Basın mensubu dediysem, 2 günlük gazete ve ajans temsilcileri. Eyvallah!
Lakin bu kentin yükselen değeri, sesi, gözü ve kulağı sayılan diğer gazeteciler, gazeteler yok sayılmış. Vay canına!
Üstelik de yarın sansürün basından kaldırılışının yıldönümü.
Bu şehirde günlük çıkan gazete de var, haftalık çıkanlar da… Valilikten önce mesaj geliyor, ‘akredite olanlar çağrılacak.’
Biz de bekliyoruz armut gibi!
Meğerse Yine Medya Gazetesi ile biz haftalıkçılar veya diğer arkadaşlarımız gazeteci değillermiş. Yani biz gazete değil, kâğıt parçası çıkartıyormuşuz!
Sonra site sahibi arkadaşlarımız, dostlarımız, meslektaşlarımız varken, çağrılmamaları biraz manidar geldi bize.
İki tane cemiyetimiz var. Basın çalışanlarını temsil eden. Sayın Abid Vanlı ve sayın Kemal Sayın. Onlar da çağrılmamış. Cemiyet başkanları akredite sayılmıyor demek bu şehirde.
Basından sansürün kalkışının yıldönümünde, basına yapılan reva mıydı, izah edecek kelime bulamıyorum.
*
Topu taca atmayı seviyoruz.
Listeyi kim verdi, hangi alt veya üst akıl arkadaşlarımızı çağırdı, bilmiyorum.
Partinin ve sayın Kaynak’ın en yakınındaki ismi arıyorum, ‘haberimiz yok, listeyi biz yapmadık’ deyip topu valiliğe attı.
Sabah saatlerinde, bize yukarıdaki mesaj geldiğinde, ‘listeyi bekliyoruz, kimi yazarlarsa onları çağıracağız!’ denilmişti.
Sayın Kaynak da inanıyorum ki, karşısında 5-6 gazeteci arkadaşımızı görünce şaşırmış, ‘hani diğerleri nerede?’ diye sormuştur ve üzülmüştür belki de.
Sayın Kaynak, sadece 10-15 kişilik bir gurubun değil, sadece AK Partililerin değil, yalnızca diğer muhalefet partililerin de değil, Kahramanmaraş’ın gururu, Türkiye’nin de onur belgesi.
O hepimizin Başbakan Yardımcısı…
*
Kendisi ile gurur duyar, haberlerini yapmaktan şeref duyarken, gazeteleri, gazeteci arkadaşlarımızı basın toplantısına hangi alt veya üst akıl davet etmedi, listeyi kim akıl etti, anlamış değilim.
Anlayan biri varsa, lütfen anlatıversin!
