Sevgili okurlarım; bu ülkede daha düne kadar yani AKP iktidar oluncaya kadar; kimse kimsenin etnik yapısı ile ilgilenmezdi. Bu coğrafyada yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes birlikte bir tarih yazmıştı, aynı coğrafyada yaşamış, aynı kültür birliği içerisinde bu günlere gelmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanan herkes eşitti ve gündelik yaşamı içerisinde anadil olarak kabul ettiği dilde konuşana da ses çıkartan yoktu ve bu durum sorun olarak da addedilmiyordu.
Nereden esinlendi anlayamıyor merak ediyorduk, iktidar olduğunun hemen akabinde Sayın Başbakan birden bire her konuşmasında Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Gürcü diye bu milleti neden tasnife başlamıştı. Ama bu gün geldiğimiz noktada bazı gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı, APO yu Türkiye’ye teslim eden ABD düğmeye basmış olabilir miydi? Büyük Orta Doğu Projesini bölgede hayata geçirirken Kürdistanı kurmakda vardı planda ve onu ihmal etmemeli, göz ardı etmemeli idi. Dolayısı ile Kürdistanı kurmak için öncelikle bir kürt milleti yaratması gerekiyordu. Bunu da doğrudan Kürt dememek için Kürt, Türk, Çerkez gibi etnik tasnif mi yapıyordu? Sayın Başbakan da bu oyuna alet oluyor olabilirdi, zaten kendisi büyük Orta Doğu Projesinin eş Başkanı değil miydi? Ülkeyi yöneten bir liderin ülke vatandaşını ırki saiklerle ayrıştırması garip değil mi yoksa?
Oysa PKK bile bizi Kürt kardeşlerimizden ayıramamış ve bin yıllık kardeşliğimize zarar verememişti. Hükümetin bu tutumuna İlk ikazı aslında MHP yapmıştı, Tandoğan mitinginde şöyle demişti: “Bin yılda karıldı bu ülkenin harcı; bunu ayrıştırmak kimin harcı”. Bu mitingde tarihi bağımıza, kültürel bağımıza, örf adet ve kader birlikteliğimize vurgu yapmıştı. Kurtuluş Savaşı sonrası zor yılların arkasından Türkiye Cumhuriyeti ülkedeki tüm etnik kökenle birlikte kurulmuştu. Lozan antlaşmasında azınlık olanlar ve hakları tek tek sayılmış ve bunlar da gayri Müslümlerden oluşan etnik unsurlardı. Diğerleri bunların dışında ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu unsurları idi, aralarında bir ayırım yapılmamış ve Türk Milleti diye tanımlanan büyük bir aile idi, uluslararası Kuruluşlar nezdinde de böyle görülüyordu.
Kürt kardeşlerimizden, Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Meclis Başkanı, Bakanı, Genel Kurmay Başkanı oldu, kimse bu konuyu ne gündeme getirdi ne de itiraz etti. Türk Milliyetçileri etnik kökenleri sorun etmeyen ve kardeşliğimizi en içten samimiyetle bilen ve uygulayanlar olmuştur. Sayın Başbakanın anlayamadığı yada çarpıtmak işine geldiği konu; Türk Milliyetçilik fikriyatının ve düşünce sistematiğinin etnik yapıyı değil, Kültürel dokuyu esas almasıdır. Yoksa geçmiş zamanda Kahramanmaraş’ta Ülkü Ocakları il Başkanından tutun da Diyarbakır MHP il Başkanı Kürt kardeşlerimizden olur muydu? Bu millet Kürt kardeşlerini kendinden farklı görmemiştir. Bu gün de Türk Milliyetçileri için kardeşlik hukuku bu destur üzeredir.
Bu ülkede çatışma ortamının olması ülkeyi yönetenlerin isteyeceği bir durum olmasa gerek, ancak sürekli bu konu üzerinden gerginlik yaratılması ve kutuplara ayrıştırılması Sayın Başbakanın alışkanlıkları haline gelmiştir. Bu ülkede geçmişte yaşananlar üzerinden ders alınmalıdır. Bunun için de geçmiş olayların iyi irdelenmesi gerekmektedir. Ülkenin siyasi geçmişinde yaşanan olaylar irdelendiğinde de görülecektir ki Türk Milliyetçileri devlete ve millete zarar veren ihanet edeni, devlete düşman olanları kendilerine hasım bilmişlerdir. Kendi etnik yapısından olan Mahir Çayan’ı Deniz Gezmiş’i devlete karşı yaptığı eylemlerle karşılarına alırken, APO’yu da Bu milletin evlatlarına düşmanlık ettiği için kendisine hain demiştir. Türk Milletinin malına canına namusunakast ettiği için bu teröristi lanetlemiştir. Masum Kürt-Türk kardeşimizi köyünde, mezrasında katlettiği için bu terörist başını ve PKK eşkıyasını hain bellemiştir.
Bu milletin İstiklal Marşını yazan Mehmet Akif Ersoy’u bile etnik olarak ayrıştırıp, onun Arnavut olduğunu tartıştıranlara ne demeli? Bunda iyi niyet arayabilir miyiz? Ama bunlara gerekli cevabı gene Akif veriyor “Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal” demiyor mu? Buradaki ırk ile kimi kastediyor? Buradaki “ırk” ı Türk Milleti olarak da okusanız aynı anlamdadır. Başka bir şiirinde de “Arnavutluk’la, Araplık’la bu millet yürümez/son siyasetse bu/hiç böyle siyaset yürümez” Bu cevap ayrımcılara iyi bir şamar olmalıdır.
Siyaset yapanlar bunu böyle bilmeli ki ayaklarının altına aldığı Türk Milliyetçiliği etnik kimlik altında yapılan ırkçılık değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları yaşayan herkesi kapsayan Türk İslam fikriyatını destur etmiş, Kültürel bakış açısı ile oluşturulmuş milli kimliği esas alan Milliyetçiliktir. Bu nedenle buradan bir kez daha söylemek istiyorum ki Türk Milliyetçiliğinin ayaklar altına alınması, kimsenin hakkı da değildir haddi de değildir. Kahramanmaraşlı hemşerilerim bu gerçeği en yakından bilmekte ve günü geldiğinde de onlara cevabını verme de tereddüt etmeyecek bilinç içerisindedir.Görülecektir ki sevgili hemşerilerim, ne fikrin ve projenin sahibi ABD’ye, ne satılmış taşeronlara, ne de Kürt milleti yaratma projesine geçit verilmeyecektir. Gereken cevap sandıkta ve meydanlarda en sertinden verecektir.
Allah’a Emanet olunuz.