“Aşılamalarda bu aralar çok duyduğumuz faz bir faz iki faz üç faz dört çalışmaları var”-diyen Büyükdereli, ilgili çalışmaları anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Faz bir dediğimiz subgrup çok az insanlarla  ortalama yirmi ila seksen kişi arasında yani ortalaması otuzdur bunun otuz kişi üzerinde denenir, önemli bir yan etki görülmediği takdirde faz iki dediğimiz yüz ila üç yüz kişi arasında gönüllü üzerinde denenir aşılar, eğer burada da bir problem yaşanmazsa faz üç dediğimiz çok merkezli, dünyanın bir çok ülkelerinin katıldığı sayısal olarak binlerle on binlerle ifade edilen insan üzerinde bu aşıların kullanıldığı evrelerdir. Faz dört ise ilaç piyasaya sürüldükten sonra yıllarca yapılan izlemin sonuçlarına göre bilginin dökumente edilmesidir. Faz üç onayı alındıktan sonra aşılar hepimizde kullanılır.”

Koronavirüs aşısı neden bu kadar çabuk bulunabildi?

“Aşırı üretimi çok uzun zaman alıyor, neden bu kadar çabuk üretilebildi gibi sorular soruluyor”.-diyen Büyükdereli: “Covid-19’un SARS-CoV-2 ve birkaç virüsle yüzde elli ortak bilinen yönleri var. Yani daha önceden bilinen MERS-CoV genomu ve SARS-CoV-2 denen daha önceden geçirilmiş virüs var ki birisiyle yüzde yetmiş dokuz, diğeriyle yüzde elli genome ortaklığı var. Dolayısıyla onlarla ilgili yapılan çalışmalar Koronavirüs aşısının daha hızlı bulmasını sağladı.”-dedi.

Aşının ölümcül yan etkisi yoktur en fazla etkisiz kalır

“Bu yönde yapılan aşılarda şuana kadar bilinen ölümcül bir yan etkileri yoktur.”-diyen Uzm. Dr. Büyükdereli sözlerine şöyle devam etti: “ Kas ağrısı, ateş ve titreme gibi yan etkileri olabiliyor, fakat binde bir ölüm riski olduğunu düşünelim. Koronavirüse yakalanırsak 65 yaş üzeri vatandaşlarda ölüm oranı yüzde on üç, 65 yaş altı vatandaşlarda ise binde iki ölüm riski bulunduğunu göz önünde bulundurursak, aşı yapılmadığından bu virüsten ölecek insan sayısı çok çok daha fazladır. Dolayısıyla bu aşıları Devletimizin ön gördüğü koşullarda yaptırmak gerekiyor. Çin malı diye bunu beğenmeyenler var. Toplumun yarısı herkesin bağışıklaşması gerekirken, ulusal hatta dünya çapında bir bağışıklık kazanmak gerekirken yaptırmayı düşünmüyor. Bir Aşının Çin’de üretilmesi onu kalitesiz yapmıyor. Çin bugün teknolojisiyle dünyanın her ürününü üretiyor. Bu aşılardan birisi Almanya, Amerika ve Çin’in ortaklığıyla üretiliyor.”

Kahramanmaraş Pilot Bölge Olabilir

Türkiye’nin Dondurma üretim merkezi olan Kahramanmaraş’ın Türkiye’de hatta Dünya’da çok nadir şehirlerde bulunan Azotlu soğutucular, kuru buz gibi bir altyapıya sahip olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Büyükdereli Kahramanmaraş’ta bulunan Dondurma Üreticilerine Seslenerek şunları kaydetti: “Bizim mevcut durumlarıyla -40 dereceye kadar soğutma kapasitesine sahip soğuk hava depolarımız var. mRNA aşısının -70 derecede saklanıp, aşı yapılacağı zaman -20 derecede bir dolaba aktarılıp, 3-4 gün içerisinde insanlara uygulanması gerektiğini göz önünde bulundurduğumuzda mevcut depolarımızı bazı yenilikler ve yatırımlar yapılarak -70 dereceye kadar ayarlamak mümkündür. Almanya’da üretilen ve 2 Türk Doktorumuzun başında olduğu mRNA aşısının altyapısının soğuk zincire uygun olduğu için Şehrimizdeki Dondurma Üreticililerimizin de  konuyla ilgili çalışma yapması halinde şehrimize gelebileceğini düşünüyorum.”.

Son olarak Uzm .Dr. Zekeriya Büyükdereli aşı takvimi belirlendikten sonra kendisinin ve ailesinin aşı olacağını bildirdi.

Editör: Haber Merkezi