eve geldiğimizde kapı önünde soyunarak, ev kıyafetimizi giymeliyiz, ayakkabılarımızı kesinlikle evin içine girdirmemeliyiz,” diyor..

Ben bunu izleyince : Hanıma söyledim, kısa kollu gömlek ve tişörtlerimizi kaldır , yazlık uzun kollu gömlek alalım, çocuklara da aynı şekilde kapalı giyecekler alalım,” dedim..

Bunu yapmadan önce : Doktorlara sordum, doğru diyorlar, virüs bulaşıcı açık, kol, bacak, vücut dan çok daha hızlı bulaşıyor, bunun için kapalı giyineceğiz , gözlük takacağız hemde büyük camlı gözlük ,” diyorlar..

Bunun için eski düzenimizi bulamayacağız , yeni düzene alışmamız gerekiyor.. Bilim Kurulunun tavsiyesine uyarsak rahat ederiz..

İyi günler..