Konuşmasının büyük bir bölümünü seçim beyannamesindeki vaatlere ayıran Kılıçdaroğlu konuşmasının diğer bölümlerinde de iktidara yüklendi.

Kılıçdaroğlu, CHP Kahramanmaraş İl Örgütünün saat 14.00 için duyurduğu miting alanına zamanında geldi. Saat 14.10’da kürsüye çıktı, saat 14.55’te konuşmasını tamamladı.

Konuşmasında Kahramanmaraş’la başlayan CHP Lideri yeni bir başlangıç yapmak ve herkesin kazanacağı, huzur içerisinde yaşayacağı, yaşanacak bir Türkiye’yi beraber inşa etmek zorunda olduklarını söyledi.

Kahramanmaraş’ın insanlarının çalışkan olduğuna vurgu yapan Kılaçdaroğlu; “İş dünyası gerçekten de iyi çalışıyor. Tekstil bir anlamda bu bölgenin merkezi haline dönüştü. İnsanlar çalışıyor ve üretiyorlar. Ama sanayide ve istihdam da sorun var. Döviz de ve enflasyonda sorun var. Yoksullukta sorun var. O zaman yapacağımız bir şey var. Kahramanmaraş’ı bu bölgenin cazibe merkezi haline getirmek lazım. Kahramanmaraş göç veren bir il. Ama göç alan bir il olması lazım.

KAHRAMANMARAŞ TURİZM MERKEZİ OLSUN

Zengin bir tarihe sahip Kahramanmaraş turistik bir merkez olsun. Emin olun bu konuda 13 yıldır duyarsız olan bir iktidar var. Biz Kahramanmaraş’ın bütün sorunlarını biliyoruz. Sanayi’sinin, esnafın, çiftçinin sorunlarını biliyoruz. Buranın bir turizm kenti olması gerekiyor. Biz buna inanıyoruz ve biliyoruz. Ama onlar bilmiyorlar. Çünkü onlar ceplerini düşünüyorlar. Ben vatandaşımı düşünüyorum. CHP iktidarında göreceksiniz ki Kahramanmaraş aynı zamanda güzel bir turizm merkezi olacak. Kültür merkezi, sanayi merkezi ve tarımın merkezi olacak. Kahramanmaraş bu bölgenin en güçlü cazibe merkezi olacak.

BUNLARI YAPMANIN YOLU SANDIKTAN GEÇER

Eğer bir ülkede siyaset temiz değilse siyasetçi cebini düşünüyorsa kaybeden vatandaş olur. Bizim CHP iktidarına ilk 4 ay içerisinde Parlamentoya getirip yasalaştıracağımız bir numaralı kanunun adı temiz siyaset kanunu olacak. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Namuslu insanların siyaset yaptığı Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Çalan çırpan değil halkı düşünen siyaset, kirliliği düşünen değil halkı düşünen siyaset, yandaşını düşünen değil işsizi, yoksulu ve Türkiye’yi olumlu bir ülke yapan siyaseti getireceğiz. Bunu yaparken hiç kimseyi siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bunu yaparken hiç kimsenin inancını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bunu yaparken hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Sözüm söz, bu ülke birinci sınıf demokrasiyi getireceğim.” Diye konuştu

REFAHI TOPLUMA BİZ YAYACAĞIZ

Türkiye’nin büyümesinde, kalkınmasında herkesin nasibini alacağını da dile getiren Kılıçdaroğlu eski Başkanlardan rahmetli Ecevit’in bir sözünü hatırlatarak şöyle konuştu; “ rahmetli Ecevit ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen diyordu. İnsanca Hakça bir düzeni getireceğim. Refahı tabana nasıl yayacağız. Bu ülkenin esnafı, çiftçisi, işçisi, emeklisi nasıl kazanacak? Refahı tabana yaymazsanız bir avuç zenginimiz milyonlarca yoksulumuz olur. Yıl 2002 Türkiye nüfusunun yüzde 1’i Türkiye’deki toplam servetin yüzde 39’una sahip. Yıl 2014 aradan 13 yıl geçmiş. Türkiye’deki toplam nüfusun yüzde 1’i toplam servetin yüzde 54’üne sahip. Refahı topluma yaydık diyorlar ya, refahın adını bile ağızlarına alamazlar. Refahı topluma biz yayacağız. Herkesin hakça kalkınmadan pay almasını biz sağlayacağız.

EMEKLİYE İKİ BAYRAMDA DA İKRAMİYE VERECEĞİM

Türkiye’de 11 milyon emekli var. Refahı tabana yaymak için ilk adım olarak Ramazan Bayramında ve Kurban Bayramında emekliye 1’er maaş ikramiye vereceğim. Sözüm sözdür. Hemen itiraz ettiler. Emekliye bu parayı verirken ‘nereden bulacaksın’ dediler. ‘Kaynağı nerede bu paranın’ dediler. Kahramanmaraş’tan söylüyorum Ankara’daki Beyler duysun. O kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğim, emekliye maaş vereceğim.

EMEKLİNİN DERDİ NEDİR BİLEN VAR MI?

Sanıyorlar ki emekliye her ay 10 bin lira vereceğiz. Ya emekliye zaten ne veriyorsun. en fazla bin 200 lira emekli aylığı veriyorsun. Ramazan bayramında ve Kurban Bayramında 1’er maaş ikramiye vereceğim. Dünyanın parasını vermiyoruz. Sen 13 yıldır ülkeyi yönetiyorsun emeklinin derdi nedir diye aklına gelip sordun mu? 13 yıldır iktidardasın. Hiç sordun mu bu millet kurban bayramında torunlarından niye kaçar. Niye onlara cep harçlığı vermez. Neden kurbanını alıp kesmez. Bunları biliyorum ve bütün bunları yapacağım. Bu güzel ülkeyi, Türkiye’yi cennete çevireceğim. Açlığı yoksulluğu bitireceğim. Fakirliği fukaralığı bitireceğim. Herkes yaşayacak.

EMEKLİLER MAAŞLARINI İSVİÇRE BANKALARINA YATIRMAYACAK

Emekli kendileri gibi parayı alacak kendileri gibi İsviçre bankalarına yatıracak sanıyorlar. Ya emekli 400 lirayı 500 lirayı aldığı zaman koşacak gidecek bakkaldan ekmek alacak. Fırına gidecek, manava gidecek, pastaneye gidecek alış veriş yapacak. Kim kazanacak emekli kazanacak, kim kazanacak esnaf kazanacak, kim kazanacak toptancı kazacak. Kim kaybedecek hortumcu kaybedecek. Eee zaten onların korkusu da hortumcunun kaybetmesi. Benim de amacım esnaf kazansın, çiftçi kazansın, emekli kazansın, memur kazansın, sanayici kazansın, üreten kazansın, alın teri döken kazansın, namuslu insanların tamamı kazansın hortumcular kaybetsin. Benim amacım zaten o, onun için çalışıyorum. Bizim emeklilere vefa borcumuz var. Eğer bu ülkenin kalkınması olduysa o insanların sayesinde oldu. Onlar çalıştılar, emek harcadılar. Kimisi tarlada, kimisi dükkanında, kimisi fabrikada, kimisi lokantada, kısacası hayatın her alanında çalıştılar.

BUNLARA CEVABI SANDIKTA VERECEĞİZ

Emeklilerimiz Türkiye’nin büyümesine kalkınmasına katkıda bulundular. Onları açlığa mahkum ettirmeyeceğim. Onların bu ülküde onurlu bir şekilde yaşamalarının yollarını bulacağım ve o şekilde yaşamaları için elimden gelen her şeyi yapacağım. Emekliye iki maaş ikramiye verince refahı tabana yaymada ilk adımı atmış oluyoruz. İkinci adım ise asgari ücret. Dedim ki: “Asgari ücreti bin 500 liraya çıkaracağız.” Sözüm söz. Elbette sözümüzü tutacağız ve asgari ücreti söz verdiğimiz seviyeye çıkaracağız. Yine koro halinde itiraz ediyorlar. ‘Asgari ücretliye bu parayı nasıl vereceksin’ diyorlar? Asgari ücretten vergi almayacağız. Zaten asgari ücretle vatandaş zor geçiniyor. Bir de ondan vergi mi alınır. Almayacağız dedim. Oradan maliye bakanı çıktı dedi ki: “Asgari ücretliye bin 500 TL vermek zulümdür” dedi. Bunlara cevabımızı sandıkta vereceğiz. Siyasette kavga istemiyorum. Çünkü bu millet kavgadan bıktı.

SİYASETİ MİLLETİM İÇİN YAPIYORUM

Bundan sonra biz bu millet için ne yapacağız? ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Siyaseti bunun için yapacağım. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak görmüyorum. Siyaset halka adanmışlıktır. Tekrar asgari ücrete dönecek olursak, ne diyordu bakan: “Asgari ücretliye bin 500 TL vermek zulümdür.” Bende Kahramanmaraş’tan bu beyefendiye sesleniyorum: Sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değilken işçiye bin 500 TL verirken mi zulüm oluyor. Bunu bu millete anlat bakalım. Bunlar mevcut asgari ücreti bile bilmiyorlar. Ben size söyleyeyim, asgari ücret şu anda 949 lira. Beş kişilik bir aile günlük sadece bir simit ve bir çay içseler ayda 900 lira yapıyor. Geriye sadece 49 lira kalıyor. Şimdi ben buradan orada Ankara’da oturanların vicdanına sesleniyorum. Bu insanlar kalan bu para ile mutfak masrafını mı karşılasın, elektrik parasını mı ödesin, su parası mı ödesin, kömür parası mı ödesin. Bu insanlar 49 lira ile nasıl geçinecek?”

Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından partisinin Kahramanmaraş Milletvekillerini sırasıyla kürsüye davet ederek ellerini sıktı. Kılıçdaroğlu’nun mitingi karanfil dağıtımıyla son buldu. 

Editör: Haber Merkezi