Şimdi, bu da ne diyebilirsiniz.

Haklısınız.

Önce, ‘statüko’nun bir tarifini yapmak gerekir.

Türk Dil Kurumu, Genel Sözlük’te ‘statüko’ için şöyle bir tanımlama yapıyor:

“statüko

isim Latince

1. isim Süregelen düzenin korunması durumu, sürer durum

2. Yürürlükte bulunan antlaşmalara göre olması gereken veya süregelen durum, sürer durum”

Yani, bazılarının düşündüğü gibi değil, statükonun anlamı.

**

Statükocular her sokağımızda, her mahallemizde, her ilçemizde var.

Sendikalarda, partilerde, derneklerde mutlaka bazı ‘statükocular’ bulunuyor.

Valilikte, belediyede, diğer resmi kurum ve kuruluşlarda da, özel kurum ve kuruluşlarda da statükocular her zaman işbaşındadır.

Askeriye, emniyet zaten kendilerine verilen görevler bakımından da başlıbaşına birer statükodur, bu nedenle bu grup farklıdır.

Öyle olmak zorundadır.

Elbette te teknolojik olarak kendilerini yeniliyorlar ama görev tanıyan kanun, yönetmelik ve genelgelerin dışına çıkmazlar.

Ancak, askeriye ve emniyetin dışındaki birimler öyle değildir.

Statükocular hep vardır. Olagelmiştir, olagidecektir.

Kimi zaman ‘durumdan vazife çıkarır’lar. İşgüzarlık yaparlar. Kendilerini ‘bulunmaz kumaş’ sınıfından sayarlar.

Aslında bu tiplerin Hindistan ile ya da Bursa ile ilişkileri bile yoktur.

**

Kurumları kişiler yönetir.

Kişilerin yokluğu, kurumların yokluğu anlamındadır. Çünkü kurumlar bir tüzel kişiliktir. Tüzel kişilikleri ise bir araya gelen kişiler oluşturur.

**

Statükocular, hiçbir yeniliğe açık değildir.

Kendilerini buldukları kurumda aynı süregelen sistemin, düzenin devamını isterler. Değişecek sistemin kendilerine zarar vereceği vehmi taşılar.

**

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi de, kanunla vücut bulmuş bir tüzel kişiliktir.

Kanunun getirdiği görevleri yürütür.

Yollar, kaldırımlar, parklar, sosyal yardımlar gibi somut işleri yürütürler. Görevleri, il sınırları içerisinde yaşayan her bireye belediyecilik hizmeti götürmektir.

Yaşlı-çocuk, kadın-erkek, evli-bekar, öğrenci-öğretmen, memur-işçi herkesin ihtiyacı vardır, belediyecilik hizmetine…

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nde yeni bir ismin başkan olması, il belediyesinden kalan ‘statükocu anlayışı’ bertaraf edemediği gibi, gelecekte de edemeyeceği geride kalan 16 ayda ortaya çıktı.

Seçilenler, atananlar, görevlendirilenler mevcut statükoyu kendi statükoları ile değiştirdiler, hepsi bu kadar…

**

 Kahramanmaraş’taki seçmenin yaklaşık yüzde 61’inin oyunu alan AK Parti Adayı Fatih Mehmet Erkoç, ilin ilk büyükşehir belediye başkanı oldu.

Genelleme yaparsak ta, Kahramanmaraşlının yüzde 61’inin isteği üzerine makamın sahibi oldu.

Bir başka mantıkla, bu Kahramanmaraş’taki her 100 kişiden 601’nin; her 10 kişiden 6’sının, her 5 kişiden 3’ünün oy verdiği bir isim.

Ama gerçekte bakarsanız da, Kahramanmaraş’ta yaşayan 1 milyondan fazla kişinin büyükşehir belediye başkanı Fatih Mehmet Erkoç…

Artık partili, partisiz fark etmiyor.

Fatih Mehmet Erkoç’u halktan soyutlanıyor. STK’lardan uzaklaşıyor. Medyadan bertaraf oluyor. Hatta kendi partisinden bile kopuyor.

Neden?

Bu sorunun cevabına ‘statüko’dan denirse, yanılma olmaz.

**

Peki bu statüko nasıl yıkılır?

İşte bunun cevabını bir türlü bulamıyoruz. Çünkü bilinmeyen bir güç bu statükoyu oluşturdu.

Sadece Büyükşehir Belediyesi’nden değil, istisnasız tüm belediyelerimizde de böyle oluştu.

Belediye başkanlarına ulaşmak zor.

Halk ulaşamıyor, ulaştırılmıyor.

Yanlış mı?