MİLLETVEKİLİ listelerinin açıklanmasının üzerinden bugün 5 gün geçti. Kendisi de eski milletvekili olan tecrübeli “siyaset” ve “devlet” adamı Ak Partili Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’e sorduk: “Sular duruldu mu?” diye…

Soruma soru ile yanıt verdi: “Sular bulandımıydı ki? Ak Partiyi eski Türkiye’nin partilerine benzetmeyin!”

Başkan Mahçiçek’in dediğini düşündüm sonra sokağa baktım. Listeye giren adaylar hakkında hiç de öyle eskisi gibi “kızılca kıyamet” kopmamış, bir sessizlik hâkim.

Ak Partili seçmen ya her zaman iddia edildiği gibi listeyle çok fazla ilgilenmeyip “lider” eksenli bir seçime gidiyor ya da “fırtına öncesi sessizlik” filmini oynuyor.

Başkan Mahçiçek, bu görüşümüze de şöyle yanıt verdi: “Sokak istikrar istiyor, güven istiyor. Her gün bir kaos ortamı olan eski Türkiye’nin tekrar gelmesini istemiyor. Grup Başkanvekilimiz Mahir Ünal’ın da dediği gibi sokak, ülke istikrarı bozulursa kendi ekonomisinin de alt üst olacağını gözlemliyor, hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımıza güveniyor. Yani ince elenip sık dokunarak çıkan vekil listesinin onların kefaletinde olduğunu düşünüyor. Hülasa sokak, Ak Parti’ye ve lider kadrosuna güveniyor, listeyi de onların kefaleti olarak görüyor…”

Ak Parti seçici kurulu bu dönemde farklı bir politika izleyerek köklerine yani “öz”e dönüş yaptı. Genel olarak Türkiye genelinde listelere baktığımızda iki şey dikkat çekiyor:

1-   Ak Parti, cemaat sızmalarını ve sonradan muhtemel ayrılabilecek olanları önleme amaçlı daha çok Milli Görüş geleneğinden gelip her şartta davasına inanmış genç muhafazakârlara vekillik yolu açtı…

2-   Teşkilatların kefaletinde olanları tercih ederek bölgelerin il başkanı ve belediye başkanlarına sorumluluk yükledi. Yani bir anlamda muhtemel çıkacak çatlak seslerin hesabı teşkilatlardan sorulacağı için her şartta kendileriyle beraber yürüyecek kişilere vekillik imkânı tanıdı…

Peki, bu durum Ak Parti’nin ilk iktidara gelişinde söylediği “Biz Milli Görüş gömleğini çıkarttık. Artık kitle partisiyiz” diyerek aldığı daha liberal, AB’ci ve ılımlı sosyal demokrat oy sahiplerini tedirgin edip oy akışının yönünü değiştirmez mi?

“Hayır” dedi Başkan Mahçiçek ve ekledi: “Sokaktaki vatandaş da gördü, özellikle 17-25 Aralık’tan sonra riskli ve her an istikrarı bozacak insanlarla yola çıkılmayacağını. Bu nedenle sokak artık lidere inanıyor. Bu nedenle Ak Parti bu seçimden bırak oy düşmesini oyunu yükselterek çıkacaktır.”

Seçimlere bugün 56 gün kaldı. Bakalım sonuç nasıl çıkacak, hep beraber göreceğiz…

MAHÇİÇEK’İN TAKIM RUHU VE BAKANLIK

DEVLET Planlama ve milletvekilliği geçmişi olan Hanefi Mahçiçek, bölgenin performansı en yüksek başkanlarından. İnovasyona ve AR-GE’ye çok önem veriyor ve ekibine “takım ruhu”nu aşılamış durumda.

Örneğin vekili Dr. Ali Ünsal ve yardımcısı Burhanettin Türkkahraman… Her ikisi de daha başkan olmadan kurduğu ekibin kurmayları. Ağır sorumluluk almış durumdalar ve bunun bilinciyle mesai mefhumu tanımadan gecesini gündüzüne katıyorlar.

Hanefi Beye, “seçim yatırımları var mı?” diye sorduk, belki başkası olsa gerilebilirdi ama her zamanki hoşgörü ve sevecenliğiyle, “bizim işe başladığımızda yaptığımız planlamayı seçime endeksli yapmadık ama biliyorsunuz Nisan, inşaat başlama ayıdır. Bu bağlamda iki üç aylık süre içinde 6 temel atacağız. Yurtlarıyla beraber iki İmam Hatip Okulu, üç Bilgievi ve Gençlik Merkezi, bir de Kadın misafirhanesi. Okullar seneye, diğerleri ise bu yıl temel atıp bu yıl bitireceğiz.”

Mahçiçek’e, “Bu dönem bakanınız olacak mı?” dediğimde azıcık politika yaptı ama son noktayı koymadan da daha objektif oldu ve şu yanıtı verdi: “8 vekil adayımızın sekizi de bakan olacak donanımlara sahipler. Mesela Grup Başkanvekilimiz Mahir Ünal Bey hem Cumhurbaşkanımızın hem de Başbakanımızın beyin takımında yer alan değerimizdir. Keza Veysi Kaynak Bey hem parlamentoda yaptığı yasa çalışmaları deneyim ve donanımı hem de Bakan Yardımcılığındaki performansı ile kendilerini ülke yönetimine hazırlamış, daha da ötesi adamış kardeşlerimizdir.”

Ne diyelim, hadi yolunuz açık olsun…

*          *          *

12 Nisan 2015 tarihli Habertürk Gazetesi, Yener Atlı köşesinden alınmıştır…