İl Müftüsü Sürgeç mesajında Ramazan ayına mahzun girdiklerinin altını çizdi.

Müftü Sürgeç’in mesajı Şöyle:

“ İnsanlık olarak tam da rahmet iklimine en çok muhtaç olduğumuz bir zaman diliminde ramazan ayına giriyoruz. Tüm mahzuniyetimizle Kur’an ayına giriyoruz. Hüzünlüyüz, çünkü beş vakit namazda yöneldiğimiz kıblemiz olan Kâbe’nin müminlerine kapandı. Hüzünlüyüz, çünkü Kâbe’nin şubeleri olan camilerimiz boynu bükük kaldı. Hüzünlüyüz, çünkü yediden yetmişe cemaatimizle bir araya gelip tekbir ve salavatlar ile kıldığımız cumalardan, cemaatten ve teravihlerden mahrum olduk. Hüzünlüyüz, güzel sesli hafızlarımızın okudukları mukabeleleri takip edemez olduk.

Nasıl üzülmeyelim, birbirine cennet olan insan, birbirine en büyük risk ve tehlike olarak görülmeye başlandı. Ana babamızı ve büyüklerimizi ziyaret etmemek, onlardan uzak kalmak, onları korumanın ve onları sevmenin göstergesi halini aldı. Bir anda gücün, güzelliğin ve paranın aslında ne kadar değersiz olduğunu, bir kerecik nefes almanın bedelinin olamayacağını öğrendik.

Ramazan bize farkına varmadığımız bu nimetleri hatırlatmak için geldi. Ramazanın gerçekten kutlu bir misafir olarak her birimizin evine misafir olmasını ve bizi değiştirerek, dönüştürerek Rabbimizle, çevremizle ve bize emanet olarak verilen nimetler ile ilişkilerimizi düzelterek bizden ayrılmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

Rahmet ayı ramazan her yıl bizlere rahmet, mağfiret ve manevi fırsatlarıyla gelir. İhmal ve imha ettiğimiz bağlarımızı yeniden imar ve inşa etmeye gelir. Milletçe 'hoş geldin' diyoruz. Ramazan İyi ki geldi diyoruz. Çünkü yorgun ve bitap düşen yüreklerimizin, manen ve maddeten kirlenen dünyamızın ramazanın getireceği rahmete çok ihtiyacı var. Tıpkı suya hasret kalmış çorak toprakların yağmura ihtiyacı olduğu gibi çoraklaşmış yüreklerimizin de ramazanın rahmet, merhamet ve mağfiret iklimine ve havasına ihtiyacı var. Her zamankinden çok daha muhtaç olduğumuz bir zamanda ramazan ile buluştuk havasına eriştik elhamdülillah. Rahmet peygamberi, güzeller güzeli Efendimiz, her hilali gördüğünde: ‘’Allahım! Bu hilâli bize eman, iman, selâmet ve İslâm hilâli kıl'' diye dua edermiş. Biz de yalvarıyoruz:  “Allahım! bu ramazan ayını ve hilalini rahmet, selam, güven, iman ve emana vesile eyle.’’

Ramazan her yıl bizleri, iyilerden kılmaya, bize iyilik getirmeye, iyiliği yeryüzünde egemen kılmamıza yardımcı olmaya gelir. Ey iman edenler, Allah'ı unutmayın. Allah'ı unutursanız kendinizi unutursunuz. Allah'ı unutursanız, Allah da size kendinizi unutturur ve sonuçta insanlığınızı unutursunuz. Kendinizi, Rabbinizi, dostunuzu, kardeşinizi, yetimi, fakiri, mazlumu unutursunuz. Fıtratı bozarsınız, doğayı tahrip edersiniz, ekini ve nesli helak edersiniz. İşte Her sene gelen ramazan bize hatırlatmaya gelir. Bize kendimizi, Rabbimizi, yanı başımızda varlığının farkında olmadığımız kardeşimizi, annemizi, babamızı, komşumuzu, ailemizi, unuttuğumuz her şeyi bize hatırlatmaya gelir. Hülasa Ramazan bir hatırlatma ayıdır.

Aynı zamanda Ramazan bize biz olduğumuzu hatırlatır. Dünyanın faniliğini, gücün servetin faniliğini hatırlatır. İyiliğin, güzelliğin, erdemin, faziletin, adaletin, ahlakın baki olduğunu hatırlatmaya gelir. Unuttuğumuz bütün değerleri hatırlatmaya gelir. Ramazan bize yanı başımızda sürekli kalbini kırdığımız kardeşimizi hatırlatır. Kaybettiğimiz kardeşlik rüzgârını getirir. Örselenen kardeşliğimizi tamir etmeye gelir. Kırdığımız gönülleri yeniden yapmaya gelir. Ramazan bize haddimizi ve hukukumuzu öğretir. Allah her sene Ramazanı bize göndererek, Peygamberimizin kalbine Kur'an'ı vahyettiği gibi her birimizin ayrı ayrı kalbine Kur'an'ı yeniden indirir. Sadece midemize değil, dilimize, gönlümüze, aklımıza, gözümüze tutturduğumuz oruçla bize değişim imkânı sunar.

Öyleyse hepimizin evlerimizde idrak edeceğimiz ramazanın bizleri değiştirme ve dönüştürme fonksiyonunu icra etmesine bizlerde gayret edelim. Kur'an'da tarif edilen ve Efendimize tatbik ederek öğrettiği orucu tutalım. Öyle tutalım ki o oruç da bizi tutsun. Birbirimizi inciterek tuttuğumuz orucun kime ne faydası var. Ölçüsüz sabırsız öfkelerin dile düştüğü bir açlık ne zamandan beri oruçtur. Gelin kitaptaki, sünnetteki orucu tutalım. İnleyen, homurdanan, içeriksiz, donanımsız, verimsiz açlıklar olmasın

Gelin gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım. Gelin gönüller yıkarak oruçlarımızı bozmayalım. Gelin ramazanın bizi değiştirecek ruhuna ruhlarımızı teslim edelim.

Bu duygu ve düşüncelerle, şu an içinde bulunduğumuz bu küresel sıkıntı, illet ve hastalıktan Rabbim milletimize ve âlemi İslama ve tüm insanlığa bir necat, felah ve çıkış nasip ve müyesser eylesin diye dua ediyor ve tüm milletimizin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum.”

Editör: Haber Merkezi