Önceki gün, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyespor’un teknik patronu Fethi Çokkeser’in bir basın toplantısı vardı.

Toplantıya, önceden planlı bir çalışmam olması nedeniyle çok ta istememe rağmen katılamadım.

Fethi Hocamın neler söyleyeceğinden ziyade, vereceği mesajları merak ediyordum.

Meslektaşlarım sormuş, kendisi de cevaplamış.

Gelen bilgiler var elbette, toplantıdan.

Haberi de gazetemizde okudunuz, dün.

**

Fethi Çokkeser, bu şehrin bir markasıdır.

Seversiniz, sevmezsiniz. Ama saygı göstermek durumundasınız.

Mevlana diyor ya: “Sevgide serbesiyet, saygıda mecburiyet vardır.”

Bu nedenle önce saygı duymak gererir.

Fethi Hoca, içindekini diline döken bir insan; bugüne kadar içten bir hesabına denk gelmedim.

Ne düşündüyse ‘dobra dobra söyleyebilen’ biri.

Bu yönü, sürekli bende bir takdir duygusu oluşturdu.

Kişiliğini, karakterini zaten tartışmak mümkün değil. Her insanın bir yaratılış karakteri var. Yine Mevlana’nın dediği gibi ‘ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün’ desturundan hareket ediyor. Fethi Hoca da, göründüğü gibi olan, olduğu gibi görünen biridir, en azından benim için.

Futbol oynadığı dönemleri hatırlamam.

Ama antrenörlük yaşantısını da yakından takip eden biriyim.

Kentin futboluna büyük katkıları oldu.

PTTSpor’u çalıştırırken tarihte ilk kez bir amatör takımı Üçüncü Ligin kapısına kadar getirmişti; nasip olmadı. PTTSpor’un yerine bir başka takım sıçrama yaptı.

Sonrasında da büyük başarıları var.

Kahramanmaraşspor’un Üçüncü Lig’den İkinci Lige çıktığı ilk adımda yardımcı antrenör olmasına rağmen bir antrenörden daha başarılı bir grafik çizdi.

Konya’daki playof maçlarında takımın başında bu başarıyı yakaladı.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyespor’u Bölgesel Amatör Lig’den Profesyonel Üçüncü Lige taşıdı.

Kahramanmaraşspor’un son Birinci Lig macerasını yaşadığı sezonda da, takımı İkinci Ligden Birinci Lige taşıyan bir isimdi; Fethi Çokkeser…

**

‘Meyve veren ağaç taşlanır’ misali de Fethi Hoca hep taşlandı.

Aklı yeten yetmeyen medya çalışanları, kalemi eline aldığında bir anda futbol otoritesi kesildi ve deyim yerinde ise ‘salladı, durdu’.

Yazılanların hiç birini hak etmedi Fethi Hocam.

Eleştirilemez mi, elbette eleştirilir. Ama eleştirinin de bir dozu gerekiyor. Önemlisi de eleştiri yapanın futbol bilgisini tartışmak gerekiyor, öncelikle…

Hiçbir futbol bilgisi olmayan, tribündeki seyirden öte gitmeyen kişilerin de eleştiri yapmaya hakkı yok ama kendisinde de bu hakkı gördüğünde gülüp geçmek gerekir.

**

Fethi Hoca, çalıştırdığı hem Büyükşehir Belediyespor da, hem Kahramanmaraşspor da başarılı olduktan sonra ipler koptuğunda hep ‘sahipsiz kaldı’.

Üyesi ve yönetim kurulu üyesi olduğu TÜFAD bile kendisine sahip çıkan bir açıklama yapmaktan aciz kaldı. Sadece bir iki basın mensubu konuyu gündeme taşıdı hepsi o kadar.

Şunu net söyleyeyim:

Fethi Hoca’yı çok uzun yıllardır tanırım. Antrenörlüğündeki başarıları da ‘takdir’ ve ‘gıbta’ ile izliyorum. Fethi abinin çalıştırdığı iki takımda da takımın en zor dönemlerinde başarılı olması ayrıca takdire şayandır.

Alkışlamak gerekiyor.

**

Şimdi döndü, yeniden Büyükşehir Belediyespor’a teknik patron oldu.

Burada da başarılı olacaktır.

Olmaya mahkumdur.

Ama başarıyı sadece ‘şampiyonluk’ olarak ta görmemek gerek. Çünkü dereceye endekslenmiş başarı suyun üstüne yazılan yazıdır.

Fethi Hoca, başarıyı sadece şampiyonluğa endekslemeyecektir.

Dediği gibi, 3 yıllık bir anlaşma sağlamış ve bu üç yılın sonunda eğer kalırsa büyük ve kalıcı başarılara imza atacaktır.

Ben inanıyorum.

**

Fethi Hoca üzerinden şunu söylemek gerekiyor:

“Biz kendi değerlerimize sahip çıkmayı öğrenmeliyiz.” Bunu başardığımız zaman değerlerimizi çok daha iyi öğreneceğiz.

Buradan Fethi Hoca’ya söylemek istediğim de şudur:

“Hocam, bu yolda yalnız değilsin.”

Senin kıymetin biliniyor, bilinmeye de devam edecek.

Pazar günü başlayacak yeni sezonda sana, ekibine ve takımına başarılar diliyorum.