Adana Genç İşadamları Derneği’nin (AGİAD) Sheraton Adana’da düzenlediği bilgi paylaşımı toplantısına katılan Konukoğlu, yarım asrı aşan deneyimlerini Adanalı sanayici ve işadamlarına aktardı.

Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ASKON Şube Başkanı Recep Çalışkan ve AGİAD Başkanı Sefa Noyaner’in de atıldığı toplantıda, Ankara’daki toplantıda hayatını kaybedenlere ve yaralananlara saygı duruşunda bulunuldu.

Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara şifa dileyen Konukoğlu, “Allah bu acıyı bir daha yaşatmasın. Bir gün bu terör de biter” diyerek sözlerine başladı.



Gaziantep’in başarısında şirketlerin rolüne değinen Konukoğlu, “Sanayileşmesi, üretimi, istihdamı, ihracatı, kültür ve gastronomi turizmi ile sağladığı başarı nedeniyle herkesin gıpta ettiği Gaziantep şirketleri, şirketler Gaziantep’i büyüttü. Yalnız şehirlerin veya yalnız şirketlerin büyümesi söz konusu olamaz” diye konuştu.

Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil ettiği Gaziantep’in bu başarısının ortak aklın getirdiği işbirliği ve kenetlenmenin sonucu olduğunu kaydeden Konukoğlu, “Şehirlere moral verilmeli. Bunu da ortak akıl anlayışı mümkün kılar. Şehirler şirketlere, şirketler şehirlere sahip çıkmalı” ifadelerini kullandı.



TEK SES OLMAK GEREKİYOR

Gaziantep’te validen milletvekillerine, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin katılımı ile bu ortak akıl anlayışını hakim kıldıklarını ve başarıyla uyguladıklarını anımsatan Konukoğlu, şöyle devam etti:

“Tek ses olduk. Kendi aramızda tartıştık ama dışarıya ve özellikle Ankara’ya karşı tek ses olduk ve istediğimizi alırken güçlendik. Sivil toplum kuruluşları ve kent gönüllüleri el ele verdiklerinde doğdukları ya da yaşam alanı olarak seçtikleri kentlerin daha yaşanabilir olmasını sağlarlar. Gaziantep’te bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bu kentte yaşayan herkes her platformda bu amaç için çaba gösteriyor. 



Gaziantep bilinçli sanayileşme ve istikrarlı büyüme süreci yaşadı. Bunda Gaziantepli sanayicilerin yatırımlarını Gaziantep’te yapmaları kadar, şirket merkezlerini başka illere taşımamalarının da çok büyük payı bulunuyor. Şirketlerin merkezlerini İstanbul veya diğer büyük kentlere taşımaları halinde, o şirketleri var eden kentler bir anlamda yalnız ve sahipsiz kalır. Bu da üretim, istihdam ve toplumsal dayanışmanın zayıflamasına neden olur. Ülke genelinde gelir dağılımı adil gerçekleşmez.”    

ADANA HAYALİMİZDİ
Gaziantepli sanayicilerin 40-50 yıl önce Adana’nın sanayileşmesine gıpta ettiklerini anımsatan Konukoğlu, “Adana zamanında kentin sanayileşmesine lokomotif olan Abisini küstürdü. Son yıllarda toparlanmaya başlayan Adana, tek ses olarak sorunlarına çözüm aramalı” yorumunu yaptı.

“Şehirler şirketlere, şirketler şehirlere sahip çıkmalı” görüşünü yineleyen ve kendilerinin yatırımlarını planlarken önceliklerinin Gaziantep olduğuna dikkati çeken Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sanayiciler ve işadamları, doydukları yerin yanı sıra, doğdukları yere de yatırım yapmalı. Böylece bölgelerarası gelişmişlik farkı azalır ve batı illerine iş amaçlı göç azalır. İstihdam olanağı sağlayan Gaziantep bu anlamda batı kentleri açısından çok önemli bir dalgakıran görevi üstleniyor. SANKO olarak yatırımlarımızı planlarken biraz daha pahalıya mal etsek ve buna bağlı olarak daha az kazanacak olsak dahi her zaman Gaziantep’e öncelik verdik.



Eğer o yatırım Gaziantep’te yapılamıyorsa çevre illere bakarız, oralarda da olmuyorsa ülkemizin uygun olan ilinde o yatırımı gerçekleştiririz. Benim sözüm olan ‘Dünyada Türkiye, Türkiye’de Gaziantep’ sözü, bu anlayışın sloganı haline geldi. Her ildeki yatırımcılar da bu doğrultuda planlama yapmalı. Adanalı, ‘Dünyada Türkiye, Türkiye’de Adana’ demeli. Parayı kazanan İstanbul’a giderse, doğup büyüdüğümüz, bizlere para ve onur kazandıran şehirlerimizin hali ne olacak?”

PAYLAŞMAK MUTLULUKTUR
Bireylerin ve şirketlerin başarısında paylaşma duygusunun ve buna bağlı olarak şehrin o şirketi sahiplenmesinin çok önemli rol oynadığını vurgulayan Konukoğlu, Sani Konukoğlu Vakfı aracılığı ile gerçekleştirdikleri yardımları, “örnek ve teşvik olması” açısından şöyle özetledi:

“Paylaşmak mutluluktur. Paylaştığınız ölçüde mutlu olursunuz, kazanırsınız. Sosyal sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Teşvik amacıyla belirtiyorum; SANKO olarak 1.500’ün üzerinde üniversite öğrencisine karşılıksız burs veriyoruz. ‘Eğer eğitiminizi tamamlayıp, iş hayatına atıldığınızda, ailenizin geçimini eksiksiz sağladıktan sonra olanağınız var ise eğitim için sizi bekleyen bir öğrenci olduğunu unutmayın ve bir öğrenciye de siz burs verin’ diyoruz, o kadar. Burs alan öğrencilerden başka beklentimiz yok.



Her yıl 35 bin aileye gıda yardımı, 20 bin öğrenciye kıyafet ve kırtasiye yardımı gerçekleştiriyoruz. İnteraktif dil öğretimi programı DynEd’in Türkiye lisansını satın aldık ve ülkemizdeki öğrencilerin tamamının yararlanmasını sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na armağan ettik. Bugüne kadar 3’ü fakülte binası olmak üzere 21 okul yaptırıp Milli Eğitim’e devrettik, 13’ncü caminin temelini attık. Hayır işi nasiptir. Bize bunu nasip ettiği için Allah’a şükrediyoruz.”

Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Konukoğlu, SANKO Ailesi’nin ilkelerinin, “daha çok çalışarak, ülkemize ve milletimize sağladığımız katkıyı artırmak” olduğunu sözlerine ekledi.


Editör: Haber Merkezi