Kazım Karakuş…

Onu uzaktan izlemiştim, yakından tanımamıştım…

Karşılaştık, yakından göz göze selamlaşmıştık…

Hepimiz aslında bir birimizi çokta iyi tanımıyoruz, gurbet  işte her birimizi anayurdumuzdan farklı illere savurdu, arada bir denk geliyor görüşmeler… O, “donanımlı” bir adammış…

Uzun uzun sohbet ettik. Sohbet sırasında tek eliyle masanın kenarına vurarak “bu ülke bizim, düşmanlarımızın ülke sınırlarına yaklaşmasına asla izin vermeyiz”…

Yürekli adammış şu Kazım Karakuş hemşehrimiz…

Kahramanmaraş duydu sanki…

Ayağa kalktım ve elini sıktım…

***

Yılların birikimi ve deneyiminin ardından, şimdi Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) den  milletvekili aday adayı olmuş. Memleketinden aday olur ve seçilir, Ankara’ya giderse TBMM kürsüsünden ülkesi için konuşacakmış…

Tek düşüncesi ülkesinin daha ileriye gitmesi… Şimdi herkesten çok koşuşturuyor, “Memleketime hizmet etmek üzere kollarımı açıyorum insanlara.”

“O gün gelir de Allah bana nasip ederse milletvekili olmayı, TBMM kürsüden yapacağım konuşmalar tarihe geçecektir”…

Birçok konularda umudunu yitirmiş Memleket sevdalıların umudu olmaya ve onların bir temsilcisi olarak Ankara’ya gitmeyi hedeflemiş…

Kazım Karakuş…

Afşin’li  hemşehrimize yakışırda  aslında…

Birbirinden beter; konuşmaktan aciz, yetersiz ve amacı sadece çıkar peşinde koşmak olanlardan olmayacağına inanmak isterim… Türkiye’nin başına açılan olumsuzlukların üstesinden gelebilmek için mücadele edeceğinden sık sık söz etti Karakuş… Bir milletvekili aday adayı  “milletvekili sorumluluğu” dersi veriyordu sanki karşılıklı sohbetimizde...

***

Söylediklerimi de yaparım diyordu…

“Sıradan bir milletvekili gibi değil, ülke meselelerini o kürsüden haykırmak istiyorum”

“Bu fırsat bana verilirse, zaman zaman duyacaklar o kürsüden sesimi”…

***

Evet, Kazım Karakuş…

Kısmet olur milletvekili seçilirseniz, o kürsüden bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Demokratik ve Hukuk Devleti  olan Türkiye Cumhuriyetimize saldıranlara tepki koyacak ve onların yüzüne karşı haykıracak mısınız?..

Bu önemli…

***

Ona inanmak istedim…

Çünkü o bir Anadolu…

O bir Kahramanmaraşlı…

O bir Afşin’li bir ailenin Türkmen çocuğu…

Yolun açık olsun sevgili hemşehrim…