Tembelliğimizin üzerine : Pandemi süreci de  tuz biber oldu, Türk Milleti olarak kelimenin tam manası ile tembel bir toplum haline geldik..

     Hafta içi çalışa, çalışa gözünü çıkarıyoruz ya , Cumartesi Pazar da sokak kısıtlaması olunca bol boy tatil yapıyoruz..

     Yıllık izin, Cumartesi Pazar tatil, dini ve resmi bayram günleri tatil, bayram günleri bitimi veya başlangıcı hafta ortasına gelince bir gün iki gün idari izinli sayılarak tatili 9-10 güne çıkaran Türkiye de herkes yatıyor çalışan kalmadı..

     Köyden şehre göç sebebi ile : bugünlerde her köyde üç beş yaşlı  ihtiyarın yaşadığı bir köy haline gelen Türkiye miz ve şehirlerimiz, köylerimiz fan fan uluyor..

     Fabrika da iş, kapıcılık olsun diyerek köyden şehre göç eden genç nüfus , şehrin parıltılı ışıkları arasında zehirlenirken, köyler ise bir karı bir koca , üç beş tavukla , kediye  kaldı..

     Üretim yok, tüketim çok fazla.. herkes yatıyor ve iş yok diyor..

     Bir ata sözümüz var , “ Üzüm üzüme bakarak kararır” diye.. galiba bizde öyle olduk, şahsen ben bile hergün yazı yazarken bu ara hafta sonu şehre inmemeye başladım ve yazı yazmıyorum..

     Hani bir söz var ya : çuvaldızı kendine , iğneyi başkasın batır diye , bende öyle yapıyorum galiba bizde tembelleştik..

     Aşağı tükürsen, sakal, yukarı tükürsen bıyık misali örneği kendimizden vererek devam edelim.. ama yazdığımız okunuyor mu ?

     Mesele burada, biz yazıyoruz da kim okuyor ? kim ? ne kadar yararlanıyor ?

     İyi hoş ya ! doğruları yazdığın zaman insanlar okumuyor, birine iftira atarsan, dedi kodu yaparsan, hemen yüzlerce okuyan olduğu gibi internet ortamında da paylaşıyorlar..

     Büyükler : Gıybet Kanser Gibi !” buyuruyor, yani bir insan gıybet yapmaya başladığında kendi felaketini farkında olmadan hazırlıyor..

     Söze şöyle başlarsan ilgi artıyor: “ Milletvekili çaldı ! “ yada ,” Belediye Başkanı Çaldı!” veya biraz il sınır dışına çıkarak, şu bakan çaldı sözünü kullanırsan, muhalif taraf okuyor, bir birine mesaj olarak gönderiyor..

     Sonra duayen gazeteci oluyorsun, çamur at, tutmazsa izi kalır politikası bugün halen devam ediyor..

     Çamur atmak kolay, gıybet yapmak kolay da ya hesap günü ne yapacaksın ?

     Ölüm var ölüm, bugün yarın , belki yarından da yakın bir zaman diliminde öleceksin , ona buna iftira atmak, çamur at, tutmazsa izi kalır politikası ne kadar doğru ?

     Birini hırsızlıkla itam ettik, olmadık iftirayı attık.. bu dünyada öyle veya böyle geçip gitti , peki yarın ahirette nasıl hesaplaşa biliriz ?

     O kişi bize hakkını helal eder mi ?

     Mahşer yerinde , hakkını helal eder mı ?

     Bir süre önce : Bir belediye başkanı için karşımdaki günahkar kişi , “ Belediye başkanı çaldı, İngiltere den ev aldı!” diyerek iftirasını atıyordu..

     Bende ona dedim ki : Çalarken yanında isen polise bildirmediysen sen de suç ortağısın.. yok görmeden çaldı diyorsan, adama iftira ediyorsun gidip helalleşmen gerekir “ dedim..

     Cevap: öyle diyorlar.

     Belediye başkanı da burada yaşıyor, İngiltere kaçıp gitmedi..

     Kısaca bugün günahtan kaçmak çok zor, sen söylemesen de çevrendeki insanlar , sürekli birilerine iftira atıyorlar..

     Çok defa yazdım bugün de tekrar edeceğim:  Bir kişi hırsız var diye bağırıyorsa, o kişi hırsızdır, dolandırıcıdır.. suçunu bastırmak için bağırıyor..

     Gazetecilik hayıtımız boyunca binlerce kişi yanımıza gelerek: “ bize haksızlık ettiler, mağdur olduk!” dediler araştırdığımızda ise haklı olmadıklarını gördük..

      Hırsız çok akıllı ya, bizi de kendi oyununa alet edecek.. Bu sebeple bugün öyle veya böyle geçip gidiyor ama yarın düşünerek ahret gününe hazırlanmamız gerekir..

      Sözün özü : Korona Virüs bizleri eve kapatınca galiba biraz gıybet ve iftara atmalar bitti gibi duruyor, buna karşı tembelleştik, bir de çalışmayı öğrene bilirsek iyi insan olacağımıza inanıyorum..

     İyi günler..