Bu muhteşem ikiliye dair çok yazı yazdığımı hatırlıyorum. Siyasetçiler ve işadamları, et ve tırnak gibidirler ki, isterseniz yapışık ikizler de diyebilirsiniz. Çünkü, ataların ünlü sözü, gümüş kapının altın kapıya işi düşer misali, bir ailenin fertleri gibi, birini diğerinden ayırmak mümkün değil.

Çok değil, kısa süre önce belki de hiç istenmeden, arzu edilmeden siyasetçilerle iş dünyası arasına kara kedi girdi. Bir kırıklık, bir burukluk yaşandı. Bunu kimse inkâr edemez. Restleşmeler, ötekileştirmeler, tavır almalar derken, çok şükür bu zincir kırıldı. Kırılması gerekiyordu ki, kardeşler arasında ayrı-gayrılık hoş değildi.

Dün, iş dünyası ile siyasiler (siyasiler derken AK Partilileri kast ediyorum) Madoevin'de bir akşam yemeğinde buluştular. Nezih, seçkin ve saygın bir ortamda.

*

Adı, yeri ne olursa olsun, birliktelikler güzeldir.

Dostlukları pekiştirir, özeleştiri imkânı sağlar, hasretler ve özlemler güçlenir, barış çubukları tüttürülür, varsa bir küçük kırıklık, eziklik, özür dilenir. Aile içinde, günlük yaşamda, iş hayatında bunlar olağan şeyler.

Siyasileri ve iş âlemini ailenin birer bireyi, ferdi yerine koyarsanız, ki öyle, birini alıp başınıza taç ederken, diğerini ayaklar altına alma şansınız yok. Yok, çünkü ikisi de birbirine muhtaç. Biri olmadan diğerinin olması imkânsız iken, aradaki bağların daha güçlü olması lazım. Her iki cenahın oluşturacağı güç birliği, bu kentin geleceği noktasında daha yararlı hizmetlerin şehrimize sağlanması anlamına gelir ki, kimse de bu gerçekleri göz ardı edemez.

*

Tabi bu birlikteliğe basın davet edilmedi. Kuşkusuz aile içinde konuşulanlar, sözler kendi içlerinde kalması gerekirken, herkesin herşeyi bilmesi, duyması beklenemez.

Aile içinde bir sıkıntı, bir eziklik, burukluk, kırgınlık varsa, bunlar kendi içlerinde çözülmeli. Komşuya, dışarıya sızarsa, bundan mahalle zarar görür!

Mahallenin zarar görmesi demek, Kahramanmaraş'ın zarar görmesi demek ki, bizim, insanların ve medyanın böyle olumsuz tablolara, küslüklere tahammülü yok.

*

Dün, bir gurup AK Partili siyasetçi dostlarımız, sanayi ve iş dünyasının gözbebeği Aral Tekstil'i, onun sahibi değerli insan, aynı zamanda da OSB Başkanı sayın Abdullah Çinkay beyefendiyi ziyaret ederler. Tesis gezilirken, duygulu anlar da yaşanır. Çalışan bir işçi, asgari ücret gündeme getirildiğinde, o işçi kardeşimiz memleketin selameti için huzur ve istikrarı söyleyince, siyasetçi arkadaşlarımızın duygulanmaması kaçınılmaz oluyor.

Ona bu eğitimi, bu terbiyeyi, bu iş ahlakını veren değerli işadamı Abdullah Çinkay beyefendiyi tebrik ediyorum. Kendisine sorulduğunda, şikâyet etmeyip, haline şükreden, memleketin selametini, huzuru, barışı ve istikrarı dile getirdiğinde, o işçi kardeşimin de gözlerinden öpüyorum.

Para belki herşey ama huzur ve barışın bulunmadığı, istikrarsızlığın hüküm sürdüğü ortamda, bazen çok paranız olsa bile eliniz cebinize gitmiyor. Bu gerçeği, rahmetli Dr. Sait Emirmahmutoğlu'nun vefatından onbeş gün önce yanına gittiğimde bir kere daha görme, öğrenme fırsatı buldum.

*

Kahramanmaraş, bugün Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu'nu ağırlayacak. Müftülük Meydanında miting var. Şu kadar kişi gelmiş, bu kadar vatandaş alanı doldurmuş, dışarıdan taşıma partili getirilmiş, fabrikalar işçilerini salıvermiş, kimseyi ilgilendirmez. Her partinin yaptığı şey bu.

Ancak biz, Kahramanmaraşlılar olarak misafirimize hak ettiği değeri vererek, örnek misafirperverliğimizi göstererek, bu ziyaretten alnımızın akı ile çıkmaz zorundayız. Çünkü gelen neticede Başbakan. Ülkenin yönetiminden sorumlu insan. Oy verir ya da vermezsiniz, o sizin tercihiniz, teveccühünüz. Ancak eminim ki, sevgili Kahramanmaraş halkı, misafirini, sayın Başbakanı bağrına basacaktır, layık olduğu ilgi ve alakayı gösterecektir, buna eminim!

Sayın Başbakanım, kahraman şehrimize hoş geldiniz efendim!