2012 yılında uygulanacak olan asgari ücret, 29 Aralık 2011 günü açıklandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in açıkladığı rakamlara göre 2012’de 16 yaşını dolduranlar için asgari ücret ilk 6 ay net 701 TL 14 Kr, ikinci 6 ayda net 739 TL 80 Kr olarak uygulanacak.

Hayırlı olsun!

Bakan Çelik, kararın uzlaşı içinde alındığını ifade etti.

Yani 5 kamu, 5 işçi ve 5 de işveren temsilcisinin bulunduğu komisyon, kararı uzlaşı içinde veriyor.

Kamu kesimi ile TİSK’in uzlaşı içinde olacağı aşikardır da Türk-İş temsilcisi böyle bir rakama nasıl uzlaşı gösterir.

Nasıl bir iş ise artık!

**

Çelik’in açıklamalarına bir göz atalım.

“Asgari ücret çalışma hayatında çok önemli bir yer tutuyor.”

Doğru.

“Anayasa’nın 55. maddesine göre asgari ücretin belirlenmesine çalışanların geçim şartları ve ülkenin ekonomik durumunun göz önünde bulundurulması zorunludur.”

Doğru.

Ama yanlış olan ortaya çıkan rakamlar.

Ocak-Haziran’da 701 TL 14 Kr, Temmuz-Aralık’ta 739 TL 80 Kr çalışanın geçim şartlarına uyar mı?

Masa başında uyuyor ama ‘evdeki hesabın çarşıya uymadığı da çok aşikar”

**

Asgari ücretle çalışan, yani yeni yılda 701 TL 14 Kr alacak işçi geçimini nasıl sağlayacak?

Elektrik.

Su.

Telefon.

Isınma.

Beslenme.

Barınma.

Giyinme.

Eğitim.

Sağlık.

Ulaşım.

Bunlar ilk akla gelenler. Ya akla gelmeyenler.

Mesela ‘misafir’ masrafı.

Mesela çocuğun harçlığı.

Ya da ayda bir keyf pikniği..

**

Benim çocukluğumda Nohutçu Ahmet Emmi vardı.

Haşladığı nohutu, kimyon (kemin) ve ekşi külü (somak ekşi) ve tuz ile tatlandırır satardı.

Kendine mahsus üç tekerlekli de bir arabası vardı.

“Ye Memmed’im ye…” diye de bağırırdı.

Bu sözü duyduğumuzda Nohutçu Ahmet Emmi’nin geldiğini bilirdik.

Asgari ücrete yapılan zam açıklanınca bu aklıma düştü.

Bakan diyor ya:

“Anayasa’nın 55. maddesine göre asgari ücretin belirlenmesine çalışanların geçim şartları ve ülkenin ekonomik durumunun göz önünde bulundurulması zorunludur.”

Yani belirlenen bu rakam, yani yaklaşık 43 TL’lik zam ‘Ye Memmed’im ye…” gibi bir şey oldu.

**

Bir süre önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Asgari ücreti bin liraya çıkartmak Türkiye’yi batırır mı?” sorusuna da şöyle cevap vermişti:

“Asgari ücreti ödeyen devlet değil, asgari ücretli devlette çalışan da yoktur, benim bildiğim kadarıyla. Asgari ücret özel sektörün ödediği bir ücrettir.
Özel sektörde siz eğer ücretleri verimlilikle ilişkilendirmezseniz belki Türkiye batmaz ama firmalar batar. Onun için rekabet etmek zorundayız.

Asgari ücreti belirlerken bir yandan asgari ücretliye makul bir ücret bir yandan rekabet gücünü göz önünde bulundurulmalıdır.

Bunu bulundurmayan ülkeler battı, Yunanistan’a dönmek istemiyorsak, başka ülkelere dönmek istemiyorsak bu dengeleri korumak durumundayız.

Burada devletin ödediği bir asgari ücret söz konusu değil.

AB üyesi 9-10 ülkeden daha yüksek asgari ücret Türkiye’de verilmekte. Biz AB’den daha mı zenginiz.”

**

Dikkat edin, Bakan Şimşek şöyle buyuruyor:

“Burada devletin ödediği bir asgari ücret söz konusu değil..”

Yani asgari ücreti devlet değil, özel işveren ödüyor.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), her yıl Türkiye’nin en büyük 500 firmasını açıklıyor.

2011 yılında açıklanan İSO Birinci 500’de şu firmalarımız yer alıyordu:

MATESA Tekstil.

MEM Tektil.

KİPAŞ Mensucat.

KİPAŞ Denim.

Erdem Tekstil.

KÇS Kahramanmaraş Çimento.

İSKUR Tekstil.

Bu arada İSO İkinci 500’de de şu firmalarımız yer alıyordu:

Gemciler Güven Metal.

MİPSAN Kahramanmaraş İplik.

Arsan Tekstil.

MARTEKS.

Şirikçioğlu Mensucat.

İSKUR Örme.

Yaşar Dondurma.

Arıkan Mensucat.

Bozkurt Konfeksiyon.

MİDAŞ Tekstil.

Tabi bunlar büyük boy firmalarımız.

Bir de orta boy firmalarımız var.

Sonra küçük boy firmalarımız var.

Kahramanmaraş’ta yaşayan 450-500 bin insanın yaklaşık 50-60 bin kişisi asgari ücretle çalışan işçidir.

Bunların eşleri var.

Çocukları var.

Yani nerden baksanız kent nüfusunun üçte birlik bölümü asgari ücretle çalışıyordur.

**

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sormak lazım:

Devletin resmi kurumlarındaki temizlikçi, güvenlikçi v.s. bölümlerde hizmet alımı yöntemi ile taşeron firmalarda çalışan işçilerin ne kadar maaş aldığını biliyor musunuz?

Cevap: Asgari ücret.

Hani derler ya atalar “Tok acın halinden anlamaz”

**

Ama şu da bir gerçek ki, suç asgari ücreti belirleyen komisyonda değil.

Çünkü komisyonun 5 üyesi kamu, yani hükümeti temsil ediyor.

5 üyesi de işveren, yani patronların temsilcisi.

Diğer 5 üyesi de işçi, yani asgari ücretle çalışanın profesyonel temsilcisi.

Yani al takke, ver külah.

Sonra da uzlaşma ile karar alınıyor.

Kamu temsilcisi ile işveren temsilcisi elbette az vermek için gayret gösterecek, ama ya işçi temsilcisi buna nasıl razı oluyor, mutabakat gösteriyor.

Size bir soru:

Son üç dönem TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK başkanları milletvekili olmadılar mı?

Yani her üç konfederasyonun da genel başkanları TBMM’ye seçildiler mi?

Seçildiler.

Seçiliyorlar.

Gerisi boş.

Alavere dalavere, Mehmet gider nöbete!

Selamünaleyküm.

**

Affınıza sığınarak, 2008 yılının ocak ayı içerisinde yazdığım bir yazıyı buraya alıyor, sizlere yeni yılda mutluluklar diliyorum:

**

Avradın değeri ile herifin değeri aynı: 10 YTL

Akıl sır erer mi bilmem ama, AK Parti Hükümeti’nin avratlarla heriflere 10’ar YTL değer biçtiği de gün gibi ortada…

Üstelik buna işveren temsilcisi TİSK ile işçi temsilcisi TÜRK-İŞ de havlu attılar.

Nasıl mı?

Ülkemizde dünden itibaren yeni asgari ücret yürürlüğe girdi.

Hatırlanacağı üzere, geçen hafta içerisinde yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 4. Toplantısı’nda; son 7 yılda işçi kesimi temsilcisi ile işveren kesimi temsilcisinin sağlayamadığı uzlaşma sağlanmıştı.

Uzun yıllar sonra ilk kez oy birliği ile karar alındı ve bu kararı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kameraların karşısına geçerek açıkladı.

Diğer işçi sendikaları konfederasyonu olan HAK-İŞ ve DİSK’e Bakan’ın yaptığı ziyaretlerde her iki konfederasyonun başkanı da, yeni asgari ücreti içlerine sindiremediklerini dile getirdiler.

Bu içlerine sindirememe durumunu Bakan’ın yüzüne karşı ifade ettiler.

Ortada 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddi yani açlık ve yoksulluk sınır rakamları bulunurken bu rakamları asgari ücret olarak kabul etmek ne kadar doğru?

Tabii sendika ağaları, her ay ücretlerinden kesinti yapılarak ağası oldukları marabanın sıkıntısını nereden bilecek değil mi?

Türkiye’de açlık sınırının 4 kişilik bir aile için 688 YTL olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkarken, evli ve eşi çalışmayan bir aile reisi 435+68,40, yani 503,40 YTL asgari ücret alacak.

**

 

Şimdi Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun aldığı karara bir göz atalım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in ifadeleri ile asgari ücretle çalışan kişi 2008 yılının ilk 6 ayında:

Bekar ise 481 YTL…

Evli ise 491 YTL…

Bir çocuk sahibi ise 497 YTL…

İki çocuk sahibi ise 504 YTL…

Üç çocuk sahi ise 509 YTL…

Dört çocuk sahibi ise 513 YTL net ücret alacak.

Asgari ücretle çalışan kişi yılın 6. ayından sonra ise:

Bekar ise 505 YTL…

Evli ise 515 YTL…

Bir çocuk sahibi ise 522 YTL…

İki çocuk sahibi ise 530 YTL…

Üç çocuk sahibi ise 534…

Dört çocuk sahibi ise 539 YTL net maaş alacak..

Bir başka ve erkekler kahvesinde ya da kadınlar hamamında konuşulacak şekliyle:

- Komisyonun avrada biçtiği geçim miktarı 10 YTL…

- Komisyonun herife biçtiği geçim miktarı 10 YTL…

**

Değişen bir şey yok yani…

Eşi çalışan ancak kendi çalışmayan ev kadını ayda 10 YTL’ye geçinecek. Eşi çalışan ancak kendi çalışmayan koca da aylık 10 YTL’ye geçimini sağlayacak.

Sabah yarım, öğleyin bir akşam yarım (askerlik misali) ekmek alacak olsa, günde iki ekmek eder… Kahramanmaraş Belediyesi’nin halk ekmeğinin birim fiyatı 25 YKr olduğuna göre, günlük 50 YKr ekmek parası üzerinden aylık sadece 15 YTL ekmek parası ödeyecek olan kişi, sanırız 5 YTL’yi de kocasından ya da karısından bekleyecek..

El insaf yani..

Çocukların durumu da anasından ve babasından farklı değil elbette.

Birinci çocuk 6, ikinci çocuk 7, üçüncü çocuk 5, dördüncü çocuk 4 YTL ile geçinecek.

Nasıl geçinecek?

Yarın sokaklar çalışan çocuklarla dolarsa, kadın sığınma evleri ile erkek sığınma evleri dolup taşarsa şaşmamak lazım velhasıl…

Yapılan ve güvenirliği üst düzeydeki araştırmalara göre 4 kişilik bir ailenin aylık açlık sınırı 688 YTL olarak tespit edilmiştir.

Pratik bir hesapla bir kişi aylık 172 YTL’ye açlık sınırında yaşar.

Bu anlamda evli ve eşi çalışmayan bir asgari ücretlinin aylık en az 344 YTL kazanması gerekiyor. Ev kirası olarak da ortalama 150 YTL ödendiğinde zaten elde avuçta bir şey kalmayacak.

Eğer asgari ücretle çalışan evli ve eşi çalışmıyor dahası da bir çocuğu varsa ne olur?

**

Asgari ücretli bir kişi, ailesinin geçimini sağlamak ve açlık sınırının üzerine çıkmak için kayıt dışı ikinci bir işte çalışacak.

Çalışmak zorunda…

Hal böyle olunca da, günde 16 saat çalışacak. Geri kalan 8 saatte de zaten 4 saati işe git, işten gel, işe git, işten gel olacağı ve 4 saatte uyku diliminde geçeceği için ailelerde ne kavgalar olacak, ne de huzursuzluklar...

Çalış Mehmet çalış… Çalış Ayşe çalış…

Ailede huzur, sokakta huzur…

Sokakta huzur, mahallede huzur…

Mahallede huzur, şehirde huzur...

Şehirde huzur, bölgede huzur…

Bölgede huzur, yurtta huzur…

Yurtta huzur, dünyada huzur…

Ya da tam tersi olacak, çalışmaktan psikolojik olarak yıkıma uğrayan bireyler huzursuzluğa itilecek ve aile içi şiddetler başlayacak. Bunun neticesinde de neler olacak neler?

Ailede şiddet, sokakta şiddet…

Sokakta şiddet, mahallede şiddet…

Şiddet de şiddet.. Dünyada şiddet..

Sonra gelsin batının demokrasi havariliği, gitsin dış güçlerin işgalleri..

**

Çok mu kötümser düşünmekteyim, diyorum kendi kendime ve size soruyorum:

Siz ne dersiniz?