Kireçlenmenin fizyolojik bir durum olduğunu söyleyen Cımbız, “Kemik kireçlenmesine ve kemik erimesine engel olamazsınız imkanı yok. Mutlaka olacaktır. Önemli olan kireçlenmeyi ağrısız geçirmenizdir. Eğer beslenmenize dikkat ederseniz, egzersizlerinizi yaparsanız vücudunuzdaki kireçlenmeler size ağrı vermeyecektir.” diye konuştu.

Kireçlenmenin  bayanlarda daha fazla görüldüğünü belirten Cımbız,  sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bayanlar erkeklere göre kireçlenme konusunda biraz daha dezavantajlıdır. Erkeklerin kıkırdak yapısı ve kemik yapısı bayanlardan hemen hemen yüzde on, yüzde on beş oranında daha iyidir. Bu yüzden erkekler yaşlandıkça kemik kaybı olduğu halde yaşlanmazlar. Bayanlarda ise kireçlenmeler özellikle menopozdan sonra çok fazla bir şekilde ilerler. Bayanlar her gün 2 bardak süt içmeleri veya 1 kase yoğurt yemeleri gerekmektedir.

Kireçlenmeden Korkmayın, İnaktiviteden Korkun

Kireçlenme tedavisinde egzersizin önemine değinen Cımbız, “Günlük hayatta bizi ayakta tutan, yürüten, bir şeyleri taşımamızı sağlayan eklemler ve etrafındaki kaslarımızdır. Yaşlanmayla beraber vücudumuzda yağlanma artar. Böylece zaten yıpranmaya başlayan eklemlerimize günlük hayatta destek olması gereken kaslar zayıflar. Yapacağımız egzersizler kaslarımızı güçlendirmeye yardımcı olur. Ancak unutulmamalıdır ki egzersiz sadece arada bir yapılan ağrı geçince bırakılan bir tarzda olmamalıdır, bir yaşam biçimi olmalıdır.” şeklinde konuştu.

Obezitenin hastalığın ilerleme hızını etkileyen en önemli faktör olduğu uyarısında bulunan Cımbız, “Kireçlenme ağrılarında kurtulmak için enerji harcayın. Kendi yemeğinizi kendiniz yapın. Evinizi temizleyin, arabanızı yıkayın. Bu tür aktiviteler sizi daha sağlıklı yapacaktır. Kireçlenmeden korkmayın, inaktiviteden korkun. İnaktivite  belli başlı sorunları beraberinde getirir. Sizi şeker hastası da yapar, eklem hastası da yapar. “açıklamalarında bulundu.

 

Editör: Haber Merkezi