Türk Sağlık-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Mehmet Özer yaptığı yazılı açıklamada sağlık görevlilerinin ne kadar zor şartlarda hizmet verdiği söyledi.

Sağlık çalışanlarının şiddete uğramadığı bir gün bile yok!

Özer, yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere verdi: “Sağlık çalışanlarının şiddete uğramadığı bir gün bile yok. Her gün memleketin her bir yerinden sağlık çalışanlarının darp edildiği haberlerini alıyoruz, televizyonlarda hastanelerde yaşanan saldırıları dehşete düşerek izliyoruz.

Devletin verdiği görevle, milleti hizmet veren şifa dağıtan sağlık çalışanlarımız ambulanslarda, aile hekimliklerinde, acillerde, polikliniklerde şiddete uğruyorlar. Tehdit edilip, darp ediliyorlar.

Sağlık çalışanlarına kaldırım taşı ile vurma, ısırma, gruplar halinde darp gibi şiddetin bin bir türlüsü uygulanmaktadır. Sağlıkta şiddet tırmanmakta ve çalışanların hizmet üretmesine engel olacak bir düzeye gelmektedir.

Bu kabul edilemez saldırılardan biride Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin radyoloji bölümündeki MR odasında meydana gelmiştir. Sağlık çalışanı arkadaşımız “’Randevulu hastaları alıyorum. Müsait olunca hastanızı alacağım’ cevabını verdiği hasta yakını tarafından şiddete uğramış elmacık kemiği kırılmıştır. Sağlık çalışanı arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Saldırgan hakkında da gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Bu olayın takipçisi olduğumuz herkesin bilmesini istiyoruz.

Türkiye’de Sağlıkta şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir.

Türkiye’de Sağlıkta şiddet çözülmesi gereken temel meselelerden biridir. Bugün artık sağlık çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet üretmektedirler. Herkes evine akşam sağ salim gidebileceğinden endişelidir.

Şiddet, ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası sağlık çalışanlarının hayati her dakika tehlike altındadır.

Bunun için sağlıkta şiddete acil çözümler ve ağır yaptırımlar gereklidir. Çünkü sağlıkta şiddetin durmak bir yana artarak devam etmesindeki en önemli neden etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçmemesidir.

Örneğin tutuklu yargılama sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Uygulamada pek hayata geçmeyince, şiddet uygulayan elini kolunu sallaya sallaya gezdikçe çözüm olmamaktadır.

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, sağlık kurumlarında ortalığı birbirine katanlara bu işin sonunun tutuklu yargılanmak olduğunun idrakine varmaları sağlanmalıdır. Devletin ceza sistemi ve uygulayıcıları bunu hissettirmelidir.

Bunun yanı sıra şiddetin bir tedavi biçimi olarak algısı yıkılmalı, şiddet uygulayanların acil haller dışında kamu sağlık hizmetlerinden belli bir ücret karşılığı yararlandırılması getirilerek bu durum tersine çevrilmelidir.

Yani kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladığında belli bir süre ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanamayacağını bilmelidir. Şiddetin kendisine bir fatura çıkaracağınıanlamalıdır.

Tüm bunların yanı sıra Türk Sağlık-Sen olarak önerimiz sağlık hizmeti veren birimlerin ve yerlerin hiçbir ayrım gözetilmeden ( Sıfır Toleranslı Alan) olarak tanımlanmasıdır. Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanır ve bu suçlara karşı hakimlerinbir takdir yetkisi de bulunmaz.

Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir.

Böyle bir alan tanımlaması ile eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler haline geleceklerdir.  Bu konuda sendika olarak teklifimizi Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili mercilere gönderdik.

Türk Sağlık-Sen olarak Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin en aza indirilmesi için yapılması gereken acil tedbirlerin ve ağır yaptırımların süratle hayata geçmesini istiyoruz.”

Editör: Haber Merkezi