Bir dönem milletvekilliği yaptıktan sonra Kahramanmaraş’ta hayatına devam eden Dr. Cafer Tatlıbal, 17 Aralık operasyonunun ardından hükümetin tutumu, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve ülkenin geldiği son nokta ile ilgili gazetemize konuştu.

17 ARALIK OLAYI BİR DARBE GİRİŞİMİDİR

 17 Aralık operasyonunun iktidara yapılmış bir darbe girişim olduğuna dikkat çeken Tatlıbal şöyle konuştu; “Şimdi siyasi iktidar bir darbe geçirdi, yani 17 Aralık olayı Ak Partinin iktidardan indirilmesi için planlanmış bir olaydı. Siyasi noktadan baktığımız da bir sıkıntı geçirdi. Tayyip Bey eğer dik durmasaydı veya etrafındakilere yapmaları gerektiğini söylemeseydi şuan da Tayyip Bey hükümeti olmazdı ama Başbakanımız bu işleri çok iyi bildiği için yerinde durmayı, dik durmayı bildiği için müthiş bir cesaretle geri çevirdi. Yoksa bu paralel yapının öncelikle şunu belirteyim ben hep söylerim Gülen Hocanın orada tutsak olduğunu yıllardır söylüyorum. Bir insan 17 sene orada bakılıp, besleniyorsa o besleyen ülkenin de bazı istekleri olur. Amerika bu işleri çok iyi beceriyor. Bununla alakalı örnek tarihte bir sürü var. Örneğin, Cem Sultanı zamanında kilise besledi, Abdülhamit Han zamanında bize kafa tutan Mekke şeyhini İstanbul da memur olarak çalıştırdı. Devletlerin böyle mahrem işleri olur ama ileriyi gören devletler bu işleri önceden keşfeder ve önlemini alır, Tayyip Bey de önceden gördü ve önlemini aldı. Yoksa bir ülkenin adaletini elinde tutan, polisleri çok iyi organize eden, vergi memurlarının nereleri denetlemediğini bulup oraları yığınak yapan bir hareketi görüp durdurmak çok kolay bir şey değil. Ancak Tayyip Bey durdurur ve durdurdu. Şuan da ülkemize gerçekten siyasi bir istikrar getirdi.”

DÜN ELEŞTİRENLER BUGÜN HAKLILIĞIMIZI GÖRDÜLER

“Geldiğimiz ekonomik nokta da olay şudur, Tayyip Beyin duruşundan kaynaklanan işverenlere, çalışanlara ve ülke de ki insanlara bir güven gelmiştir. Bugün Tayyip Bey’in karşısında olan iş adamları Tayyip Bey’in yanında yer alıyorlar.  Yani bunun örneği için uzağa gerek şehrimiz de yön değiştiren insanları hepimiz çok iyi biliyoruz. Dün eleştiren bugün Başbakan haklı diyorlar. Bence bazıları işin bu kadar derin olduğunu bilmiyorlardı, yani işin bu kadar vahim ülkeyi kaosa sürükleyecek halde olduğunu bilmiyorlardı.

Birçok insandan şunu duyuyorum ki bu hizmet işine para vermekten usanmıştık, zaten deyip yakınanlar da var. Türkiye son Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra daha da istikrara kavuşacak. Yerel seçimlerde Yerel seçimler de bu kadar yüzdeyi beklemiyordum, yani Allah insanlara yardım ediyor.”

OYUMUZ YEREL SEÇİMDE YÜZDE 40 İSE YÜZDE GENEL SEÇİMDE 70’E ÇIKACAK

“17 Aralık olayından önce yüzde 39–40 civarında bir oy yüzdesi bekliyordum. Fakat 17 Aralık operasyonu halkı kendine getirdi, halkı hırslandırdı. Halkımız çok sevdiği Başbakanına sahip çıktı, partisine destek oldu. Halkımız hükümetine ve başbakanına güvendi yüzde 45 yaptı. Şuanda da ne olur derseniz, yerel seçimlerdeki bu yüzde 45 oy, yüzde 55 olması demektir. Neden diye sorarsanız mesela net bir örnek;  Merkez ilçeye bağlı Fatmalı beldesindeki yerel seçimlerde bizim adayımız gitti CHP’den aday oldu ve belediye başkanı seçildi. Sonra aynı Fatmalı’da genel seçimlerde nerdeyse ful Ak Partiye oy çıktı.

YEREL SEÇİMLERDE DÜŞÜK GENELDE ÇOK YÜKSEK ÇIKIYORUZ

Kuzey ilçelerdeki yerel seçimlerde de adayımız muhalefet partinin adaylarıyla kıyasıya yarışıyor. Fakat genel seçimlerde yüzde 70’lere varan oy alıyoruz. Onun için yerel seçimlerdeki bu dilim, kat be kat genel seçimlerde artacak demektir. Buda şunu gösteriyor; yüzde 45 olan oy Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 70’e çıkacak demektir.

BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖNÜ AÇILIYOR

Başbakanımızın, Cumhurbaşkanlığına gidişinin nedenlerinden birisi ülkeye başkanlık sistemini aşılamaktır. Bu dönem de istediklerimiz olmadı bu son seçim Anayasa değişikliğini öne alan bir seçimdi. Anayasa sistemini değiştirip başkanlık sisteminin önünü açacaktık. Bu seçim de gücümüz yetmedi belki de dersimize iyi çalışmadık. Başbakanımızın, Cumhurbaşkanlığı ısrarında başkanlık sistemi yatıyordu. Hatta son zamanlara kadar bizler de hep başkanlık sistemi olmalı diyorduk.

BÜTÜN EKİP ONU CUMHURBAŞKANI OLARAK GÖRMEK İSTİYOR

Biz Türkiye de başkanlık sistemi olsun diyoruz ama frenleri de olmalı. Amerika da senato var yüksek mahkemeler var, bizde de bu tip frenler olmalı. Şimdi geldiğimiz nokta da ben şahsen Başbakanımız Cumhurbaşkanlığı makamında eğer etkisiz kalırsa çok üzülürüm. Ancak çıkış noktası da biraz zor gibi, bir defa bütün teşkilatı politika da kendini destekleyen ekipler kuruluşlar onu Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorlar, aday olarak çıkıp Cumhurbaşkanı seçilmesi doğru bir karar olur. Abdullah Gül’ün de parti de genel başkan olmasını ısrarla istiyorum. İstememin nedeni ise şu, Abdullah Bey’in uzlaşmacı ve çok mülayim bir olmasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin gerginliğinin biraz azaltılması gerekli bunu da Türkiye de gördüğüm siyasi arena da ülkem adına düşünürsek Abdullah Beyin parti başına geçmesi ve bu gerginliği biraz azaltması gerekir. Başbakanımızı da, Cumhurbaşkanı olarak köşkte biraz rahat ettirmemiz lazım.”

DİPLOMATİK VE SİYASİ DİLLERDE BAZI İNCELİKLER VAR

“Artık bu iş siyasetin ötesine gitti, Türkiye de artık siyaset yapılmıyor. Erdoğan karşıtlığı ve düşmanlığından başka bir iş yapılmıyor. Ben şahsen Abdullah beyin parti kurucusu olarak Başbakanlığın doğal hakkı olduğunu ve sayın başbakanımızla çok iyi bir arkadaşlıklarının olduğunu ve de 6 ay başbakanlık yapıp yerini Tayyip beye rahatça verdiğini, böyle bir komplekslerinin de olmadığını düşünerek, partinin bekası için Abdullah bey başbakan olmalıdır. Şimdi diplomatik ve siyasi diller de bazı incelikler var orayı yakalamak önemli Abdullah Bey ben siyasetten çekiliyorum demedi Abdullah Bey şunu söyledi, ben bu şartlar da siyaset yapmak istemiyorum dedi.”

GÜL SİYASETTEN ÇEKİLMEMELİ

“Şartlar değişirse siyaset yaparım anlamına geliyor. Abdullah Bey siyasetten çekildiğini söylemedi şahsen çekilmesini de istemem yani hem Başbakanlık yapmış hem Cumhurbaşkanlığı yapmış ve uzun bir dönem başarılı bir şekilde dışişleri bakanlığı yapmıştır. Başarılı bir insanı kenara koyup ve ondan istifa etmekten kaçınırsak ben gerçekten üzülürüm. Abdullah Bey arkadaşım diye bunu demiyorum ama 3 dil bilen bir adamın kenara bırakılmasını gönül elvermez. Kim olmalı, Abdullah Bey olacak zaten şu olacak bu olacak demiyorum ben tahmini mi söylüyorum. Bülent Bey seçime kadar taşır, sonra da Abdullah Beye devreder diye düşünüyorum. Belki de şu olabilir, bir eş başkanlık olabilir. Bülent Bey başbakan, Abdullah Bey genel Başkan olabilir bu kendi bakış açım, düşüncem. Ak Partinin şöyle garip bir hali var, şahıslara bağlı bir parti değil. Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı bir seçmen görüyorum orta da. Eğer ki Tayyip Bey başbakan olursa altta bir değişiklik olması mümkündür. Abdullah Bey olsa da olur olmasa da olur. Eğer Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olur ve genel merkez bazlı bir değişim olur. Bu bizim şehrimize nasıl yansır bilemiyorum. Eğer Başbakanımız, Cumhurbaşkanı olursa ki olacak ta, parti merkezinin tabanı kayar.” / KAYNAK. MANŞET GAZETESİ 

 

 

Editör: Haber Merkezi