Arıkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün 25 Kasım’da; fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, ekonomik baskıdan dijital tacize, sözlü ve cinsel şiddete kadar kadınların karşı karşıya kaldığı tüm şiddet biçimlerine dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı büyütmek için bir aradayız. Çünkü biliyoruz ki şiddet, sadece bir bedene yönelmiş bir eylem değildir; kadınların yaşamında, sağlığında ve geleceğinde kalıcı izler bırakan bir durumdur…
TÜİK verilerine göre Türkiye’de kadınların son bir yılda;
%11,6’sı psikolojik, %3,7’si dijital,
%3,2’si ekonomik, %3,1’i ısrarlı takip,
%2,6’sı fiziksel ve %0,9’u cinsel şiddete maruz kalmıştır.
Şiddete uğrayan her 10 kişiden 8’inin kadın olması, konunun toplumun tüm kesimlerinin sorumluluk alması gereken bir mesele olduğunu açıkça göstermektedir.
Bizler, hangi kurumdan, hangi görüşten, hangi yaşam alanından olursak olalım;
Bu sorun karşısında bir arada olmak ve hep birlikte mücadele etmek zorundayız…
Kadınların güvenli bir yaşam hakkını savunmak için dayanışmayı çoğaltmamız,
kadın erkek birbirimizi yalnız bırakmamamız, güçlü ve şiddetsiz bir toplumsal birliktelik kurmak mecburiyetindeyiz…
Bugün yaşam hakkını kaybeden tüm kadınlara saygıyla;
Kadına yönelik şiddetin her türüne karşı durmaya,
Her kadının yanında olmaya,
Daha güvenli, daha adil ve daha şiddetsiz bir hayat için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Bu mücadele bir kişinin, bir grubun değil; hepimizin ortak sorumluluğudur.
Ve biz, omuz omuza vererek bu sorumluluğu büyütmeye kararlıyız…”
Arıkan, açıklamasında kadına yönelik şiddetin ancak toplumsal dayanışma ile son bulabileceğini vurguladı.