(Kayseri’den)

   Kendi ideolojik düşünceme değil, AKP’ye oy verdim, uykusuz kaldık, onun seçilmesi için çok çalıştım ama o şimdi nerede ortada yok…

   Adı; Ahmet…

Soyadı; Öksüzkaya…

“Çıt…”

Yok bu arkadaşımızdan…

*

   Benim de saygı duyduğum ağabeyim Burhan Bey…

   Yıllardır tanıyorum onu…

   Burhan Bey önemli bir yardım kuruluşun başında hizmet adamı…

   “Haram olsun” başlıklı öykümüzü bugün köşeme taşıdım…

   Köşe yazımın konusu oldu…

   Saygıdeğer Burhan Bey, genel seçimlerde “AK Parti”yi desteklemişti…

   İlimiz de…

   Eski parlamenter Mehmet Üner Bey’de vardı, bu konuyu Burhan Bey ile konuşurken…

*

   AKP-Cemaat kavgasından etkilenerek istifa eden Milletvekili Ahmet Öksüzkaya…

   “Cemaatçi yaftası var boynunda”

   Burhan Bey, onun Kayseri’de bulunmasını beklerdik…

   Bizlerden kaçmanın bir anlamı olmalı…

   Oy verdik, vekil seçtik…

   Ortalarda olması gerekmez mi?

   Memleketine hizmet etmesi lazım gelmez mi?

   Haram olsun…

   Yazıklar olsun…

   Oylarımızı geri versin…

   Çok ayıp etti…

   Bırakıp gitti…

*

   Biz artık bu tür insanları seçmek istemiyoruz, nerede şimdi bu beyefendi, sorumluğunu unuttu, bizleri unuttu…

   Oylarımızı kendi düşencimize ait partiye değil, AK Parti’ye atıyoruz, bunlarda seçilip meclise gidiyor…

   Öyle istiyorduk bizlerde:

   Ama bundan sonra asla olmayacak…

   Sandık başına giderken bir değil, iki kere düşüneceğim, memleketimize çok daha iyi hizmet verebileceğine inandıklarıma oy vereceğim…

*

   Bize bütün bu olanlar gerçekleri anlatıyor aslında…

   Böyle sürüp gitti…

   Sohbetimiz…

   Burhan Bey anlatıyordu, ben durmadan not alıyordum…

   “Onu artık istemiyorum, o benim vekilim değil, benim kocaman aklım var…”

*

   Gün batımı bir akşam üzeri, Burhan Bey bu duruma fazla dayanamadı… O anlattıkça ben yazıyordum notumu…

   “Gökyüzünde az bulut vardı…”

*

   Bu çirkinleşen siyasette, önyargılı insanlar arasında koşuşturup giden bir arkadaşımı gördüğümde aklıma çok şey gelir…

   Bir dizi rezillikler…

   Hayallerimizi çalanlar…

   Geleceğimizin içine edenler…

   Paralel yapı diye kardeşi kardeşten ayırdılar, mekanlarından kovdular…

*

   Fitne asla durmuyor, arkadaşlığı, gönül bağlılığını, iş ortaklığını, fikir birliğini senden çalıp götürüyor…

   Yeryüzünde dostluk kalmadı, gökyüzüne mi çıkmalı, imkan olsaydı çıkardım ama orayı da yeryüzüne çeviri verirler…

   Bundan korkuyorum…

*

   Çok günahkarlar var…

   Bu dünyayı kandıranlar, öbür dünyayı unutanlar çoğaldı…     

   Tek kurtuluşumuz  kutsal kitaba inanmalısın…

   Diyor ki orada:

   “Herkes, öbür dünyada hesaba çekilecek:

   Bizlerin içine niçin fitneyi soktun?..”