Konuşmayı, gülmeyi unutmuşuz.

Dün akşam güzel dostlarla bir arada sohbet ettik, eskileri anlatıp güldük, konuştuk, konuştuk, güldük.

Sabah taziye evindeyim: dostumuza baş sağlığı için gittik.

Herkesin elinde cep telefonu bir şeyler yazıyor bir yere bakıyor.

Bizim gibi bir ziyarette gelen bir başka kardeşimiz: çok güzel sesi var Kur’an-ı kerim okuyor ama emin olun duymuyorlar görmüyorlar. Bir köşeye oturdum sonuna kadar izledim, etrafına bile bakmadan telefon ile oynadı sonra kalkıp gittiler.

Günümüzün en büyük tehlikesi: İnsanlar konuşmayı ve sosyal olmayı unutuyor.

Herkes cep telefonu ile yazışıyor, oda kısaltmalarla: Örnek Selamünaleyküm diyeceği yerde “sa” yazıyor bu selam mış mış.

Bugün Üniversite bitiren birine şu testi yapın: Bakkal’a gittin, 1, 25 kuruşa ekmek. 3.75 kuruşa biber, 2.80 portakal, 3.45 domates vs aldınız diye 20-30 kalem malı, benzerini alt alta yazın eline de kalem verin toplayamadığını göreceksiniz.

İtiraf ediyorum: bu manyak cep telefonları çıkmadan 150 kişinin ev ve iş yeri telefonunu ezbere bilirdim. Bugün bildiğim üç numara var, biri büro, biri ev biride benim cep telefon numaram, ben niye bu kadar aptal oldum?

Bu yazımı okuyan herkes: çevrenizdeki dostlarınıza sorun bakalım, hanımını, çocuklarını, yakın arkadaşının cep ve sabit telefon numarasını bilen kaç kişi çıkacak?

Yapay zeka derken: Biz zekamızı kaybettik.

Bugün, ben akıllı demiyorum, manyak telefonlarda özellik: Ahmet bilmem kimi ara diyorsun tıkır tıkır arıyor, numarasını bile söylemene gerek yok. İsmini söylemen yeterli.

Unutkan olduk, her şeyi unutuyoruz, bir iki dakika sonra unutuyoruz.

Cuma günü Cuma namazına gittik. Daha dün, söyleyin bana, yazımın altına yazın, yorum yapın dün hoca Cuma namazında hutbe de ne anlattı?

Ya da hangi camiye gittik, kiminle gittik?

Unutuyoruz be dostlar unutuyoruz, konuşmayı unuttuk, zekamızı kaybediyoruz.

E Ticaret, Sanal Para, Yapay zeka ve üzerine bir de robotları eklediğimiz zaman, önümüzdeki yılların en büyük sorunu olarak bu görülmektedir.

Milyarlarca işçi issiz kalacak, bir iki dönüm yeri olan şanslı insan olacak hiç olmazsa, orada bir bahçe yaparak nafakasını elde ede bilecektir.

Genç nesil, hiç para harcamıyor: tüm alış verişlerini internetten yapıyor, Pazarlık sünneti ortadan kalkarken, yüzünü görmediği para ile ihtiyaçlarını alıyor.

Yetti mi? Yetmedi beynini kullanma yerine, yapay zekayı kullanıyor. E ticarette geziniyor, evde aile fertleri bir biri ile konuşmuyor.

Evde: 3-4 çocuğu olan bir yiğit çıksın bana desin ki akşam çocuklarımla yemek yedim, oturdum, çay içtim sohbettim. Emmi, dayı, hala, nene, dede den konuştuk desin var mı bunu söyleyecek bir yiğit?

Sevgili Mehmet Parlakyiğit ağabeyimiz ile öğle yemeğinde bir araya geldik, hem yemek yedik hem de sohbet ettik.

Mehmet Parlakyiğit: “Ben eski CHP Milletvekiliyim ancak, Hükümetin iyi yaptığı işleri alkışlar destek olurum, yanlışına da yanlış derim, bizde hakaret dili olmaz, eleştiri olur, doğruya doğru, yanlışa yanlış derim, biri çıkıp bize bu kanal İstanbul ne işe yarayacak getirisi ne götürüsü ne anlatmalı ki bizde destek olmalıyız veya olmamalıyız” dedi.

Hükümet çıkıp şunu söylemesi gerek: Bu kanaldan yılda 100 gemi geçecek 100 TL alacağız yıllık 10 bin TL gelirimiz olacak. Böyle bir gelir olmayacaksa, çıkıp demesi gerekir ki, İstanbul boğazında ki gemi yükünü kaldırmak için yapıyoruz, açık denizde bekleyen gemiler bu kanaldan geçecek desin.

Ülkenin bu işte karımı var? Zararımı var bilelim. Diyorlar bana göre haklılar. Yaparım deme yerine, biz bu kanalı şunu için yapıyoruz diye ortaya rakam koymaları gerekir.

Bizim gibi hükümette galiba konuşmayı unuttu, Kanal İstanbul yapacağım diyor ama projenin artı ve eksilerini ortaya koymuyor haklıya haklı demek gerekir.

Bizden söylemesi.

İyi günler