Yıllar önce duyduğumuz Orta Doğu projesi, Arap baharı Suriye İran derken son sıradaki Türkiye’yi öne çektiler.

Amerika ve Avrupa devletlerinin olayları kınama görüntüsü biz kandırmasın.

Dış ülkelerde yayınlanan beli başlı TV kanallarının Ülkemizdeki olaylarla ilgili açıklama özetlerini izlerseniz ne olduğunu daha iyi görürsünüz.

İngiltere: Türkler harika onların yaptığını hiçbir yerde görmediniz. Atatürkün çocukları uyandılar.

Almanya: Türkler savaşırsa kazanır. 

Kanada: Onlar her savaşı kazanır.

İtalya: Birkaç ağaç için bunları yapan Türklerin neler yapabileceklerini siz düşünün.

Rusya: Türkler inanılmaz her şeyi başarıyorlar.

Norveç: Dünya sizi izliyor asla geri adım atmayın.

Yabancılar böyle düşünürken bizim liderler de farklı açıklama yapmıyorlar.

Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan sağ eline İslam kimliğini, sol eline de teknolojiyi almış, Kasımpaşalı edasınıda,  ön planda tutarak, ülkeyi kafasına göre yönetmeye devam ediyor..

En demokratik hak aramalara bile tahammül edemiyor, halkın üzerine polisleri gönderip, gaz ile su ile dayakla sindirmek isterken, bir Başbakana yakışmayan sözler ile de tahrik ediyor. Önceki hükümetler döneminde, çoğunluğu, kendine oy veren insanlarımızın, özellikle Cuma öğleden sonra, camiden çıkanlarla birlikte yasal hak arama taleplerine, ne su ne gaz  ne dayak gibi müdahale de bulunulmadığını, bu günkü olayların hiç birinin olmadığını, göremiyor veya görmüyor.

Kendisine, partisine muhalefet eden herkesi, Türklük, Bayrak ve milliyetçilik konusunda konuşarak kaşıyor, kendisi gibi düşünmeyenlerin tepkisine, ya kendisi ya da görevlendirdiği parti sözcüleri ile laf yetiştiriyor olmazsa gaz yetiştiriyor.

Sanki mecburmuş gibi ülkede yaşayan herkesi kendi gibi düşünmeye zorluyor, ya da onları yok sayıyor. Yani, oy vereni ile vermeyeni ile bu ülkenin tüm insanlarının başbakanı olduğunu unutuyor. Ben ne dersem o olur, ben yaptım oldu mantığı ile geçmişte sürekli diline doladığı, şikâyet ettiği tek adamlık idaresine doğru hızla ilerliyor.

Ya muhalefet liderleri, onlarda çok bir şey yapmıyorlar, yangına körükle gidiyorlar, iktidar olmak için, halkın kendilerinden istediği alternatifleri üreteceklerine, çözüm yolları göstereceklerine, dertlerine derman bulmaya çalışacaklarına, halkın yarasını kaşımaya devam ediyorlar.

Başka dertlerimizde var mesela;                                                                                                                     Eğer bu polisleri başka ülkelerden getirmediyseniz, bunlar yabancı ülke çocukları değilse, bu ne gaddarlık, bizim çocuklarımız bu kadar halkına acımasız düşman olamaz. Ölçü bu kadar kaçmaz ki, karşısındaki insan, çoluk çocuk demeden saldırıyorlar, böyle davranışlar devam ederse, halkı galeyana getirir başımıza olmadık işler açar.

Siz emir kulu olabilirsiniz. Size vur diyebilirler ama öldür demezler, birazda vicdanlarınızı kullanın. Kaşınızdakilerin bir an sizin aileniz olabileceğinizi düşünün.

Bu sorunu sadece, taksim gezi parkından kesilen ağaç veya oraya dikilecek AVM olarak görmemeliyiz. Ülkeye verebileceğimiz en büyük maddi, manevi kayıp olarak görmeliyiz.

Bu sorun yıllarca birikmiş dışa vuran sorunların başlangıcıdır.

Dış dünyanın bizi ne kadar sevdiği belli, İç dünyamızda aşağı yukarı belli o halde sağduyudan başka çaremiz yok.

Asıl şimdi akil insanlara ihtiyacımız var.