Siyasetçilerin görevi, üstlendikleri sorumluluğun ve oturdukları koltukların hakkını verebilmek. Ve imkanları, yetenekleri ölçüsünde memleketlerine hizmet etmek, kendilerine olan güveni boşa çıkartmamak, sadece partililerinin değil, kendilerine oy veren vermeyen herkesin beklentilerine cevap verebilmek.

Vatandaş iktidar olsun, muhalefet partililerinden olsun bunu bekliyor. Aksini düşünmek, inanan herkes için kul hakkına girer.

Siyasiler, hizmet için seçildiklerinde, ya da kendilerine bir görev tevdi edildiklerinde, atandıklarında veya nöbeti devraldıklarında kul hakkını bilirler, bu bilinç ve düşünceyle hareket edip, hem partilerinin vizyonu, ilkeleri doğrultusunda hareket etmek zorundalar.

*

Bu kısa yoruma neden gerek duydum?

Epey zaman geçti aradan, birkaç kez yazmıştım, Ö. O. B. D... dersem hemen hatırlayacaksınız kimden bahsettiğimi!

Hoşgörüsüne sığındığım bu güzel kardeşimiz, değerli dostumuz, siyaseti olduğu kadar kendini, arkadaşlarını, memleketini seven Sayın Ömer Oruç Bilal Debgici'den söz ediyorum.

Siyasi sorumluluklarını yerine getiren birisi olarak, O'nu her zaman sempatik, her zaman donanımlı, her zaman hizmet aşkı ile yanan bir siyasetçi olarak gördüm. Zaman zaman birbirimize takılsak da, çok zeki, çok ileri görüşlü, çok esprili biri olduğunu her zaman takdir ettim. Her şeye, herkese, her tarihe, hadiseye müspet ve olumlu pencereden bakması, artı puan...

Hele hele dün yakın mesai arkadaşı, gönül dostu Sayın Şahin Avşaroğlu ile birlikte olduğumuzda, yaptığı espri ile bizi gülmekten kırdı geçirdi adeta.

*

O'nu farklı kılan bir başka özelliği ise çalışma arkadaşları ile partinin diğer cenahları ile uyumlu çalışması.

1974 doğumlu, bir inşaat mühendisi. Tabi birlikte iken, sohbetimizin can alıcı konularının başında müteahhitlik hizmetleri, özellikle kentsel dönüşüm başta gelirken, inşaat sektörüne ilişkin kaygılarını, beklentisi yüksek endişelerini dile getirmeden de yapamadı.

Meslektaşım, değer verdiğim kardeşim Sayın Neşe Yıldızhan ile bize ev sahipliği yapan sevgili Şahin Avşaroğlu ise, inşaat sektörü içinde saygın bir yer edinen ve dürüstlüğü ile tanınan biri olarak, beyefendiliğin kitabını yazmış biri diyebilirim. Gülümsemekten, insanlara güven ve gülücük saçmaktan keyif alan dost... Özetle, gülümsemek Sayın Avşaroğlu'na yakışıyor.

*

Ülke bugünlerde siyasi ve ekonomik yangın çemberinden geçiyor. Hatırlayın, 19 Mayıs bayramlarında ateş yanan çemberin içinden geçilir. Geleneksel hale gelen bir spor adeta. Günümüzde siyaset de öyle. O çemberin içinden geçebilmek büyük cesaret istiyor bu günlerde. Ancak, bugün itibariyle iktidarı ve gücü elinde tutan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin komutasındaki Türkiye, bu çemberden rahatlıkla geçecek, terör bitecek, ekonomik ve siyasi istikrar sürecek.

Bundan kuşkumuz yok. Muhalefet diyorsunuz, hangi muhalefet. Evet, muhalefet olsun ama güçlüsünden olsun. Düşük profilli muhalefet olacağına hiç olmasın daha iyi. Güçlü muhalefet iktidarı çalıştırır, harekete geçirir, proje ve hizmet üretmeye zorlar. Ancak bunların hiçbirine gerek yok, mevcut iktidar zaten bunu yeteri kadar başarıyor.

*

Son söz olarak lafı yine AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Sayın Ömer Oruç Bilal Debgici'ye getirecek olursam, (Ne kadar da uzun adı var öyle, şimdi baş harflerini yazsam yine kızacak bana. En iyisi doğru olanı yapalım) uyumlu bir siyasetçi, barışı, huzuru, istikrarı düşünen bir kişilik, yolda bulduğu arkadaşlarını satmayan, onlarla yola devam eden, dostluğa, vefaya ve erdeme önem veren kadirşinas bir memleket sever, hamiyet sever ve insan evladı biri olarak onu çok sevdiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.

En çok da espri yeteneğine verdiğim not, on üzerinden on...